ESENYURT DEVA’NIN AÇILIŞINDA İZDİHAMA VARAN KATILIM..

ESENYURT DEVA’NIN AÇILIŞINDA İZDİHAMA VARAN KATILIM..

Esenyurt Deva Partisi İlçe Binasının açılışında izdihama varan bir katılım oldu. Açılış için ayrılan devasa alana halk sığmadı. Binlerce Esenyurt’lu etkinliğe aktı.

Açılıştan önce Esenyurt’ta adeta bir şölen bir miting havası vardı. Deva Partisi araçları Esenyurt’u boydan boya turlayarak açılış anons ederlerken.. Saat 12. 00 de başlayacak olan etkinlikten saatler öninden kalabalık alanı doldurmaya başladı.

Bu açılışta gözlemlediğimiz en önemli durum Türkiye toplumunun bir arayış içinde olduğunun net fotoğrafıydı. Gençlik gelecekten, halk ise iktidar-muhalefeti ile siyasetten umudunu kestiğinin ve arayış içinde olunduğunun resmiydi..

Geçmişte AKP  ve diğer partilere oy verenler pişman olduklarını ifade ediyorlardı..

Deva partisi genel başkanı Ali Babacan ülkemizin siyasi-ekonomik sorunlarına vakıf biri olarak önemli belirlemelerde bulundu. İktidarın yolsuzluk-yoksulluğu bir politika haline getirdiğini, vatandaşları yoksullaştırarak kendine bağladığını bir taraftan sürekli şişen küçük bir azınlık, diğer yandan sürekli yoksullaşan bir vatandaş ve halk gerçeiği ile karşı karşıyayız dedi..

AKP'den koparak kurulan Gelecek ve Deva gibi partiler, TC siyaset tarihine bakıldığında birer devrim partileri gibi, Kurtce ile, Kurdlerle bir sorunları yok. Devrimci eylem-soylemlerle yola çıktıkları gibi, akp şahsında -özelinde rejimle sorunu olan siyasal yapılara dönüştüler..

Tabi burada en büyük çelişki rejmi değiştirmek için bu yolu akp nin açması ve açtığı yolda boğulması.. TC siyaseti bir bütün olarak rejim sorununu gizleyerek akp yi günah keçisi yaparak hala klasik tc ayak oyunları ile vatandaşı güdülebilen koyun sürüsü oarak görmektedir.. Hiçbir siyasal hareket tc nin abd ye (andolu birleşik devletlerine) dönüşmesine dokunmuyor bile..

KURDİ STK’LAR ÜLKEMİZİN ANA SORUNU REJİM SORUNUDUR..

Açılışta TC siyasetinin ruhunu bilen Kurdi STK’lara Esenyurtta ortaya çıkan Deva Partisinin fotoğrafını  kalabalığı sorduk..

---Ak Parti ve diğer partilere oy verenlerin demografik yapısından yola çıkıldığında büyük oranda akp seçmenin aktığı % 50 üstünde bir kurdi nüfusun alana aktığını.. Dolayısıyla akp den kopan ortaya çıkan partilerin ana politikasının akp yi zayıftlamak olduğunu, bunda da önemli oranda yol aldıklarını.. Kurd seçmenin akp den uzaklaşmasının ise doğal olduğunu.. Bahçelinin ortaklığından sonra  akp de bir tek kurt bakanın bırakılmadığına ülkemizde ırkçı kafatasçı  faşist bir kadrolaşma ve çeteleşmenin giderek ülkemizi esir almaya başladığını ifade ettiler..  Liyakat, adalet vb. bir şey kalmadığını.. Bu gelişmelerden sadece kurdler değil bütün vatandaşın rahatsız olduğunu.. ifade ettiler..

Kurdi STK’ların Rejim Sorunuı Görüşleri Detaylar Tıklayınız..

--- Deva’nın da Kürt-Türk vb. sorunlara vurgu yapması ülkemizde asıl sorunun rejim sorunu olduğuna vurgu yapmaması, bol-bol Atatürklü fotolar vb. klasik TC parti ve siyasetini güden sıradan bir parti olduğunu ortaya koyarken..

--- Deva vb. partilerin ana politikası akp nin altını boşaltma olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.. TC de rejim sorunu yazımızda bazı detaylara dokunmuştuk.. Bu anlamda deva vb. partiler ortaya çıkmasa da akp gidici, çünkü akp ile chp hem rejmi sahiplenmede yer değiştirdiler, hemde karşılıklı olarak birbirlerini beslemektedirler.  Aynı rejmi gücü bölüşerek birlikte idare etme ülkeyi vatandaşı birlikte dizayn etme tc siyasal yapılanmasının ana politikası..

---Kurdi STK’lar ülkemizin ana sorununun kurd-turk vb birşey olmadığını, ülkemizin ana sorunun  rejim sorunu olduğunu kurulmuş, kurulmakta olan tüm tc siyasetinde ve siyasi partilerinde hdp den mhpye en uç partilerine bu gerçeğin sürekli halktan gizlendiğini ifade ettiler..

--- Mevcut siyasal yapılanmaya bakıldığında ülkemizin karanlık bir tünelde olduğu kimsenin önünü görmediğini iktidarı muhalefetinin aksine ülkemizin her bölgesinde il-ilçe-köy dernekleri federasyonlarının yetkinleşerek rejimi değiştirecek bir noktaya kaymaları gerekmektedir. Bir başka ifade ile vatandaş yetkinleşerek bu rejmi addan anayasaya değiştirecek, ırk-dil-din-mezhep üstü bir siyasal yapılanmaya kayma becerisini yakalamasa, anır-ahır kabirler Atatürkler-atakurtler bu haliyle devam ederse.. İçinde olduğumuz vatandaşı ve ülkeyi öğüten siyasal kısır döngü içinde olduğumuz yüzyılımızı da vatandaşı da yok edecek..

---Sonuç olarak TC de siyasal partilerin çoğalması toplumsal bilinçlenme açısından önemli gelişmeler, ama bu siyasal yapılanmalar rejimi değiştirecek içerik ve yetkinlikten yoksun tc rejminin ajan kripto yapılanması tarafından üsten ele geçirilmiş yapılanmalar..Vatandaşta bu durumu bildiği için bu partiler benden nemalanmaya çalışırken asıl önemlisi ben onlardan nasıl nemalanabilirim modunda. Ülkemizde asıl sorun rejim sorunu. Halk bu soruna deva olacak bir siyasal akım gördüğünde akp yi iktidara taşıdığı gibi onları da iktidara taşır.. Halkın ekseriyası artık siyaset ve rejim zokalarını yemiyor. Halk 200 yıldır jkendilerini her alanda soykırıma uğratan tc rejmini yıkacak aktör arıyor..  

Sonuç olarak önlerine rejim sorunu koymayan A’dan Z’ye rejimin tüm siyasal partilerinin ana politikası vatandaşı ve ülkeyi ben daha iyi dizayn eder satar-soyarım politikasıdır.. Bu politikanın bir sonucu olarak vatandaş siyasetten nemalanmaya, siyasette vatandaştan nemalanma oyunlarını ustaca oynamaktadırlar..

BASINDAN…

Gazete Duvar- Esenyurt'ta DEVA açılışı:

100 kişiden 93'ü eski AK Partili, 17'si Kürt

Açılış öncesi, Kürtçe ve Türkçe türküler okundu, halaylar çekildi. Gelenlerin büyük çoğunluğu kendini 'muhafazakar' olarak tanımlayanlardı. Kalabalığın ağırlıkla 40 yaş üstü olduğu gözlenirken, çoğunluk eski AK Partili olduğunu söyledi. Alanda konuştuğumuz 100 kişiden 93'ü eski AK Partili olduğunu dile getirdi, 5 kişi MHP, bir kişi CHP'li olarak kendini tanımlarken, bir kişi ise daha önce herhangi bir partiye oy vermediğini belirtti. Ayrıca bu kişilerden 17'si Kürt olduğunu, diğerleri Türk olduklarını söyledi. 13 kişi, 18 ile 35 yaş arasındaydı.

Esenyurt'taki açılışa katılanlara daha önce hangi partiye oy verdiklerini, kendilerini nasıl tanımladıklarını sorduk.

Artık AK Parti'ye oy vermeyeceklerini söyleyenler, bunun gerekçeleri olarak AK Parti'nin kuruluş felsefesinde uzaklaştığını, ekonomi ve adaletin bittiğini ve güvenlik endişesi olduğunu söyledi. Gençler ise gelecek kaygısı yaşadıklarını dile getirdi.

'BEN AKP'YE OY VERMEDİYSEM BİL Kİ KAYBEDER'

76 yaşındaki Mustafa Bey, "Eğer ben AKP'ye oy vermediysem bil ki kaybeder. Hep böyle olmuştur. AK Parti benim için bitmiştir. Ali Babacan'a güveniyorum" dedi.

'ALLAH'TAN SONRA ERDOĞAN'A TAPIYORDUM'

65 yaşındaki Ergün Bey, kuruluşundan beri AK Parti'ye oy veriyormuş ancak artık vermeyeceğini söylüyor. "Ben bu Erdoğan'ı canımdan çok seviyordum. Allah'tan sonra Erdoğan'a tapıyordum" derken hemen yanımdaki Süleyman amcayı işaret ederek, "Bak o da öyleydi. O da neredeyse Erdoğan'a tapıyordu. O kadar seviyorduk. Ama artık yok. Oy vermeyeceğiz"

72 yaşındaki Süleyman Bey de bu konuda neredeyse aynı yanıtı veriyor. AK Parti'ye yönelik eleştirilerini dile getiren Süleyman Bey, "Ben sürekli AK Parti'ye oy verdim. Ama artık vermeyeceğim. Gerçekten her şeyi bitirdiler. Ne ekonomi kaldı ne de adalet. Markete korkarak gidiyoruz. Eskiden neredeyse Erdoğan'a tapıyordum" diye konuşuyor.

'HER ŞEYİ MAHVETTİLER'

53 yaşındaki Hüseyin Bey ise şunları söyledi: "AK Parti'nin ilk iki dönemi iyiydi. Keşke uzatmasaydık ve oy vermeseydik. O zaman bunlar olmazdı. Zaten bilseydik böyle olacağını vermezdim ama artık vermeyeceğiz. İhanet etti. Damadını ekonominin başına getirmeyecekti. Her şeyi mahvettiler."

BAŞKAN KÜRTÇE SELAMLA BAŞLADI

DEVA Partisi Esenyurt ilçe başkanı Halis Kahriman'ın söze Kürtçe selamlayarak başlaması büyük alkış topladı. Bu sırada, "İşte DEVA, işte DEVA" diye bağıranlar oldu.

babacan

DEVA lideri Ali Babacan, Esenyurt'taki açılışta coşkulu bir kalabalığa seslendi. Fotoğraflar: Gazete Duvar

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın konuşmasında Kürt meselesi, sosyal destekler ve hayat pahalılığı vardı. Ali Babacan şunları söyledi:

'KÜRT MESELESİ HERKESİ İLGİLENDİREN BİR MESELEDİR'

BUGÜN MECLİS'TEN NEYİ ÇÖZMESİNİ BEKLEYECEKSİNİZ?: Kürt meselesini mutlaka çözüme ulaştıracağız. Vatandaşlarımızın tüm haklarını koşulsuz, şartsız, pazarlıksız derhal tanıyacağız. Kürt meselesinin çözümünün meşru, demokratik siyasetten geçtiğini gayet iyi biliyoruz. Çözümü Meclis olarak gösterenler de var. Olabilir ama keşke Meclis çalışsa. Bugünkü Meclis’ten neyi çözmesini bekleyeceksiniz? Temsil gücü çok yüksek bir Meclis çözümlerin iyi bir adresi olacaktır. Bir mesele var ise, ilgili herkesle görüşülmesi gerektiğini ve görüşüleceğini de herkesin bilmesi lazım. Onunla konuşma, bununla konuşma, onu dinleme, bunu tanıma… Böyle olmaz. Sorunlarımızı konuşa konuşa çözeceğiz. Bu mesele, herkesi ilgilendiren bir meseledir. Kandan, gözyaşından beslenen hiç kimseye geçit vermeyeceğiz. Devleti sorunun bir parçası olmaktan çıkarıp, çözümün bir parçası haline getireceğiz.

'KÜRTÇE BİLİNMEYEN DİL İSE ÇEVİRİSİNİ YAPTIRIN'

TBMM'DEKİ ÇEVİRİ HİZMETİ: Anlık çeviri hizmetleriyle ilgili TBMM’de bir çalışma var. Dört dil var. İngilizce, Arapça, Rusça ve Fransızca. Bir eksik var: Türkiye’de en çok konuşulan ikinci dil, Kürtçe yok. Diyebilirler ki; ‘Kürtçe yabancı dil değil, bu toprakların dili’. Böyle diyorlarsa eyvallah. Ama o zaman Meclis kürsüsünde ya da Meclis’te sandalyede oturan milletvekillerinden Kürtçe konuşan arkadaşlarımız olduğu zaman tutanaklara niçin ‘bilinmeyen dil’ yazıyorsunuz? Eğer ‘bilinmeyen dil’ ise, hiç olmazsa bir tercümesini yapıverin de insanlar ne olduğunu anlasınlar. Kürtçe milyonlarca Kürt’ün dilidir. Adını koyun artık. Şu dili bir tanıyın. Bu ırkçı, ayrımcı zihniyetin mutlaka değişmesi gerekli.

AİLELERİN GELİRİ İLE İHTİYACI ARASINDA FARKI KALDIRACAĞIZ: Parti üyeliklerine bağlı verilen yardımları sona erdireceğiz. Kimin ihtiyacı varsa biz bulacağız, biz ayağına gideceğiz. Her aileye bir ‘sosyal destek uzmanı’ atayacağız. Aynı aile hekimleri gibi, her ailenin, o aileden sorumlu bir ‘sosyal destek uzmanı’ olacak. ‘Asgari gelir desteği’ sistemini başlatacağız. Önce ailenin mevcut gelirine bakacağız. Sonra gerçek ihtiyacını tespit edeceğiz. Mevcut gelirle, gerçek ihtiyaç arasındaki farkı devlet olarak biz karşılayacağız. Sosyal yardım ve destek programları olan 43 kuruluş var. Vatandaşlarımızın çoğu bunlardan habersiz. Bilen, ulaşan, adamı olan bu yardımları alıyor. Biz, sosyal yardımları tek merkezde toplayacağız. Farklı kurumlar tarafından yapılan aynî ve nakdî yardımları tek kapı sisteminde buluşturacağız. Vatandaşımızın kapı kapı dolaşmak zorunda kalmasına bir son vereceğiz. Bir fısıltı gazetesi dolaşıma sokmuşlar. Neymiş, iktidar değişirse sosyal yardımlar kesilirmiş. WhatsApp gruplarında bu akıl almaz lafları dolaştırıyorlar. İnsanları korkutuyorlar. Hiç öyle atıp tutmasınlar. Biz, ekonomiyi güçlendireceğiz. Devletin kaynaklarını bollaştıracağız. İhtiyacı olan vatandaşlarımıza da fersah fersah destek vereceğiz. Devlet, vergi ödeyen vatandaşımızın ihtiyaç duyduğunda yanında olmak zorundadır.

ISINMA DESTEĞİ UYGULAMALARINI GÜÇLENDİREREK DEVAM ETTİRECEĞİZ: Sosyal yardımlara, ihtiyacı olan herkes erişebilecek. Yoksul ailelere doğal gaz desteği, kömür yardımı gibi uygulamaları güçlendirerek devam ettireceğiz. Yeni doğan bebeklerin, sağlıklı yetişmesini sağlamak amacıyla, bir yıl süreyle, başta süt ve bebek maması olmak üzere, tüm gıda desteğini karşılayacağız. Sayın Erdoğan markete gitmiş, abur cubur doldurmuş sepete, bin liralık alışveriş etmiş. Bir de ‘Fiyatlar gayet uygun’ diyor. Taraflı cumhurbaşkanlığı sistemi yüzünden, A’dan Z’ye her şeye zam geliyor. Makarnaya yüzde 88, süte yüzde 99, doğal gaza yüzde 89, elektriğe yüzde 99 zam yapıldı. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bunları söylemem gerekiyor. Siz, her şeyin güllük gülistanlık olduğu bir hayal dünyasını insanlara anlatıyorsunuz. Sizi hakikate davet etmek istiyorum. Hakikat çarşıda, pazarda, markette.

'ERDOĞAN ARTIK BAŞKA BİR DÜNYADA YAŞIYOR'

VARLIK İÇİNDE YOKLUK: Koca bir ülke, bu kötü yönetimin elinde can çekişiyor. Ülkemiz, varlık içinde yokluk çekiyor benim ülkem. Asgari ücret, açlık sınırının dahi altındayken, kamu kaynaklarından nemalananların, 10-15 yerden maaş alanların keyfine diyecek yok. Halkımız her türlü zorlukla boğuşurken, ülkenin cumhurbaşkanı hiç oralı olmuyor. Başka bir dünyada yaşıyor. Diyor ki ‘İşçi de memur da halinden memnun’. Yoksulluktan bahsedene, ‘Abartıyorsun’, hayat pahalılığına ‘Enflasyon yüzde 20’nin altında’ diyor. Sayın Erdoğan artık bambaşka bir dünyada yaşıyor.

ESYURT ACİLİS DEVA VİDO 

https://www.youtube.com/watch?v=zN70HN1HXEc

ESENYURT DEVA ACİLİS FOTO GALERİ..

Haberler.com  - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Türkiye'de bu fiyat artışının sebebinin köküne indiğinizde, döviz kuru vardır.

ESENYURT, İSTANBUL (AA) - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, " Türkiye'de bu fiyat artışının sebebinin köküne indiğinizde, döviz kuru vardır. Siz ülkenin ekonomisini yönetemezseniz, hem kur hem faiz artarsa işte çarşı ve pazarın fiyatı artar." dedi.

Babacan, partisinin Esenyurt İlçe Teşkilatı'nın açılışında yaptığı konuşmada, demokrasi hasretini bu meydanda gidermeye başladıklarını, Türkiye'nin tümünün demokrasiyle yeniden buluşacağını söyledi.

İktidarın, ülkeyi karanlık bir tünelin içine soktuğunu savunan Babacan, "Bu tünelde hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı var. Koskoca ülke bu kötü yönetimin elinde can çekişiyor. Ülkemiz, varlık içinde yokluk çekiyor. Pandemi sonrasında, bütün dünyada ekonominin çok hızlı şekilde canlandığı bir dönemdeyiz. Merkez Bankalarının trilyonlarca dolar, trilyonlarca avro para basıp dünyaya saçtığı dönemdeyiz. Tam bir varlık içinde yokluk çekiyor benim ülkem. Asgari ücret açlık sınırının dahi altındayken, kamu kaynaklarından nemalananların 10-15 yerden maaş alanların keyfine diyecek yok." diye konuştu.

Vatandaşın "hayat pahalılığı var", "fiyatlar el yakıyor" dediğini aktaran Ali Babacan, "Son bir yılda binlerce vatandaşımızla sohbet ettim. Herkes 'yeter artık' diyor. Şimdi sıra İstanbul'da. İnşallah İstanbul bu işi çözecek. İstanbul tüm Türkiye'nin özeti. Bütün saha çalışmamızı inşallah İstanbul ile taçlandıracağız. Partimizin de Türkiye'nin de nihai başarısını belirleyecek şehir İstanbul'dur. En büyük ilçesi olan Esenyurt da İstanbul başarısının belirleyicisi olacak." dedi.

Fiyat artışlarına değenin Babacan, "Makarnaya yüzde 88, süte yüzde 99, doğalgaza yüzde 89, elektriğe yüzde 99 zam yapıldı. Elektriğe, doğalgaza zam yapan kim? Hükümet değil mi? Kendi belirlediği fiyatlara yüzde 80-90 zam yapıyor. Hatta tarımda kullanılan elektriğin fiyatı yüzde 168 arttı. Türkiye'de bu fiyat artışının sebebinin köküne indiğinizde, döviz kuru vardır. Siz ülkenin ekonomisini yönetemezseniz, hem kur hem faiz artarsa işte çarşı ve pazarın fiyatı artar." dedi.

Ali Babacan, iktidara geldiklerinde ekonomiyi güçlendireceklerini, devletin kaynaklarını bollaştıracaklarını, ihtiyacı olan vatandaşlara da fersah fersah destek vereceklerini ve yardım yapacaklarını dile getirerek, sosyal yardım ve sosyal desteklerin bir vatandaşlık hakkı olduğunu belirtti.

Konuşmasının ardından Babacan, eşi Zeynep Babacan, DEVA Partisi İstanbul İl Başkanı Erhan Erol, DEVA Partisi İlçe Başkanı Halis Kahriman, parti yöneticileriyle birlikte kurdele keserek, partisinin Esenyurt İlçe Teşkilatı'nın açılışını gerçekleştirdi.

Babacan'a, Başbakan Yardımcılığı dönemde Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) olan kredi borcunun son taksitinin transfer talimatını tuşa basarak verdiği ana ait fotoğraf, DEVA Partisi İlçe Başkanı Halis Kahriman tarafından hediye edildi.

ESYURT ACİLİS DEVA VİDO 

https://www.youtube.com/watch?v=zN70HN1HXEc