ARDAHANDA ÇETELER YAYLALARA SALDIRDI..

ARDAHANDA ÇETELER YAYLALARA SALDIRDI..

Ardahan’da devlet destekli olduğu iddia edilen çeteler yaylara saldırıya vatandaşa her alanda zarar vermeye saldırmaya başladılar..

Çeteler, bir taraftan Yaylaların çatılarını söküp götürürken, vatandaşların çatılarını parçalarken.. Vatandaşlara yüz binleri aşan zararlar verirken..Yaylalara saldıran çetelerin halka karşı kin ve nefretleri o kadar büyük ki yaylalarda bulunan bütün elektrik saatlerini kırarak her yaylayı harap duruma getirmenin yanı sıra yaylalarda ne kadar kablo varsa hepsini de söküp götürmektedirler..  Halka, vatandaşa kin ve öfkelerini de yaylardaki elektrik saatlerini kırarak kabloları sökerek çatıları kırp dökme ve çalma bitmedi..

Halk vatandaş düşmanı bu çeteler bununla da yetinmiyorlar.. İstanbul başta olmak üzere Turkuye metropollerinden bölgeye yönelen bölgede yazlık ev yaptıran birçok vatandaşın da evi harap edildiği gibi bu tür yeni yapılan evlerden de malzemeyi söküp götürme yakma-yıkma, talan-hırsızlık  had safhada..

Ardahan adeta vahşi batıya dönmüş hergün hayvan çalınma haberleri, hergün binbir emekle üç-beş ineği toplayan vatandaşın hayvanlarının çalınması.. Ahırlarının evlerinin başlarına yıkılması..

TC rejmi kurulurken yüzyıl boyunca bölgeyi göç ettirdi, boşalttı. Boşaltmakla kalmadı, malakanlar diğer dini etnik gruplarıda bölgeden söküp atdı. Bölgeyi çoraklaştırdı. Şimdi turkuyenin dünyanın dört bir yanına dağıtılan serhadlıların yönlerini ve yüzlerini bölgeye doğdukları topraklara çevirmesi halk düşmanı çetelerin her alanda harekete geçirmiş bulunmaktadır..

Hertür namussuzluğu yapan çeteler halka vatandaşa yaptıkları saldırıyı da genelde hırsızlık süsü vererek Serhad bölgesi genelinde vatandaşa maddi-manevi anlamda zarar vermek için her tür fırsatı kullanmaktadırlar..

2020 kışı Ardahan ve bölgede biyolojik saldırıyla da birçok hayvanın ölü yavru doğurması ve ölümüne neden olan bölgeye sinen derin çeteler olmayan bir devlet erki nedeniyle 24 saat vatandaşa biyolojik dahil her alanda  saldırmaktadırlar..

Enson Ekim Ay‘ının son haftasında Hoçvan, Sıxırpet-Bebereg yaylalarına dalan çeteler köyün bir önceki dönem  Muhtarı Güven Şit in yaylasını baştan sona yıkıp çatısı dahil tüm malzemelerini götürüp yüzbin liraları aşan zararlar  verirken iki köyün yaylalarının bütün elektrik saatlerini kırıp kablolarında sökerek götürdüler, yaylaların büyük çoğunluğu kırıp döküp tahrip ettiler.. Benzer bir saldırıda İstanbulda Sıxırpet-Bebereg Dernek başakanına yapılmıştı. İstanbulda da bir çete başkan Fuat Yıldız’ın  ticari aracını babasının malı gibi alıp götürdüler. Her şey kameralarda kayıtlarda olmasına rağmen hiçbir sonuç çıkmadı..

Planlı, bilinçli, günler süren bu tür gasp yakıp yıkma çalma operasyonlarını herne hikmetse binlerce asker ve polisi besleyen Ardahanda ne kamu, ne yereli neden sivili nede duydu, nede gördü..

Devlet devlet olma vasfını yerine getirmiyorsa halka söylemeli halk kendi güvenliğini de sağlar, o soysuz çetelere de hak ettiği cevabı da verir..

Birçok STK bu konuda suskunluğunu korurken, bu yönlü olaylar sürerse hem halk hemde STK’lar harekete geçerek  TC yi ahim başta olmak  üzere dünyaya şikayet ve protesto gösterileri başlayabilir..

Ülke genelinde vatandaş artık haber dinlemeye kara bir haber duymama adına televizyon ve radyosunu açmaya korkar hale geldi..

Ardahan için en büyük  tehditlerden biri de doğasını giderek tahrip edilmesi, kura nehrinin tersine akıtılarak ilin kurutulması, sarı çam ormanlarını yok edilmesi, Ardahanın simgesi olan Bülbülan yaylalarının da  Ardahandan koparılarak kardenize hopaya bağlanması..

 Ardahan eğitimde, üniversitelere girişte sondan 1. Olurken, ilde işe alınalar bürokratlar koltukları Erzurumlular kaplarken .. Ardahan her alanda işgal edilen bitirilen bir il görüntüsüyle her alanda gerilemeyle Türkiyenin en sorunlu en sıkıntılı ili haline getirildi.

Sanki Moğollar Anadoluya saldırıya geçtiler durumunu yaşayan Ardahanda Fetö darbesi gibi Ardahan darbe üstüne darbe alıyor. Hayvancılık-Tarım  bitirildi, 2020 kışı boyunca hayvanlar öldü,  ölü yavru doğurdular, doğal dengeyi bozmak  için yıllardır dünyada benzeri olmayan kızılçam ormanlarının kesilmesi, kura nehrinin hes-huslarla yok edilmesi, tersine çevrilerek karadenize akıtılmaya çalışılması,  bülbülan gibi Ardahanın simgesi bir yaylanın coğrafyanın ardahandan koparılması, çıldır gölüde  bilinçli planlı bir şekilde doğal dengelerin yok edilmesi yaylalarının elinden alınması, hergün hırsızlık yolsuzluk yıkım ..  Ardahanlılar illerine sahip çıkmayı başaramasa çeteler Ardahanı tarihten siliyor..  Ardahan hergeçen gün biraz daha büyük bir yıkım yaşıyor..

Bir il her alanda bu kadar sarılıp yıkım yaşıyorsa burada devlet destekli çetelerin iş başında olmadığını kim iddia edebilir..

Sadece Ardahan değil ülke genelinde kamu otoritesi giderek bitiyor, halkın stk ların bir an önce güvenlikten sağlığa doğal yaşamı ve dengeyi korumaya ekonomi siyasete.. yerel anlamda her alanda kendi ihtiyaçlarını giderecek bir örgütlenme ve kurumsallaşmanın içine girmesi, kendi yaşamlarını coğrafyalrını yok etmeye çalışan kendilerini saran yerli yabancı çete ve ihanet şebeklerini halkın çözmesi ve önlem alması  giderek kaçınılmaz bir hal almaktadır..

Türkiye geneli halk bu aciliyeti  kavrayarak hırsızlık-yolsuzluk üzerine kurgulanan tc rejminin iktidarı ve muhalefetiyle de artık siyasal yapısının da çürüdüğünü Ardahan da görüldüğü gibi chp zihniyetinin  hala put-totemlerle tc amblemleriyle halkı dizayn etmeye çalıştığı, iktidarının ise doğasıyla, üniversitesiyle  her şeyiyle oynadığı bitirmeye çalıştığı bir il gerçeği ile karşı karşıyayız.. Ardahanda dovlet bitmis okey dönüyor. STKlar ve halk kendi illeri için harekete geçmelidirler.. Aksi yarın geç olabilir..