TÜRKİYE HIZLA TÜRKÇÜ- KÜRTÇÜ PUTÇU BİR DİKTATÖRLÜĞE KAYMAYA BAŞLADI..
TÜRKÇÜ- KÜRTÇÜ PUTÇULAR TÜRKİYEYİ DİNSİZ BİR FAŞİZME, DİNSİZ BİR DİKTATÖRLÜĞE ÇEVİRMEK-ÇEKMEK İÇİN DÖRT KOLDAN SALDIRIYA GEÇTİLER..
Türkiye, özellikle İstanbul jeo-stratejik konumu itibarı ile giderek dünyanın siyasi ve ekonomi başkenti; Türkiye ise Küresel iyi sermayenin ana coğrafyası haline dönüşmeye başladı.
Bu anlamda bilimden, bilgiden, teknolojiden, namuslu bir şekilde ticaret esaslarına, insanlığın bin yıllardır ortaya çıkardığı adalet-ahlak kuralarına bağlı kalan dünyanın iyi sermayesi bütün engelleme ve yanıltmalara karşın giderek Türkiye’yi ana merkezleri haline getirmeye başladılar..
Küresel anlamda büyük savaşların yaşandığı Ortadoğuda Türkiyenin bu yükselişini durdurmak içinde soykırım, sömürü, işgal ve insanlığın bütün değer yargılarıyla oynayan siyonist soykırımcı sermaye ise kürtçü—türkçü putçuları, içerdeki tüm bileşenleriyle Türkiye toplumuna karşı dört koldan büyük bir saldırıya geçmiş bulunmaktadırlar..
İktiadarı-muhalefetiyle anıt kabir ve atatürkten geçilmezken, kürtler adına ortaya çıkan parti ve örgütlerde bu putçuluğun sağlam bir kuyrukçuluğuna dönüştürülerek türkçü putçularla birlikte islama ve insana saldırıya geçtiler..
İnsanlığın uzayda kolonileşmeye açıldığı bir zaman diliminde Türkiye vatandaşları dört koldan kurtarıcı –putçu figürlerle, anıt kabirlerle kuşatılırken, Ardahan vb. illerde ise bu putçuluk ve totemcilik daha da ileriye taşınarak gölgelerin putlaştırılmasına kadar varmaya başladı..
Özellikle çaktırmadan Kurdi köy-il-,ilçe-dernek ve federasyonlar din alanını yok edecek, din ve diyanetine bağlı insanları bitirecek ne kadar etki ajanı, sermaye ve kolları varsa hepsiyle birlikte dört koldan kürtlere karşı saldırıya geçmeye başladılar..
Kürtler Osmanlı, İslam, Selahaddin Eyubi gibi figürleri anmaktan bile korkar hale getirilirlerken.. Siyonistler, Siyonistlere hizmet eden Kripto Kürtler ve ajanlar ise hem mahalle baskısı, hem zor unsuru, hemde iş stk dünyasının cehaletinden faydalanma.. akla gelebilecek hertür yol ve yöntemi kullanarak nasıl Türkleri düşürüp türk faşizmiyle siyonizme hizmet eden soykırımcı-diktatör-ırkçı-putçu bir tc ve türk tipi ortaya çıkardıysalar şimdi aynı aynı oyun, aynı senaryolar daha şiddetli bir şekilde Kürtlere dayatılmış bulunmaktadır..
Ak Partinin değiştirip dönüştüreceğim iddiasıyla 17 yıldır iktidarda tutulması giderek tersine dönmeye, rejmin ırkçı-putçu karekteri ise giderek bütün toplumsal alanları kapsamaya ve kuşatmaya başladı..
Demokrasiden, insanlıktan, özgür irade, özgür düşünceden, insandan, islamdan yana olanlar dahi ölüm uykusunda uyanmazken, siyaset ve stk alanının 1. Öncelliği derneklerde ötekiyi bitirme, insanların inançlarını sağlıklı-sağlam bir şekilde yaşamalarının önünü açma insani evrensel kriterlerin önünü açma olması gerekirken; STK alanı giderek toplumun çürütülme ve düşürülme alanına çevrilmektedir..
Türkiyeyi demokrasiye taşıyacak tek alan olan STK alanı kirli siyaset nedeniyle, siyonistlerin, kriptoların, etki ajanlarının at oynattığı, kontrolune aldıkları bir alan olmaya başladı..
Kürt dernekleri islam, osmanlı, selahaddin eyubiyi anmayı bırakın adlarını ağızlarına almaktan korkar bir hale getirildiler.. Sırf müslüman oldukları için Seyit rızaları, şeyh saitleri istiklal mahkemelriyle ilim irfan erbabını yok edenler, Kürtleri yüzyıldır tarihten silmeye çalışan siyonistler ve onların uşakları ise atatürkçülükte olduğu gibi kürtleri tarihten silecek olan bir kürtçülükle dört koldan kürtleri kuşatmaya başladılar..
Kurdi tüm stklar dinine diyanetine örf, adet ve geleneklerine bağlı Kürtleri başlarına geçirmezlerse siyonist kriptolar Kürtlerin hücrelerine kadar sızarak kimini hastalıkla, kimini zaaflarıyla.. Kimini ekonomik anlamda batırarak, bitirerek.. kısacası şeytanın aklına gelmeyen yol ve yöntemlerle hem –kürtleri, hem türkleri, kısacası tüm vatandaşı düşürmektedirler..
Türkiye halkları, vatandaşı toplumu uyanamasa, önlem alamazsa hem ülkelerini, hemde herşeylerini kayb edecektir.. Yüzyıldır Kürt-kürt diyenler Kürtleri, türk-türk diyenler türkleri bitirmektedir.. Artık halkın uyanması ve bu siyonist faşizmi durdurması su –hava kadar gereklidir..
Bu derin işgali-derin siyonist saldırıyı Kürtler başta olmak üzere halka-vatandaşa taşıdığımızdan 30 yıldan fazladır kripto siyonist ajanların kuşatması nedeniyle nefes alamıyoruz. Deyim yerindeyse vatandaşlık haklarımızı kullanamıyoruz..
Eğer bu kürçü-türkçü-ırkçı faşizm başarıya ulaşırsa ülkemizde hiçbir aile-aşiret-sülale ayakta kalmayacağı gibi bunlar heval heval diyerek, ulu kürt –türk oyun ve gazlarıyla herkesin 7 sülalesini bitireceklerdir..
Kürt-türk vb. ayırım yapmadan Türkiye toplumu biran önce bu siyonist-kripto kuşatmayı , ajanları çözmeli; ekarte etmeli.. Aksine son 20 yıldır ufak bir demokrasi hamlesi başlatan Türkü-ye hızla hem türkü ye ye , hemde kürdü yeye kısacası bütün vatandaşı düşürcek büyük bitr tehlikeye dönüşmektedir..
Dernekler özüne dönmeli Selahaddin Eyubiden Şeyh Saitlere, Cihanın gelmiş geçmiş en önemli adalet mekanizması Osmanlıyı ve bütün bunların üzerinden filizlendiği İslamı kendi kitlelerine taşımalı.. Vatandaşın din-maneviyat alanına saldırya geçen siyonist soykırımcıları çözmeleirin vakti çoktan geldi geçiyor. STK’lar parti tüzüklerine anıt kabiri kaldırmayı, ırek-dil-din, mezhep üstü bir anayasayı savunmayan almayan hiçbir partiye artık oy vermemelidirler..
STK'lar kripto ajan yapılanmayı ve yüzyıldır toplumu esir alan siyonist siyaset alanını ekarte ederek artık kendileri özne olmalıdır.. Artık stklar ırk, bölge hafifliğine düşmeden bulunduklaruı il ilçe bld bşk vekilini seçecek yetkinliğe ulaşmalıdırlar..
Türkiye İnsanlık tarihi boyunca gelmiş geçmiş tüm medeniyetlerin ana bileşkesi bir ülkedir..
İstanbul ve Ankaraya insanlık tarihinin en büyük müzeleri kurulmalı burada Peygamberlerden, dinlerden, büyük İskenderden, Osmanlıya, Attatürke, Sümer ve Asur Ve Hititlere ve İslama tüm uygurlarlıklar yer almalıdır. Nıt kabirler, totemler vb. artık bu ülkenin gündeminden çıkarılmalıdır..
Sonuç olarak atatürkçülük-atakürtçülük siyonist kripto saldırıyı çözemesek ne bu ülkenin nede bu ülke vatandaşının asla ve asla bir geleceği olmayacak.. Herkes bu ölümcül tehlikeyi çözme , ekarte etme yüzyıldır toplumumuzun bu alanda atomlarına kadar nasıl sızıldığını ve düşürüldüğünü, nasıl siyasi-iktisadi-kültürel- fiziki soykırıma uğratıldığını çözmek, görmek ve önlem almak ülkemizde artık bir var olma sorunudur..
Bu ölümcül kuşatmayı analayıp çözmesek kölelik ve soykırım her alanda düşürülme 80 milyon vatandaşın kaderi olacaktır..