ARDAHANI BOŞALTMAKLA YETİNMEDİLER, ŞİMDİ ORMANLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE DOĞASINI YOK EDİYORLAR..

ARDAHANI BOŞALTMAKLA YETİNMEDİLER, ŞİMDİ ORMANLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE DOĞASINI YOK  EDİYORLAR..

Yüzyıl boyunca Serhadı boşaltan, insanını tüketmeye –yok etmeye çalışan diktatör  cebberrut -ırkçı devlet yapılanması günümüzde ise Ardahan Göle ilçesi başta olmak üzere Ardahanın Ormanlarını ve Doğasını Yok Etmek için bütün gücüyle sinsi ve derinden saldırıya geçmiş bulunmaktadır..

Bu saldırının şimdilik görünmeyen ana ayağı ise Artvin. Serhadın karadeniz kısmını Artvinin doğasını  maden şirketleriyle yok edip bu eşssiz coğrafya ve güzelliği bir an önce yok etmeye  çalışan ifrit yapılanma Artvindeki yıkımla çaktırmadan serhad nüfusunu karadeniz tsunamisi ile tufana uğratma gibi şeytanın aklına gelmeyen bir planla saldırıya geçerken ki Artvindeki doğal denge ile oynama Karadenizle Serhad Ovalarını tufana uğratmadır, Hem Artvin, hem Ardahanı yok etmedir.., Ardahanda ise devletin kontrolundaki tarım arazilerini, ormanlık alanları da yok ederek yüzyıl boyunca bitirmeye çalıştıkları Serhat nüfusunu, Serhat Ardahanın işini bitirmeye çalışıyorlar.. Kısaca doğaya müdahale insana ve canlı yaşama en ölümcül  müdahaledir.

Ülkemizde doğa ve şehirleri koruma başta olmak üzere devlet erki giderek bitmekte, devlet kendini bile koruyamaz bir hale düşmüş bulunmaktadır.. Küresel dev soyguncu ve soytarılar ülkemizdeki işbirlikçileri ile ülkemizi baştan başa sarmalamış bulunmaktadırlar.. Vatandaş ve stk alanı devletten beklenti yerine her alanda örgütlenip harekete geçmelidir.. Ardahandan Artvine araziyi dolaşın bir tek jandarma dahi göremesiniz.. Nasıl ki orman bekçisine haracı veren ormanı yok ediyorsa küresel firmalar ve içerdeki ayaklarıda yetkiliyi bulup dolar verip bütün ülkemizle içerdeki işbirlikçileri ile babalarının çiftliği gibi oynuyorlar.. Durum çok vahim bir halde, Bu durum ülke genelinde ele alınıp halk, şehirler ve bölgeler acilen örgütlenmlidir.. Bu konuda yakınma sızlanma ağlama yerine komisyonların kurulup Ardahan-İstanbul başta olmak üzere bir an önce neler yapılacağı yönünde harekete geçilmelidir.. (DKM –Editör)

Acar Dağın Yazısını Aynen Paylaşıyoruz..

BASINIMIZ DA SUSKUN, DERNEKLERİMİZ DE SUSKUN, BİZ SUSMAYACAĞIZ

Değerli Ardahan kamoyuna bir kez daha duyurumuzdur!

Son yıllarda artan orman katliamları ve hazineye bırakılan çayır arazileri başta Göle olmak üzere Ardahan ve diğer ilçelerde önümüzdeki yıllarda acısını hisedeceğimiz önemli bir sorun ile karşı karşıya kalmışken, basınımız da suskun derneklerimiz de suskun.

Başta Göle ormanları katlediliyor, aylar önce yerinde incelemiş ve Ardahan kamoyu ile paylaşmıştım, Ardahan basını kısa bir süre paylaştı ve sustu, yüzlerce dernek olmasına rağmen Göle derneğinin basın açıklaması ve imza kampanyası başlatması çok ta etkisini göstermedi.

Basın açıklaması Esenyurt meydanında yapıldı sesimiz orada kaldı, İmza kampanyası başlatıldı toplanan imzalar nereye ulaştı onuda bilmiyoruz bir açıklama yapılma gereği bile duyulmadı.

Bildiyimiz tek şey var Kasım ayında Göle'ye gittim orman katlıyamı son hızıyla devam ettiğini gördük, yakacak için ağaçların dallarına kimse tenezzür bile etmiyor, çamlar kesilip traktörlerle sürüklenerek götürülüyor. Hangi çam ağacı nereye gitmiş izlerden o kadar net anlaşılıyorki orman kıyımı serbest bırakılmış, çünkü denetleyecek koruyacak orman memuru yok. Sadece Avınder köyünde iki memur bütün Göle'nin ormanlarını koruması için görevlendirilmiş.

Avınder memurları ormanı nasıl koruduklarını halktan öğrendiğimiz kadarıyla köyde bir gezinti yapıyorlar, sürüklenen ağaçların izinde gittiği yeri tespit edip buluyorlar ama ne için?

Ormanı korumak için değil veya ceza yazmak için hiç değil sadece rüşvet alabilmek için. Kaçakçılar rahat, orman kıyımı serbest, aylarca haftalarca uğramayan orman memurlarına tesadüfen denk gelirse üç beş kuruş rüşvet verir yolarız deyip katliama devam. Bunlar göz göre göre yapılırken Stk larımızdan, basınımızdan ses çıkmazken bol bol dernek geceleri, yemekleri, kahvaltı programları ile haber yaparız Ardahan'ı Göle'yi çok seviyoruz, memleket sevdalısıyız deyip nara atarız. Yazık gerçekten yazık. İkinci bir konu birçok köyün arazisi hazıneye kalmış kimse bir çaba içerisinde değil, hayvancılıktan bahsediyoruz, yöresel ürünlerimizi tanıtmaktan bahsediyoruz ama özellikle iki önemli temel sorundan bahsetmiyoruz. Yüzlerce dernek var birleşip ses çıkarırsa yer yerinden oynar haletmeyecekleri bir şey kalmaz ama biz kendi egolarımızı bireysel reklamlarımızı çok iyi yapıyoruz.

ACAR DAĞ – Doğu Medya