FETÖ ile mücadeleyi kazanmak mı istiyoruz?

FETÖ ile mücadeleyi kazanmak mı istiyoruz?

Dr. Bekir Tank

Daha önce FETÖ hakkında yazmak istemiÅŸtim, ama vaz geçmiÅŸtim. Çünkü bildiÄŸim kelimelerin hiçbir kutsalı olmayan, daha doÄŸrusu hem kendilerini ve hem kutsallarını emrinde oldukları güçler için feda etmeyi en kutsal görev olarak gören bir yapıyı tanıtmaya yetmediÄŸini görmüÅŸtüm.

Gülen’in son videolu mesajını görenleriniz olmuÅŸtur. BildiÄŸimiz gibi, önceleri rüyalarında sadece Hz. Muhammed’i gördüÄŸünü söylerdi. Bu defa ise, Allah’ı da gördüÄŸünü söylüyor. Ä°ÅŸte o videodan birkaç cümlesi: “Belki her gün gözlerimin içinden geçiyor. Böyle acındıracak ÅŸekilde gözümün içine bakıyorlar. Ben de dönüp Cenabı Hakk’a ve Resulü ZiÅŸan’a bakıyorum, ‘siz bilirsiniz’ diyorum…” Ne yazık ki, bütün bu sapıklıklarına ve ihanetlerine raÄŸmen hala kendisine inananlar az deÄŸil. Tarihimizin en büyük ihanetlerinden olan FETÖ ile mücadele insanca yaÅŸamak isteyen herkesin görevidir. Çünkü FETÖ’nün kalkışması sadece Türkiye’nin bağımsızlığına veya ErdoÄŸan’a karşı deÄŸildi, onuruyla yaÅŸamak isteyen herkese karşı idi. Dolayısıyla bu yapı ile ilkeli ve adil bir mücadeleyi sadece devletin veya Sayın ErdoÄŸan’ın deÄŸil, hepimizin görevi olarak görüyor ve önemsiyoruz.

Bu anlamda FETÖ’ye karşı mücadeleyi en donanımlı ve en güçlü bir ÅŸekilde verecek, vermesi gereken ÅŸahsiyet, ÅŸüphesiz ki, fiilen devletin de cumhurun da başı olan Sayın ErdoÄŸan’dır. Ancak ErdoÄŸan’ın FETÖ ile mücadelede izlediÄŸi politika ve kullandığı yöntemler gerçekten bir baÅŸarı getirir mi, ivedilikle enine boyuna tartışılması, tartışmamız gereken bir sorudur. Çünkü ilkeler ve özellikle adalet esas alınmadığı zaman ne elde bulunan iyi ÅŸeyleri korumak ve ne de belirtilen hedefe ulaÅŸmak mümkündür.

Üzülerek ifade etmeliyim ki, FETÖ ile mücadelede ilkeler ve adalet esas alınmamakta, kimi zaman akrabalık, kimi zaman particilik, kimi zaman bölgecilik ve kimi zaman da her tarafa çekilebilen “maslahat” devreye girmektedir. Sonuçta bakıyoruz ki, hakkı ve adaleti gözetmesi ve özellikle hukuku iÅŸletmesi gerekenler bakıyoruz, bir yandan istedikleri kiÅŸilere ÅŸefaat ederken ve istedikleri kiÅŸilerin tövbelerini kabul ederken, bazı insanları da mahkeme tarafından aklanmış olmalarına raÄŸmen onları temel haklarından mahrum bırakabilmekteler.

Tarihimizde ilkesizliÄŸin ve adaleti gözetmemenin bizlere nelere mal olduÄŸunu gösteren o kadar çok örnek var ki maalesef, anlatmakla bitmez. Kimi halife, emir, padiÅŸah ve sultanların gayri adil ve dolayısıyla gayri Ä°slami uygulamaları olagelmiÅŸtir. FETÖ ile mücadelede de benzer ilkesizliklerin, hukuksuzlukların ve kayırmaların olması, haktan ve adaletten yana olan insanları doÄŸal olarak endiÅŸelendiriyor. EÄŸer bir taraftan üçüncü derecedeki akrabası FETÖ’cü diye kiÅŸiyi haklarından mahrum bırakırken, diÄŸer taraftan kardeÅŸi bizzat darbenin içinde olanları yeni makamlarla taltif ederseniz veya kendi tövbenizi makbul ama diÄŸerlerininkini merdut sayarsanız, “FETÖ pazarı” gibi iddiaların üzerine gitmezseniz yahut yanınızdakilerin benzer ilkesizliklerine göz yumarsanız, FETÖ’yü geriletemez, aksine güçlendirirsiniz.

Öte yandan ErdoÄŸan’ın yanında ve etrafında Mervan bin Hakem’leri aratmayanların hala olması da FETÖ ile mücadelede ciddi bir engeldir. Hatırlarsanız, ErdoÄŸan, ÅŸimdi içeride olan yaveri için, “kime sorduysak, ‘güvenilir kiÅŸidir’ dedi” ÅŸeklinde bir ifade kullanmıştı. Bugün de benzer olumsuzluklara ÅŸahit oluyoruz. ÖrneÄŸin, Gülen ile olan onca beraberliÄŸine raÄŸmen ne hikmetse onları ancak darbeden sonra tanıyan ve “bana ahmak diyebilirsiniz” diyerek kendisini temize çıkaran Sayın Bülent Arınç bile bize hukuk ve adalet dersi vermeye kalkışabiliyor.

FETÖ ile mücadelede baÅŸarılı olmak istiyorsak eÄŸer sadece ve sadece hakkı, adaleti ve tabii ki ÅŸehitlerimizin muazzez kanını esas alacağız. Gerisi bizi zillete duçar kılar. Tarihimiz bunun örnekleriyle doludur!