KUDÜST’E YAŞANAN YAHUDİ İLHAKININ TEMEL NEDENİ TC REJMİDİR..

KUDÜST’E YAŞANAN YAHUDİ İLHAKININ TEMEL NEDENİ TC REJMİDİR..
Bu haber 2021-05-16 18:56:31 eklenmiş ve 393 kez görüntülenmiştir.

 

KUDÜST’E YAŞANAN YAHUDİ İLHAKININ TEMEL NEDENİ TC REJMİDİR..

 

Siyonistler, siyonist terörist bir israilin kurulması için en önemli şartın Osmanlının yıkılması ve kendi güdümlerinde rejimlerin kurulması ile mümkün olduğunu biliyorlardı..

Kudüs Büyük Müftüsü’nün Güvenli el-Hüseynî,  Atatürk’e bundan 84 yıl önce yazdığı kehaneti andıran mektupta Hüseyni şu anda yaşanacakları tek-tek  13 sayfalık mektubunda yazarak Atotirik ve TC kurucu kadrolarına yollar.

Fakat bunlar bir cevap vermedikleri gibi Musul-Kerkük gibi vilayetleri de kasten dışarıda bırakarak, bu topraklarda bir daha güçlü bir devletin ortaya çıkmaması için.. Şeytana pabucunu ters giydirdiler..

1948 de kurulan terörist Siyonist israili ilk tanıyan msözde Müslüman ülke tc oldu.

1949 tc kurucu kadroları ile siyopnist İsrail ortak bir operasyonla Haliçteki Osmanlı silah fabrikasını Nuri Paşa ve çalışanlarıyla birlikte havaya uçurdular..

50-60’larda Marshall planlarıyla bütün tc vatandaşlarına biyolojik saldırıya geçtiler..

Yani siyonist İsrail kurulmadam önce, 200 yıl önceden tc planlandı. Ve bugün Afrikadan Asyaya bütün halkların soykırıma çekme koşullarını Siyonistler 200-300 yıl önceden planladılar..

Kürdünden türküne ermeni ruma son bir yüzyılda kurdurulan terörist İsrail, siyonist-diktastör tc, uyduruk arap rejimleri uyduruk ermenistana kadar son bir yüzyılda kurudurulan bütün bu rejimler..

Kürdünden türküne, arabından farsina, ermenisinden rumuna Ortadoğu Mezopotamaya –anadolu –kafkasya halklarını köleleştirmek için kurdurulan siyonist uydurukl sömürgeler..

Bundan dolayı söz konusu devasa coğrafyada siyonist Yahudiler dışında hiçbir halk ayakları üzerinde duramadığı gibi yoksulluk-cehalet-soykırım.. tek kelime ile ölümden ölüm beğen vurguladığımızı bütün halkların kaderi oldu..

Kudüs Müftüsünün Mektubu ve Lozan Antlaşması TC rejminin dünya siyonizmine hizmet için kurdurulan siyonist İngiliz projesi bir rejim olduğunu da net ortaya koymaktadır..  Bir İngiliz projesi olan TC rejmi 80-90 milyon vatandaşı 100 yıldır yok ederken hala vatandaşın önemli bir bölümü rejimin milli eğitim politikaları nedeniyle bu gerçeği görmekten uzaktadır..

 

İŞTE  KUDÜS MÜFTÜSÜNÜN CEVAP BİLE VERİLMEYEN ve BUGÜNLERİ YÜZ YIL ÖNCEDEN  ANLATAN MEKTUBU..

 

Kudüs Büyük Müftüsü’nün Atatürk’e bundan 84 yıl önce yazdığı kehaneti andıran mektup

 

Filistin topraklarında İsrail temiz insanları katletmeye devam ederken Habertürk Müellifi Murat Bardakçı, tam 84 yıl evvel Kudüs Müftüsü tarafınca Atatük’e yazılmış “kehaneti çağrıştırıyor’ söylediği mektubun ayrıntılarını köşe yazısında aktardı:

 

İşte Murat Bardakçı’nın dikkat çeken köşe yazısı:

 

Evvelki gün basında ve toplumsal medyada dolaşan palavra bir haberden bahsetmiş; Mustafa Kemal Atatürk’ün 1937’nin yazları “Peygamber’in son isteğini, kısaca mukaddes toprakların devamlı İslâm hâkimiyetinde kalmasını temin için çabucak bugün kanımızı dökmeye hazırız” söylediğini sav eden sahte haberin o tarihte Hindistan’da yapım edilmiş bir palavra bulunduğunu söyleyip “İnanmayın” diye yazmıştım…

 

Bugün hem Mustafa Kemal Atatürk, hem de Filistin ile alâkalı olan; kelamını ettiğim palavra haber ile tıpkı günlerde kaleme alınan ve artık Cumhurbaşkanlığı Arşivi’nde koruma edilen “gerçek” bir evrak yayınlıyorum…

 

Doküman, o yıllarda Kudüs’ün Büyük Müftüsü, kısaca Sünnîler’in dinî başkanı ve Mescid-i Aksa’nın en kıdemli idarecisi olan Güvenli el-Hüseynî’nin 19 Temmuz 1937’de Mustafa Kemal Atatürk’e gönderilmiş olduğu bir mektup ve Büyük Müftü’nün Kudüs mevzusunda bundan 84 yıl evvelki kehaneti çağrıştıran sözleri ile dolu!

 

Filistin ve Kudüs üstünde çalışanlar Güvenli el-Hüseynî’nin kim bulunduğunu ve faaliyetlerini pek kafi bilirler lakin âşinâ olmayanlar için evvel Büyük Müftü hakkında kısa bir data verip serüven sinemalarını bile geride bırakacak kadar hareketli geçen hayatından bahsedeceğim…

 

Güvenli el-Hüseynî, 1897’de Kudüs’te Osmanlı vatandaşı olarak dünyaya geldi. Hristiyanlar’ın mukaddes yeri Doğuş Kilisesi’nin anahtarlarını da koruma eden esaslı bir ailenin mensubu idi. Dinî eğitimini tamamladıktan sonrasında Çanakkale Savaşı’na katıldı, Kudüs Büyük Müftüsü olan ağabeyi Kâmil el-Hüseynî’nin 1921’de vefatından sonrasında şimdi 24 yaşlarındayken “Büyük Müftü” belirleme edildi ve 1948’e kadar bu makamda kaldı.

 

Filistin’de o yıllarda gitgide artan Yahudi göçüne karşı başlamış olan uğraşın öncülerinden olan el-Hüseynî bölgede manda yönetimi tesis eden İngilizler tarafınca bu yüzden on yıl mahpusa mahkûm edilince Fransızlar’ın hâkimiyetindeki Suriye’ye geçti. Sonrasında yine Kudüs’e döndü fakat 1937’de memleketini yine terketmek mecburiyetinde bırakıldı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Almanlar ile yakınlaştı, 1941’de Berlin’de Adolf Hitler ile biraraya geldi, Yahudiler’i Filistin’den kovabilmek için Hitler’den dayanak istedi. Almanlar’ın kurduğu Boşnak, Hırvat ve Tatar birliklerini teftiş etti, Müslüman askerler için cihad risaleleri yayınladı, onlarla beraber atış talimleri bile yapmış oldu, Batı’da “Hitler’in Müftüsü” diye bilindi ve Almanlar’ın yenilmesi üstüne tutuklanıp Fransa’da konut hapsine kondu.

 

Cenk hatalısı olarak yargılanması gündeme ulaşınca Fransa’dan kaçıp Kahire’ye gitti, Gazze’de yalnızca birkaç Müslüman ülkenin tanımış olduğu fakat ömrü fazlaca kısa olan bir hükümet kurdu. 1948’de İsrail Devleti’nin ilânı üstüne Mısır’dan Lübnan’a geçip Beyrut’a yerleşti ve 1974’teki vefatına kadar Beyrut’ta sürgünde yaşadı.

 

Kudüs’te gömülmeyi vasiyet eden el-Hüseynî’nin bu dileği sık sık gündeme geldi sadece İsrail “Yahudi soykırımını tüm bilgileri ile bilmiş olduğu, desteklediği ve Hitler’in de yakını olduğu” argümanı ile talebi her seferinde reddetti.

 

Filistinliler başşehri Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının akabinde yapılacak birinci işin, el-Hüseynî’nin hala Beyrut’ta bulunan mezarının Kudüs’e nakli bulunduğunu söylerler…

 

TELAŞLARININ HEPSİ ÇIKTI!

 

İşte bu türlü maceralı bir yaşam devam eden Büyük Müftü Güvenli el-Hüseynî, 19 Temmuz 1937’de Mustafa Kemal Atatürk’e 13 sayfalık bir mektup gönderdi. İngilizler’in Filistin için bir “Krallık Komitesi Raporu” hazırladıklarını, taksimi öngören raporun uygulanması hâlinde Filistin’i büyük tehlikelerin beklediğini, buna engel olabilmek için Filistinli Müslüman ve Hristiyan Araplar’ın kurmuş oldukları ve başkanlığını yapmış olduğu “Âlî”, kısaca “Yüksek İcra Komitesi”nin büyük çaba gösterdiğini söyleyip “Filistin’in Yahudileştirilip parçalanma şerrinden kurtarılması için” Mustafa Kemal Atatürk’ün takviyesini istiyordu…

 

Ve, Büyük Müftü’nün mektubunda kelamını etmiş olduğu tehlikelerin tamamı, meselâ “Yahudi göçüne müsaade verildiği takdirde Müslümanlar’ın Kudüs’te azınlığa düşecekleri”, “Araplar’ın konutlarının ve mallarının ellerinden alınacağı” veyahut “Günün birinde kurulacak Yahudi Devleti’nin Kudüs’ü ilhak edeceği” halindeki tüm telaşları sonraki yıllarda gerçek oldu!

 

NOSTRADAMUS’A RAHMET OKUTUR!

 

Burada, Güvenli el-Hüseynî’nin Mustafa Kemal Atatürk’e gönderilmiş olduğu ve aslı Arapça olan mektubunun Dışişleri Bakanlığı tarafınca maalesef bozuk bir Türkçe ile yapılmış çevirisinden bazı kısımları naklediyorum…

 

Büyük Müftü, tam bir kehaneti çağrıştıran 13 sayfalık mektubuna “Türkiye’nin çok önemli cumhuriyeti yüce reisi fehametlû Gazi Mustafa Kemal Atatürk Hazretleri, cenâb-ı hak onu te’yîd-i rabbaniyesine mazhar buyursun” kelamları ile başlıyor, Filistin’in Müslümanlar’ın aleyhine olacak halde bölme edileceğini söylüyor ve beklenen tehlikelerden bahsetmiş olduğu sonraki sayfalarda şöyleki yazıyor:

 

“…Şüphesiz ki, bu mıntıka ve bilhassa Kudüs kenti, bir cihetten Yahudi mıntıkasının sığamayacağı ya da Kudüs’te İngiltere’nin himayesi altında yaşamak isteyen Museviler için hicret yeri olacaktır. Diğeri cihetten, mandadan nefret eden Araplar mandanın ortada daimî kalacağını anladıktan sanra ya kendiliklerinden ya da organik bir sâikle, meselâ mandaya sadık kalamayacak vaziyette bulunacaklarından görecekleri zulüm ve itisaftan (doğruluktan sapmadan) dolayı manda mıntıkasını bırakmaya zorunlu kalacaklardır. Böylece azca bir zaman zarfında bu mıntıka sekenesinin (sâkinlerinin) ekserileri Yahudi olacak ve Kudüs’deki Müslümanlar kendilerine envâi (çeşitli) mezalim ve ihanet yapılacak ve bu suretle bunlar kahir (ezici) bir Yahudi ekseriyeti (çoğunluğu) karşısında azca bir ekalliyet kalacaklardır. Netice itibariyle bu mıntıka Yahudi duracak ve âkibeti müruruzamanla (dönemin geçmesi ile) Yahudi devletine ilhak edilecektir. Emâkin-i kutsala (mukaddes mekânlar) ve bilhassa Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerîf, Yahudiler’in âtıfetine tâbî ve bilfiil tehditleri ve otoriteleri altında bulunmuş olacaktır. Her Müslüman, Yahudiler’in ricâli ile heyetlerinin açıktan açığa fazlaca sefer söyledikleri kelamlardan onların tamahkârlıklarını anlamıştır…”.

 

Güvenli el-Hüseynî, Mustafa Kemal Atatürk’e yazdığı mektubunu “Bu mukaddes toprakta bulunan Müslüman ve Hristiyan Araplar memleketlerini elkoyuculuk ve Yahudileştirme ve parçalama şerrinden kurtarmak ve oradaki ulusal, dinî ve organik haklarını koruma etmek yolunda sarfedeceğiniz mesainin neticelerini sabırsızlık ve telaş ile bekliyorlar. Cenâb-ı Hak Hazretleri kendi avn ü inâyeti ile sizi koruma ve nusrat ve kuvvet ile yardımcınız olsun. Kezâ, yüksek şahsiyetinizi Araplık ve Müslümanlığa bağışlasın. Tanrı’ın selâmı ve rahmeti ve berekâtı üzerinize olsun” kelamları ile bitiriyor…

 

Ankara’nın bu mektuba cevap verip vermediğini herhalde merak etmişsinizdir…

 

Ben de ediyorum, bu sebeple arşivlerle karşılık ile alâkalı bir doküman bulamadım…

 

ETİKETLER : KUDÜST’E YAŞANAN YAHUDİ İLHAKININ TEMEL NEDENİ TC REJMİDİR..
Diğer Kurdistan haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA