TC-İRAN-KURDİSTAN.. KAOS-TERÖR SON HIZ DEVAM EDİYOR..

TC-İRAN-KURDİSTAN.. KAOS-TERÖR SON HIZ DEVAM EDİYOR..

Irak Kurdistanı binbir sıkıntı ile boğuşurken son ikiyüzyıldır ilk defa Kurdler belli bir kazınım elde ettikleri bir coğrafya oldu.. Bu kazanımlar kurt kılığındaki etki ajanlarını, terör lejyonlarını RAHATSIZ ETTİĞİNDEN .. Kurdistanda kurdlerin kazanımlarını geriletme, kaos çıkarmak için dört koldan harekete geçtiler, Kurdistan hükümetine KDP’YE kamu binalrına-partilerine saldırıya geçtiler..

Dünyada terörist İsrailden sonra’da sözünü tutmayan, bir önceki günkü poltikasının 2. Günkü politikasını tutmayan en güvenilmez ülkelerin başında da Türkiye başı çekmeye başladı.. Rejmin bir dediği politikasını 2.günkü politikasını tutmuyor.. İran başta olmak üzere komşu ülkeler Ortadoğuda terörist israilden sonra en güvenilmez ülke Türkiye açıklamsı yaparlarken.. ABD, AB’de alınmaya çalışılan ambargo kararları ile de dünyanın da TC politiklarından rahatsız olduğu ortaya çıkmaktadır..

Sadece komşu ülkeler değil, halkta, vatandaşta, dünyada TC’deki politikalardan, gidişattan rahatsız.. TC’de akıl hastahanelerinde kontrol altına alınması gereken birçok akıl hastası, suç makinası kasten sokağa salınarak başta kendi ailelerine, ardından tüm topluma büyük bir zarar vermeye başladılar.. En son Erzenirumda ki aile katliamı ve gelecek partisi bşk yrd. Yapılan saldırı  bu kadar da olmaz dedirtti.. Akıl hastahanelrinde olması gereken birçok akıl hastası bilinçli olarak topluma saldırtılıyor.. Kendi ailelerini çel-çocuk farketmeden doğrayan akıl hastaları suçlular ortalığı kaplamış bulunmaktadır..

En son Gelecek Partisi Bşk. Yrd. Nın da Evini Yakamaya çalıştılar.. Toplumun herkesiminden bu kadar da olmaz.. TC devleti ne kadar akıl hastası varsa, patlamaya hazır suç bombası varsa kasten hepsini topluma saldırtıyor.. demeye başladılar.. Yani sadece komşu ülke ve dünya devletleri değil, içerdeki yanlış-yetersiz politiklardan halkın ezici çoğunluğu da Tcnpolitikalrından rahatsız..

TERÖRİSTLER – ETKİ AJANLARI KURDİSTANDA HAREKETE GEÇTİLER..

 Süleymaniye’nin Seyid Sadık, Tekiye, Hurmal ve Pencwin ilçelerinde düzenlenen gösterilerde parti binaları ateşe verildi. Seyid Sadık ve Tekye'de 4 gösterici ile Pencwin’de bir Peşmerge hayatını kaybetti.

Süleymaniye’nin Seyid Sadık, Hurmal ve Pencwin ilçelerinde memur maaşlarının gecikmesini protesto eden göstericiler bugün yine parti binalarına saldırdı.

Rûdaw’a konuşan Seyid Sadık İlçesi Kaymakamı Diyar Refik, göstericilerin partilere ait binaların yanı sıra Kaymakamlık, polis karakolu, Vergi ve Elektrik dairelerini ile İtfaiye merkezini ateşe verdiklerini söyledi.

Bir grubun de kendi evine saldırdığını ve ateşe verdiğini belirten Refik, “Kardeş ve akrabalarımızın hükümet dairelerine ve evlerimize bu şekilde saldıracaklarını hiç tahmin etmiyorduk” dedi.

Diyar Refik, gösteriler sırasında 2 sivilin hayatını kaybettiğini, 54 güvenlik görevlisinin de yaralandığını kaydetti.

Süleymaniye’nin Tekye beldesindeki gösterilerde de 2 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi yaralandı.

Pencwin’de bir Peşmerge hayatını kaybetti

Öte yandan Pencwin ilçesinde göstericiler Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) binasına girip ateşe verdi.

Rûdaw’a konuşan KDP Pencwin İlçe Teşkilatı Sorumlusu Bessam Ali, gösteriler sırasında Awat Talip Mecid adlı Peşmerge’nin hayatını kaybettiğini söyledi.

Komel üyeleri yanan binada mahsur kaldı

Hurmal’de toplanan göstericiler KDP’nin yanı sıra Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), İslami Birlik (Yekgırtu) ve İslami Toplum (Komel) partilerine ait binaları ile Sınır Muhafızları karakolu ve Hurmal İl Müdürlüğü’nü yaktı.

Komel binasında mahsur kalan parti üyeleri, daha sonra güvenlik güçlerinin müdahalesi ile kurtarıldı.

Şarezur ilçesinde de göstericiler Eğitim Müdürlüğü binasını da ateşe verdi.

 İRAN, TERÖRİST İSRAİLDEN SONRA SÖZÜNÜ TUTMAYAN GÜVENİLMEZ  ÜLKE TÜRKİYE ..

İran'da Düzenin Yararını Belirleme adlı kurulun genel sekreteri Muhsin Rızayi, Türkiye’yi "sözünü tutmayan bir ülke" olarak tanımlayarak yeni tur nükleer müzakerelerin İstanbul yerine başka dost ülkelerde yapılmasını istedi.

Söz konusu kurulun bazı üyelerine hitaben konuşan Rızayi, İran ve p5+1 ülkeleri (BM’nin 5 daimi üyesi ve Almanya) arasında 13 Nisan’da İstanbul’da yapılmaması planlanan yeni tur nükleer görüşmelere değinerek Türkiye’ye ağır eleştirilerde yöneltti. Rızayi, "Bazı anlaşmalar bağlılık konusunda Türk dostlarımız sözünü tutmadığından nükleer görüşmeler başka bir dost ülkede yapılırsa daha iyi olur" dedi.

Yetkili, İstanbul yerine Bağdat, Beyrut ve Şam’ın müzakereler için uygun seçenekler olabileceğini söyledi. İran’daki bazı haber ajansları ve siteler söz konusu haberi "Türkiye’ye güven olmaz" başlığı ile aktardı.

İRAN'DAN BİR SERT TEPKİ DAHA

İran, İstanbul’da yapılan "Suriye'nin Dostları" toplantısını ağır şekilde eleştirerek, zirveyi “Suriye'nin Düşmanları” olarak adlandırdı.

İran Meclisi Başkanı Ali Laricani, genel kurulda İstanbul’da yapılan konferansın “İsrail’e yeni bir nefes aldırmak için yapıldığını” ileri sürerek, diğer ülkelerdeki diktatörlüğe sessiz kalındığına dikkat çekti.

Laricani, konferansına katılan ülkelere hitap ederek, “Eğer sizler bölgedeki demokrasi için endişeliyseniz, neden Bahreyn’deki vahşi diktatörlüğe ve bazı diğer ülkelerdeki diktatörlüğe sessiz kalıyorsunuz?” diye sordu.

Laricani, Suriye için Kofi Annan tarafından hazırlanan plana değinerek,“ Annan, planını uygulamaya geçirmek için çaba ederken, İstanbul’dan başka sesler yükseliyor. Demek ki bu ülkelerin meselesi Suriye’de reformlar değil ” ifadesini kullandı.

“TÜRKİYE EMPERYALİZMİN TAŞERONU OLDU"

İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanvekili Muhammed Kevseri ise Mehr ajansına yaptığı açıklamada, İstanbul’daki konferansı “Suriye’nin düşmanları” olarak değerlendirerek, Türkiye’yi “emperyalizmin taşeronu” olmakla suçladı.

Kevseri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İran ziyareti ile Tahran’ı Suriye konusunda ikna etmeye çalıştığını ancak “katı bir yanıt” aldığını söyledi.

"TÜRKİYE'NİN YAPTIĞI BİR SAVAŞ İLANIDIR"

Suriye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Beşar Caferi, İstanbul'da düzenlenen "Suriye'nin Dostları" toplantısını sert dille eleştirdi. Caferi, "Türkiye'nin komşu bir ülkenin egemenliğini ihlal etme amaçlı bir toplantıya ev sahipliği yaptığını ve bunun savaş ilanı sayılacağını" söyledi.

Suriye resmi haber ajansı SANA'nın bildirdiğine göre, Caferi, BM'de düzenlediği basın toplantısında, "(Kofi) Annan başından itibaren Suriye yönetimiyle tek sesle konuşmak istediğini söylemişti. Fakat görünen o ki bazıları paralel yollar oluşturup sesini kısmaya çalışıyor. İstanbul'da düzenlenen Suriye'nin düşmanları toplantısı da bunun en iyi örneğidir" dedi.

Caferi, İstanbul'daki toplantının, BM-Arap Birliği Suriye özel temsilcisi Annan'ın misyonuna aykırı olduğunu ve bu misyonla çeliştiğini söyledi.

Caferi, Türk hükümetinin Suriye'ye karşı "düşmanca bir politika" izlediğini ifade ederek, "Türkiye'nin komşu bir ülkenin egemenliğini ihlal etme amaçlı bir toplantıya ev sahipliği yaptığını ve bunun savaş ilanı sayılacağını" belirtti.

Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ın da Annan planına bağlı kalması gerektiğini söyleyen Caferi, "planın aynı zamanda Suriye'nin egemenliğini ihlal etmeye ve BM Güvenlik Konseyi'nde tanınmayan paralel yollar yaratmaya çalışanlar için de geçerli olması gerektiğini" ifade etti.

BM HEYETİ SURİYE'YE GİDİYOR

Bu arada Annan'ın sözcüsü, gözlemcilerin yerleştirilmesi planına hazırlık için bir BM heyetinin 48 saat içinde Suriye'ye gideceğini bildirdi.

Annan'ın sözcüsü, 5 ya da 6 kişiden oluşacak BM ekibinin gözlemcilerin yerleştirilmesi koşullarının belirlenmesi için Suriye'ye gideceklerini belirtti.

Gözlemcilerin ne zaman bu ülkeye yerleştirileceği sorusuna, "bunu bilmediği" yanıtını veren sözcü, "Gözlemciler konuşlanmadan önce bir Güvenlik Konseyi kararına ve şiddetin durmasına ihtiyaç var" dedi.

Annan, Güvenlik Konseyi'ne ateşkesin denetlenmesi için bir gözlemci heyeti yerleştirilmesini istemiş, 15 üye ülke "tam desteğini" açıklamış ve bunu yapmaya hazır olduğunu bildirmişti.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısının evine silahlı saldırı

Ülkemizin birçok bölgesinde ve ilinde neredeyse hen ailelerini doğrayan, sağa sola saldıran birsürü akıl hastası ortalığı kaplamaya başladı.. Bu vahim gelişlme en son siyasi partilere kadar da uzanmaya başladı..

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ün evine silahlı saldırı düzenlendiği bildirildi.

Gelecek Partisinden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

“Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcımız ve Sakarya eski milletvekilimiz Sn. Ayhan Sefer Üstün’ün, Adapazarı’ndaki evine saat 11:30 sularında “silahlı saldırı” düzenlenmiştir.

Kendini S.A. olarak tanıtan saldırgan, emniyet kayıtlarına göre geçmişte benzer olaylara karışmış çete suçlarından sabıkası olan ve intihara meyilli bir şahıstır.

Saldırı Sn.Üstün’ün komşuları tarafından ihbar edilmiş bunun üzerine olay yerine gelen güvenlik birimlerimiz şahsı gözaltına almıştır. Saldırganın aynı zamanda kendisini ihbar ettiği de anlaşılmıştır.

Olay anında Sn.Üstün ve ailesi şehir dışında olduğu için herhangi bir zarar görmemiştir.

Söz konusu hadise ile ülkemizin geldiği noktayı, artık kimsenin can ve mal güvenliğinin kalmadığını büyük bir üzüntüyle tekrar görüyoruz.

Türkiye’de temiz siyaset ve güvenli gelecek ilkesiyle çıktığımız yolda, çetelerin ve yönlendirdikleri kriminal kişilerin korkutmaya ve sindirmeye yönelik bu saldırıları bizleri yıldıramayacak.

Sn. Üstün’e tekrar geçmiş olsun diyor, bu alçak saldırıyı şiddetle kınıyoruz.”