KURDLER BAŞIMIZIN TACI ve SYRİA’NIN ASLİ UNUSURLARIDIR..

KURDLER BAŞIMIZIN TACI ve SYRİA’NIN ASLİ UNUSURLARIDIR..

Suriye, Irak, TR, İran.. Halkları Kürtlerle oynamanın kendileri ile oynama olduğunu net bir şekilde kavramaya ve anlamaya başladılar..

Rojavalı Kürtlere, Kürtçe, “Sizi seviyorum, siz başımızın tacısınız” diye seslenen Suriye Vatanı Kurtarma Cephesi üyesi Fahd el-Mısri, “Suriye’deki Kürtlerin sorunu, her Suriyelinin sorunudur,  benim sorunumdur. Bu sorun Suriye Vatanı Kurtarma Cephesi’nin sorunudur” dedi.

Gerek Suriye Muhalefeti, gerekse Ortadoğuda ki aydınlar, ciddi STK’lar Kürt aydınlarının dile getirdiği çözüm planlarına hızla yaklaşmaya başladılar..

Kürtler, demokratik Syranın inşasının,  yüzyıldır sahte suni sınırlarla ırk –dil-din-mezhep sınırlarıyla Filistinden, Afganistana vahşi kapitalizmin Ortadoğu, Anadolu ve Mezopotamya’ya döşediği faşist ulus devlet yapılanmasının da bu yüzyıl içinde tarihe karışacağını.. Bu anlamda Kürt sorunu bu devasa coğrafyanın demokrasiye geçiş sorunu olduğunu Osmanlı yıkıldığından beri dile getiren tek millet.

Kürtler, kürt sorununun çözümü, yüzyıllardır halkları birbirine karşı ötekileştirip soykırıma açık sürüler haline getiren siyonist kapitalizmin Ortadoğudan, dünyadan silinme gerçeği olduğunu yüzyıldır işliyorlar..

Kürt sorunu ve kürtler  gösterdiki Rusyadan Filistine ırk-dil-din-mezhep üstü yeniden bir siyasal yapılanma ortaya çıkmadıkça bu devasa coğrafyada kurdurulan sahte suni faşist ulus devletler, terör lejyonları.. Bu halleriyle sürdükçe ne Ortadoğunun, nede dünyamızın bir geleceğinin kalmadığını ortaya koymaktadır. Bu anlamda sadece müslüman halklar değil yahudi halkıda ermeni halkıda uyanarak mensup oldukları faşist ulus devletlerin varlığını sorgulamaya başladılar..

Birbaşka ifadeyle Filistinden Rusyaya ırk-dil-din-mezhep üstü yeniden bir siyasal birlik inşa edilmedikçe siyonist vahşi kapitalizm soykırımla bütün halkları birbirine düşürmekte, yok etmektedir. Fakirlik ve yoksulluğu 1 milyarı aşan bu nüfusun kaderi haline getirmektedir. Kürt sorununun bu yönlü çözümü hem Ortadoğu, hemde dünya halklarının  devlet, ırk-dil-din-mezhep üstü yeniden bir siyasal yapılanmaya geçişini de hızlandıracaktır..

Fransa’nın başkenti Paris’ta bulunan Suriye Vatanı Kurtarma Cephesi üyesi Fahd el-Mısri, Rûdaw TV’de yayınlanan bir röportajda Dilbixwîn Dara’nın sorularını yanıtladı.

Son günlerde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yerine geçeceği tartışılan ve ismi gündemin başında geçen el-Mısri, konuşmasının başında Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani, Başkan Mesud Barzani ve Rojavalı Kürt kadın savaşçılara selam gönderdi.

Kürtlere Kürtçe, “ez ji we hezdikim hûn taca sere me ne” (Sizi seviyorum, siz başımızın tacısınız) diye seslenen el-Mısri, “Kürt sorunu benim sorunumdur. Bu sorun Suriye Vatanı Kurtarma Cephesi’nin sorunudur. Her bir Suriyeli vatandaşın sorunudur. Halkı bir sorundur. Onların acısı bizim acımızdır, yarası bizim yaramızıdır. Onlara uygulanan zulüm hepimize uygulanmıştır. Biz bu zulmü sona erdirmek için çalışacağız” diye konuştu.

Yeni ve demokratik bir Suriye inşa etmeyi hgedeflediklerini dile getiren Fahd el-Mısri, “Değerli Kürt kardeşlerim; bizim ulusal bir projemiz var. Biz cephemizin oluşturulmasından 5 yıl önce Kürt meselesinin çözümübe yaklaşımımızı en açık biçimde açıkladık. Kürt sorunu bizim için çok önemli bir sorundur. Biz Kürtleri Suriye’nin asil ve temel unsurları olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Kürt halkının haklarının anayasal güvenceye kavuşturulmasını hedeflediklerini dile getiren el-Mısri, sözlerine şunları ekledi:

“Kürtler Suriye’nin çok önemli bir parçası. Biz 21 Mart Newroz gününü, ki aynı zamanda annelerin bayramıdır, bahar bayramıdır, ulusal bir gün olmasını savunuyoruz. Biz tüm etnik ve dini farklılıkların özgülüğünü savunuyoruz. Kürtleri ayrımcı görmüyoruz, onlar ayrımcı değil mazlumdur. Biz projemizle onların da yaralarını tedavi etmek istiyoruz.”

“Suriye’de Esad dönemi bitmiştir” diyen el-Mısri, “Yeni bir Suriye üzerine düşünme vakti geldi. Biz Fransa modeline yakın bir modeli Suriye’de uygulamak istiyoruz” dedi.

İsrailli araştırmacı Edy Cohen’in “Suriye’nin gelecekteki başkanı Fahd el-Mısri’dir” dediğini hatırlatılması üzerine, “İsrail kurumlardan oluşan bir devlet. Suriye konusunda fafklı ve ilginç görüşler alıyor ve sunuyorç Ben 10 yıldır zulme karşı duruyorum. Ben Suriye devriminin bir neferiyim” diye konuştu.

Suriye’de dış müdahaleye karşı olduklarını vurgulayan el-Mısri, “Türkiye önemli bir komuşumuz. Ancak Türkiye’nin de Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyması gerekiyor. Türkiye’nin milli güvenlik endişelerini de anlıyoruz. Ama Suriye’deki Kürtlerin durumunun farklı olduğunu anlamalı” ifadelerini kullandı.

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile iyi ilişkileri bulunduğunu dile getiren Fahd el-Mısri, “Çünkü Kürtler bizim ulusal projemizin bir parçasıdırlar” dedi.

Fahd el-Mısri, Demokratik Suriye Güçleri’ne (DSG) de seslenerek, “Qahire Platformu üzerinden DSG’ye yakın çevreler bizimle bağlantı kurdu. Biz demokrafik yapının değiştirilmesine karşıyız. Ayrıca DSG’nin de PKK ile bağlarını koparmasını istiyoruz. PKK Suriyeli bir örgüt değil” dedi.