TÜRK, MUHALEFET İKTİDAR HAYALİ KURAN MÜFLİS BİR TÜCCAR GİBİ..

Deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk, TC muhalefeti rüya gören, iktidar hayali kuran müflis (iflas eden) bir tüccarı andırmaktadır dedi..
Bu haber 2022-05-14 13:39:25 eklenmiş ve 20975 kez görüntülenmiştir.

 

TÜRK, MUHALEFET İKTİDAR HAYALİ KURAN MÜFLİS BİR TÜCCAR GİBİ..

 

Deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk, TC muhalefeti rüya gören, iktidar hayali kuran müflis (iflas eden) bir tüccarı andırmaktadır dedi..

 

Deneyimli siyasetçi Türk, 'Kürtler olmadan, Millet İttifakı'nın seçimleri kazanamayacağı açıktır', Mansur Yavaş'ın da aday olması halinde Kürtlerin ona oy vereceklerini sanmıyorum dedi. Birçok siyaset uzmanının, ciddi STK’ların da belirttiği gibi ülkemizin ana sorununun rejim sorunu olduğuna, bu seçimde bu rejimle kazananın da kaybedeinde birpürüs zaferi olacak.. Ve rejim sorununa işaret ettiler ( tc de rejim sorunu x1-dipnot bkz..)

 

HDP eski milletvekili ve yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Ahmet Türk, “Bir varsayım olarak muhalefetin sandıkta kazandığını düşünürsek, Erdoğan'ın bunu içine sindirip demokratik biçimde makamını teslim edeceği konusunda ciddi kuşkularım var” dedi. Türk, “İktidardan gitmemek için elinden gelen her yolu deneyecektir” tahminini dile getirdi.

 

Türk sözlerinin devamında muhalefete yönelik olarak da, “Kaldı ki muhalefetin tutumu da belirsiz ve bulanık. Her şeyi sandığa ayarlamış. Oysa sokaktaki insanlarla birlikte hareket edilmediği, onların aktif muhalif faaliyetlere katılımının sağlanmadığı ve koordinasyon halinde sokak ile Ankara merkezli parlamento içi siyaset birleştirilmediği sürece, Millet İttifakı hayal kuran tüccar durumuna düşer” eleştirisi getirdi.

 

Independent Türkçe’den Faik Bulut’a konuşan Türk, Kılıçdaroğlu öncülüğünde Haziran-Temmuz 2017'de başlatılan Adalet Yürüyüşü'ne bizzat katılıp simgesel destek verdiklerini hatırlatarak, “Başta MHP olmak üzere benzer zihniyetteki kesimlerden bize yönelik ağır itham ve karalamalar yayımlandı. 2 Ne yazık ki Kılıçdaroğlu, bu karalamaları göğüsleyemedi; sessiz kaldı. 3 Onun bu suskunluk ve mesafe koyma tavrı hâlâ devam ediyor” diye konuştu.

 

'KILIÇDAROĞLU İLE KAHVALTI ETTİK, CHP'NİN KÜRT MESELESİNE BAKIŞINI ELEŞTİRDİM'

 

Bir süre önce Kılıçdaroğlu ile kahvaltı yaptıklarını; CHP liderinin Millet İttifakı ve CHP'nin Kürt meselesine bakışını, bilhassa HPD'ye yönelik baskı, zulüm ve tutuklamalar konusundaki suskunluklarını eleştirdiğini anlatan Türk şunları kaydetti:

 

“Bu münasebetle dedim ki: Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listelerinden seçime katılıp milletvekili olmamız nedeniyle Genel Başkan Erdal İnönü'ye şiddetli eleştiriler yöneltildi. Mesela, 'Bölücüleri kanadınız altına alıyorsunuz' denildi. Buna rağmen İnönü, her türlü karalama ve suçlamayı göğüsledi; bizlere sahip çıktı, yaptığının isabetli olduğunu savundu.  Kılıçdaroğlu'na, Kürt sorunun çözümüne ilişkin ilk kuralın bu meseleyi sahiplenip içselleştirmek olduğundan bahisle, buna göre bir plan ve program yapılmasını önerdim. Aksi takdirde, sözü çokça edilen toplumsal demokrasi ve özgürlüklerin yarım kalacağını, başarısız olacağını söyledim. Dedim ki: 'Sayın Kılıçdaroğlu, siz neden uzak duruyorsunuz HDP ve Kürtlerden?' Doğrusu, hiç renk vermedi ve ses çıkarmadı.”

 

'CHP İÇİNDE NABZA GÖRE ŞERBET VERMELER DEVAM EDİYOR'

 

“Sadece Kılıçdaroğlu değil, CHP içinde de buna benzer tereddütler, yalpalamalar, günübirlik konuşmalar ve ziyaret edilen yerin ahalisi göz önüne alınarak nabza göre şerbet vermelerin devam ettiğini” söyleyen Türk, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün'ün Avrupa'da kayyım politikasına destek vermesi ve Kılıçdaroğlu'nun Zap-Metina bölgesindeki sınır ötesi operasyonda dualı sözlerini örnek olarak gösterdi.

 

'ADAY OLMASI HALİNDE KÜRTLERİN MANSUR YAVAŞ'A OY VERECEKLERİNİ SANMIYORM'

 

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında da konuşan Türk, “İyidir, hoştur, lakin başkan seçildikten sonra gittiği Diyarbakır'da bölge halkına seslendiği konuşmalarıyla son Rize konuşması arasında dağlar kadar fark var. Bu tür çift dil kullanmanın hangisi doğru?" diye sordu. Türk Mansur Yavaş hakkında da, “Aday olması halinde Kürtlerin ona oy vereceklerini sanmıyorum” görüşünü ifade etti.

 

BABACAN'IN KÜRT SORUNUNA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

 

Ahmet Türk’ün DEVA Partisi Başkanı Ali Babacan'ın "Kürt meselesine ilişkin açıklamalarının cesurca olduğuna" işaret ettiğini aktaran Faik Bulut, Türk’ün "Temel Karamollaoğlu'nun konuşma ve açıklamalarını daha samimi" bulduğunu ifade etti.

 

'YARGI MEKANİZMASI 'DÜŞMAN HUKUKU' KURALINA GÖRE İŞLİYOR'

 

Faik Bulut, sınır ötesi operasyonlar ile HDP'ye yönelik baskı, zulüm ve tutuklamalardan ötürü Ahmet Türk’ün öfkeli olduğunu ve şunları kaydettiğini aktardı:

"Bak, yine silahlar ve şiddet girdi devreye. Bütün bunlar ulus-devlet mantığının tahribat yaratan sonuçlarıdır. Bu zihniyet, Kürtlerin eşit vatandaşlığına karşıdır. Bu tutumla hiçbir sorun çözülmez, giderek derinleşir.  Sözde 'terörist yuvaları' olarak ilan edilip HDP'li belediyelere kayyımlar atadılar. Bu kayyımların belli başlıları, belediye hizmetleri ve ihaleler karşılığında milyonlarca, belki de milyarlarca liralık gelirler elde ettiler. Yolsuzluk artınca yoksulluk da arttı.  On binlerce HDP'li sorguda, gözaltında, tutuklu ve tuksak. Uyduruk gerekçelerle mesnetsiz suçlamalarla iddianameler hazırlanıyor. Ortada hukuk yok, tek adamın emrinde çalışan yargı bürokrasisi var. Her şey keyfî ve asla yasal değil. 12 Mart 1971 Sıkıyönetimi ile 12 Eylül 1980 Askeri Cunta rejimlerinde bolca işkence vardı; haksızlık ve yasa dışılık diz boyuydu. Ama onlar bile ceza verirken hukuki gerekçelere dayanmaya çalışırlardı. Bugün böyle bir şey yok. Çünkü hukuk güvencesi bulunmuyor ve yargı mekanizması 'düşman hukuku' kuralına göre işliyor.

 

'HPD'Yİ KAPATACAKLAR GİBİ, YARGIÇLARIN TUTUMLARI BUNU GÖSTERİYOR'

 

Bu gidişle HPD'yi kapatacaklar gibi bir gözlemim var. Yargıçların terkibi ve tutumları bunu gösteriyor. Esasen AKP iktidarının son yıllarında hukuk çürüdü. Çünkü toplum ve insan çürütüldü. Bakınız Millet Meclisi'ne! Öyle bir husumet, kin ve düşmanlık ortamı yaratıldı ki, milletvekilleri, birbirlerini imha edilmesi gereken düşmanlar olarak görüyorlar. Bırakın rakip ve muhalif partilerden politikacıları, AKP içinde bile artık kliklere ayrılmış, birbiriyle kavgalı menfaatçi ve rantiyeci kesimler var. Her biri, diğerlerini tasfiye etmekle uğraşıyor.”

Türk sözlerine şöyle devam etti:

“Somut bir örnek vereyim: Şimdilerde görev dışı bırakılmış AKP'li bir bakanla sohbet etmiştim. Açıkça dertlendi: 'R. Tayyip Erdoğan'la yüz yüze gelmek istemiyorum. Çünkü beni ve diğer bakanları nerede görse tek tek veya topluca azarlıyor!' Oysa biz milletvekilleri, daha önceleri Meclis kürsüsünde birbirlerimizi eleştiriyorduk ama salonun dışına çıkınca birlikte çay içip sohbet edebiliyorduk."

Ahmet Türk seçime dair şu görüşlerini aktardı:

"Bana kalırsa seçimi kazanabilecek durumda değil AKP. Üstelik giderek bir anlamda MHP'lileşmiştir. Bu haliyle istediği oyu alamaz. Bu yüzden de her türlü siyasi hile, taktik, manevra ve yasadışı yola başvurarak toplumu tam bir kaos ve çatışma ortamına sürüklemekten çekinmeyecek bir zihniyet var karşımızda.

 

'MUHALEFET KAZANIRSA, ERDOĞAN'IN DEMOKRATİK BİÇİMDE MAKAMINI TESLİM EDECEĞİ KONUSUNDA CİDDİ KUŞKULARIM VAR'

 

Bir varsayım olarak muhalefetin sandıkta kazandığını düşünürsek, Erdoğan'ın bunu içine sindirip demokratik biçimde makamını teslim edeceği konusunda ciddi kuşkularım var. İktidardan gitmemek için elinden gelen her yolu deneyecektir. Kaldı ki muhalefetin tutumu da belirsiz ve bulanık. Her şeyi sandığa ayarlamış. Oysa sokaktaki insanlarla birlikte hareket edilmediği, onların aktif muhalif faaliyetlere katılımının sağlanmadığı ve koordinasyon halinde sokak ile Ankara merkezli parlamento içi siyaset birleştirilmediği sürece, Millet İttifakı hayal kuran tüccar durumuna düşer.

Millet İttifakı, 'tek adam rejiminden çıkış, parlamenter sisteme dönüş' söylemini kullanıyor. Lakin radikal bir demokrasi ve parlamenter sisteme dönüş planı olmadığı, halkın buna aktif desteğinin alınmadığı, iktidarı vermemekte direnecek AKP karşısında kararlı ve dik durulmadığı sürece beklenen sonuç alınamayacaktır.

 

KÜRT SORUNU DEMOKRATİK DÜZEN İLİŞKİSİ

 

Kürt sorunuyla birlikte ele alınmadıkça, Türkiye'de arzulanan demokratik düzen meselesi yarım yamalak gerçekleşir, ancak tatmin edici olmaz. Muhalefet ya bu gerçeği idrak etmiyor yahut devamlı öteleyerek aslında kendini oyalıyor. Kürt kamuoyu da bu gerçeğin farkındadır. Kimseden saklımız gizlimiz yok bu hususta. Newroz 2022'deki kitlesel kutlamalarda görüldü ki; bütün o baskı, tutuklama ve kuşatmaya rağmen Kürt halkı kendi meselesine güçlü biçimde sahip çıkıyor. Millet İttifakı'nın bu dinamiğin önemini iyi değerlendirmesinde yarar var.

 

'KÜRTLER OLMADAN MİLLET İTTİFAKI SEÇİMLERİ KAZANAMAZ'

 

Kürtler olmadan, Millet İttifakı'nın seçimleri kazanamayacağı açıktır. 5 Bu dinamik salt sandığa gitmek için değil, mevcut iktidar sonrasında hayatın her alanına aktif katkıda bulunmak için de gereklidir."

 

 

DİPNOT X-1 tc rejim sorunu

 

 

Osmanlıdan sonra Ortadoğu’da kurulan bütün rejimlerin birer diktatörlük, birer sömürge, birer uydu-uyduruk rejimler olarak kurulduğunu, ülkemizin ana sorunun TC rejim sorunu olduğunu.. Bunu görerek rejmi değiştirme şiarı ile 2000’lerde itibaren ortaya çıkan AKP’nin atağa geçtiğini, halkın ekseriyasının desteğini aldığını.. Fakat gelinen aşamada AKP’nin düşürüldüğünü rejmin sağlam bir bekçisine dönüştürüldüğünü, yıpranan-yıpratılan, yorgun düşürülen, nefes alamaz hale çekilen Erdoğan ve Kadrosunun emperyalistler tarafından her alanda tam kullanılabilir bir kıvama çekildiğini TC vatandaşı net olarak görmeye başladı.. 

TC’de kürd-türk, sağ-sol, din-mezhep sorunları yoktur.. Anadolu ve Mezopotamyanın TC’nin oluşum süreciyle birlikte 200 yıllık bir derin işgal sorunu vardır. 200 yıldır bu devasa coğrafyada yaşayan halklar fiziki, siyasi, kültürel-ekonomik soykırıma uğratılmaktadırlar..

Bu rejimle iktidarında, muhalefetinde bir geleceği olmadığı gibi 2023 seçimleri kazanan açısından da bir Pirüs zaferi olacaktır..

 

Siyon-Emperyal Anadolu ve Mezopotamyayı Büyük İrael projesine hazırlamak için yorulmus, düsürülmüs bir akp yapılanmasını altın tepside sunulan bir hediye gibi gordugunden akp nin iktidarda kalması, siyon-kapital proje muhalefetin de olduğu gibi devam etmesi emperyalistler için bulunmaz bir hint kumaşıdır..

Burada sarılmış-düşürülmüş bir iktidarla, siyon emperyalin tamamen projesi olan muhalefetin şu andaki en büyük politikaları mümkün olduğu kadar toplumu ayrıştırarak birbirine düşürme.. Ülkemizin açık gizli işgale tüm boyutları ile hazırlama olmaktadır..

Özetle ülkemizde kurt-turk.. vs sorunlar suni sorunlar, sorun 200 yıllık derin işgal tc rejmi.. bu rejmi degistirecek ırk-dil-din-mezhep üstü sivil bir anayasa, Anadolu Birleşik Devletleri gibi yeni bir siyasal rejimi hedeflemedikçe çıkış yok..

 

Özetle TC iktidarı da siyon-emperyal muhalefetide ülkemizde 200 yıldır süren siyon-emperyal derin işgali sürdürmek 80-90 milyonu nefessiz bırakarak vurmak, teslim almak için ne gerekiyorsa onu yapmaktadırlar..         

 

 

ETİKETLER : Deneyimli Kürt siyasetçi Ahmet Türk TC muhalefeti rüya gören iktidar hayali kuran müflis (iflas eden) bir tüccarı andırmaktadır dedi..
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA