KASİYAD BASIN AÇIKLAMASI YERİNE BASINA HAKERET ETDİ..

KASİSAD  BASIN AÇIKLAMASI YERİNE BASINA HAKERET ETDİ..

İstanbul Avrupa Yakası ve İstanbul Anadolu Yakası Serhat İlleri Derneklerinin ortaklaşa aldıkları “ Kaisiad yada başak bir dernek ” adımıza bölge adına tanıtım günleri ve etkinlik yapamaz. Bundan sonra her iki yakada oluşan kars-ardahan-ığdır dernekler birliği öncülük edecek,  tanıtım günlerini  icra edecek kararını aldılar..

Derneklerin aldıkları kaisiad adımıza etkinlik yapamaz kararının ardından gözler kaisiada çevrildi. Kaisiad da basın açıklamsı ile yaşanan gelişmeler için Esenyurttaki yerinde basını ağırladı. Basın açıklaması yerine bol bol hakaret ettiler.. Dernekleri küçümsediler. Doğu Medya ya hakaret ettiler..

2016 yılından beri yapılan etkinliklerde neden etkinliklerin ardından durum değerlendirilmesi, gelir giderin kamuoyu ile paylaşılmadığı ilk soru olurken, ard arda gelen sorularda iş adamlarının tanıtımla derneklerin kültür –sanat alanıyla ne işi var.. Sorular birbirini takip etdi..

Doğu Medyadan Yusuf Yasin Sit’in sorularıyla başkanın şartelleri atdı. Her zaman sorduğumuz soruları sorduk:

-- Kaisiad 2010 yılında kuruldu. Kurucu kadro, iki dönemde başkanlık yapan, kurucu başkan Süreyya Çinik, Veysel Çamlı, Ahmet Demirbaş, Ahmet Keske, Nurettin Yılmaz, Cemal Avcı, vb.  Neden hiçbir etkinlikte adlarını söylemiyorsunuz. Bu kadar büyük emekler veren, binbir zahmetle iş dünyasını toparlamaya çalışan aktörleri neden yok sayıyorsunuz. Böyle bir dernekçilik anlayışı doğrumudur..

--2018 yılında da aynı etkinlik yapıldı. Hesap verilmedi. Bunun üzerine doğu medya olarak “ kars-ardahan-ığdırlılar yoluncak, kaz-kuşmudurlar”  haberini yaptık, görmemezlikten gelindi cevap veren olmadı..

-- Gelişmiş toplumlarda, demokrasilerde, hele-hele STK’larda ana esas hesap vermedir, şefaflıktır. Yapılan hiçbir etkinlikte hesap verilmedi. Bölge dernekleri özne yapılmadı. Bölgenin ürünleri fahiş fiyatlarla satıldı. Bölge nüfusu resmen soyuldu.. Milyonların aktığı bir etkinlikte para ile işimiz olmaz, İşimiz para-hesap değil bölgeyi tanıtma yaklaşımı bir stk yaklaşımı olur mu. Milyonları ilgilendiren bir etkinlikte para ile işimiz olmaz politik toplumlarda yalanın en büyüğü olduğu gibi, hertür yolsuzluluğun yapıldığı, insanların her şekilde kullanıldığı, soyulduğu bir kapıya çıkar, Öznesi stklar olan tanıtım etkinliklerinde stkların ortak denetimi yoksa kamuoyu, halk bunu soygun ve kullanma olarak görür algılar. Parayla işimiz olmaz savı ise büyük bir yalan olarak ortada durur..

İnsanlarımız binbir sıkıntı içinde, intihar edenlerin en çok olduğu bir coğrafyada bu yaklaşım hangi mantığa hizmet etmektedir. Dernekler yada bizi adımıza öne çıkanlar neden onurlu bir şekilde basının, sanatçının faydalanacağı onurlu  bir kültür bütçesi oluşturmamaktadırlar, bu analyış toplumsal alanı tepeden düşürme ve çürütme analyışıdır. Bu anlayış STK anlayışından ziyade Kripto ve etki ajanlarının kullandıkları bir yöntemdir..

--Sadece istanbulda binlerce esanafımız olduğu halde, neden alış-veriş standlarını  kai dernekler platformu değil, neden tur firmalarına veriliyor..  Dernekler platformu deniliyor ama kararlarda dernekler neden ortada yok..

---Neden derneklerin, basının, sanatçıların.. içinde yer aldığı,  stklardan temsilcilerinden oluşan bir komisyon sözleşme yapma,  gelir-gider, kamuoyuna hesap vermede, bilgi vermede demokratik teamüller kullanılmıyor, işletilmiyor. Neden komisyonlar  yerine bir-iki kişiye bu yetki veriliyor. Bu bir iki kişiye yetki verilmesi hangi stk kriterlerine uyuyor..

--Neden aylar önceden toplantılar yapılıp, basının, derneklerin görüşleri alınmadan, ortak kararlar alınmadan yangından mal kaçırma mantığıyla etkinlikler yapılmaya çalışılıyor..

--Bölge basını olarak etkinlikleri takip edip kamuoyuna taşırken, Doğu Medya olarak stratejik anlamda tüm stk alanına katkı sunarken biz ve diğer bölge basınına neden ödenek çıkarılmıyor, neden çökertilmeye çalışılıyoruz..

--Neden bu konuda dernekler ortak komisyon kurup  bölge basını, bölge sanatçıları komisyonu oluşturulmadı.. Bir–iki kişiye yetki verilerek dernekleri, basını, santçıları devre dışı bırakmak hangi akla mantığa hizmet ediyor. Ben yaptım –etim mantığı STK mantığımıdır. Bu mantıkla stk yürürmü, bu mantıkla toplumsal alana darbe vurulduğunu çürütüldüğünü görmüyor musunuz..

ÖZ ELEŞTİRİ BEKLERKEN HAKARET ETTİLER..

Kaisad mevcut başkan ve yönetimi öz eleştiri yapıp kamuoyuna hesap verceklerine, eksikliklerini ortaya koyacaklarına..  hakaretvari çıkışlarla mevcut haliyle kaidsiaddan bir cacık olmayacağını birkez daha net ortaya koydular. Bizlere hakaret ettiler.

Orhan Gökçenin Doğu Medyaya cevap yerine “bütün mesele 50-100 lira ise deseydin sana 500-1000  lira verirdik.. Yönlü hakareti bütün basının zoruna gittiği gibi, neden Doğu Medyaya hakaret ettiklerini ise alttaki belge ile açıklamak zorunda kalıyoruz. Burada zora girmemesi açısından yönetici arkadaşımızın adını kırparak belgeyi yayınlıyoruz, ki elimizde başka birçok done de var ama hiçbir zaman bu yöntemleri kullanmayız. Bu belgeyi yayınlamamızın nedeni ise yapılan 50-100 lira hakareti, asla birilerinin ne parasının nede pulunun bizi satın alamyacağı gerçeği..

Belgede görüldüğü gibi dernekleri, tanıtım günlerinin başarılı geçmesini sağlayan gerçek aktörleri ve dernekleri işlememiz zorlarına gitdi. Onların basından istedikleri kendilerine yağcılık-yalakalık yapılması, kamuoyunu yanıltma..

Ama bütün bölge STK’ları adı gibi bilyor. Doğu Medya olarak toplumsal ve toplumsal çıkar dışında asla sekter bir anlayışa ne geçit veririz. Ne katılırız. Nede birileri bizi para vb. putlarla kullanamaycağını bizi tanıyan herkes bilir. Ki iş adamlarının örgütlenmesine, Ardahan Dernekler Federasyonundan, Hoçvan Dernekler Federasyonuna kurulum aşamlarından günümüze,  2005 lerden beri Doğu Medya tüm STK alanında hem birebir aktördür, fikir babasıdır. Hemde stkların 2. Bir yönetimi gibi çalışmakta elinden geldiği kadar bütün gücüyle stk alanına hizmet etmektedir.. Doğu Medya bölgemizde ve ülke genelinde Stk alanının ciddi sağlam bir şekilde oturması için en önemli özne ve aktör olmuştur. Doğu Medyanın bilimsel kriterlerle yaklaştığı STK alanında toplumla toplumsal alanla oynayanlar Doğu Medya süzgecinden geçemeyince hakaret, ekonomik ablukalar ve hertür yöntemle saldırmaktadırlar. Burada basının bilmediği bir gerçeği de açıklayalım. Gökçenin başkanlığa giden yolunu Doğu Medya açmıştır. Doğru,  stk ruhuna uygun hareket ettiğinde her zaman herkese destek olacağımızı da adı gibi bilmektedir.. Bir başka deyişle bizim kişilerle özel alanla işimiz olmaz. Toplumsal alan söz konusu olduğunda her vatandaş gibi bizde tavrımızı ortaya koyarız..

STK ruhuna, kriterlerine uygun hareket etmeyen, hele-hele topluma ve toplumsal alana hesap vermeyi basite indirgeyen,  toplumsal alanı kişisel çıkarları için kullanmaya çalışan kişi, kurum, adı ne olursa olsun hiçbir etkinliklerine katılmadığımız gibi, kamuoyunu yanıltacak tekbir de haber de yapmayız.. Kaisiadın son iki yıldır yaptığı etkinliklere katılmamızın ana nedeni bölge derneklerimizin onaylamasıydı, katılım göstermeleriydi. Aksi STK kriterlerine uymayan hiçbir derneğin etkinliklerine katılmadığımız gibi olumlu olumsuz görüşte belirtmeyiz..

Yukardaki belgede de açıkça görüldüğü gibi basın emekçilerinin çoğunun neden doğu medya gibi dik durmadıkları kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.. Bizim borumuzu ötürün sonra gelin size yem verelim. Çok çirkin bir yaklaşımdır. Allahtan lakabımız bırçi-pexas tır. Dikili  bir ağacımız da yoktur. İstanbulu neredeyse hergün yaya turlarız. Patronumuzda halktır. Ve 30 yıldır bu sistem bir gazeteci olarak bizi her alanda sarmıştır, yüzyıllara varan hapis cezaları ile sararak vatandaşlık haklarımızı gasp etmiştir, geriye yönelik hiçbir hakkımızı sorgulayacak tek bir kurum yoktur. Bütün bunların tek nedeni vatandaşı özne yapmamız, vatandaşa oyun yapılmasının önüne set çekme.. Halkın sahiplenmesi olmasa bunlar bizi direkt açlıktan öldürürler..

BÜTÜN STKLARI UYARIYORUZ..

Bir daha kişi-kurum farketmez, bu yönlü hakaret eden çıkarsa onları altından kalkamayacak şekilde dava eder, tüm hukuki yollar ve bütün bölge stk yapılanması içinde her yönü ile halka taşır, deşifre edeceğimizi belirtiyoruz..

Özellikle başında federasyon ibaresi olan (Fakir Yılmaz gibi 65 üyeli ardafed deyip içinde 5 derneğin kalmadığı içi boşalmış, kendilerinin kullandığı çiftlişklere dönüşen teneke federasyon ve dernekleri, denetim, yönetim, katılım ayağı çalışmayan, yönetimleri dağılmış, bitmiş  teneke dernekleri kast etmiyoruz. STK kriterini taşıyan dernekleri kast ederek söylüyoruz..) ve bölge genelini ilgilenderen tüm stklara sesleniyoruz. Etkinlikler içinde yer alın, hesap verin, hesap sorun. Aksi her olumsuzluğun hesabına ortak olduğunuzu ve bu anlamda bütün halkın sizden hesap soracağını hiçbir dernek unutmamalıdır..

Dernekçiliğe yönetimlere soyunan herkesi açıkça uyarıyoruz. Katılım, Denetim, Yönetim ve ortak karar alma derneklerin temel kriteridir. Bu kriteler içinde de hesap verme, şefaflık, samimiyet olmasa olmazdır,  en önemli kriterdir. Bu esaslara uymayan, kişiliği elvermeyen görev almasın,  toplumsal alanı kullanmaya çalışan herkes sadece bizi değil bütün halkı karşısında bulacağını unutmamlıdır..

Çünkü STK alanı sağlam oturmasa.. Hepimiz yedi sülalemizle birilerinin kullandığı, soyduğu paçavralara dönüşmekteyiz. Türkiye siyasetine bakın siyasal alan halkı soyulacak koyun sürüsü, ülkeyi de soyulacak bir arpalık olarak görmektedir. Vekilleri ve belediye başkanlarını istisnalar dışında halk yada stklar seçmiyor. Siyaset memur atar gibi önümüze isim koyarak bize demokrasicilik oynunu oynatıyor. Bu demokrasi değil muz cumhuriyeti diktatörlüğüdür..

Türkiye geneli stk alanı sağlıklı ve sağlam oturmadıkça.. Bu muz cumhuriyeti anlayışı kalkmayacağı gibi, Herkes yedi sülalesiyle düşürülmektedir.. STK ların ana işi, hesap soran hesap veren özgür irade ve düşünceye sahip insan tipi önünü açma, STK olgusunu tam kavramadıkça, oturtmadıkça,  Gökçe gibi kendini ağa bizi de maraba zan eden anlayışlardan asla kurtulamayız. Bu ülkeyi ve vatandaşını satan satana modundan kimse kurtulamaz. Ve buda ülkenin yıkımı ve felaketidir..

STK alanı totemcilik, putçuluk, para vb. argümanlar kullanılarak insanların düşürüldüğü alan değildir.  İlk okul talebeleri gibi ayağa kalkıp marş okumak, hazırola geçmek gibi komedyen konumuna düşme  alanı değildir. STK alanı şefaf-hesap veren halkın her kuruşunu kutsal bilen, kamu-yerel soygunun ve sömürüsünmün olmadığı, ötekinin olmadığı, herkesi kesimi kapsayan, tüm geriliklerin masaya yatırıldığı  ve çözüldüğü, tüm ülke sathına yol-yöntem-proje sunan, yaşadığı ülkeyi ve dünyayı çözümleyen bir alandır.

STK alanı Kars İslam Cumhuriyeti örneğinde olduğu gibi ırk, dil, din, mezhep ayırımı yapmadan herkesi ve kesimi kucaklama, ötekinin olmadığı siyasetüstü bir alandır. Ülkemizi kaybetmek, soygun –sömürü soykırım cehennemi olmasını istemiyorsak  bu alanı bilimsel temellerde oturtmak her vatandaşın en önemli görevi olmalıdır. Aksi biriken açıklar her yüzyılda bir bütün vatandaşı soykırıma-sömürüye çeken sürülere dönüştürmektedir.. Yaşadığımız Ortadoğu bölgesi bu açıktan dolayı emperyalizmin, sömürgecilerin soykırım –sömürü labratuvarına çevrilmiştir. Ve bunu hergün tv kanallarında canlı izliyoruz.. Yani herkes attığı adımın 50- 100 yıl içinde hangi kapıya çıkacağını hesaplayamıyorsa toplumsal alana soyunmasın.. Çünkü sadece kendini değil 7 sülalesini emperyalizmin oyuncaklarına, sömürü-soykırım hedefi haline getirmektedir..  Egolarını yenmeyen ifritler sadece kendilerine değil 80 milyon vatandaşa zarar  vermektedirler. Bu alanı bilmeyen saftirikler farkına varmadan bu alanı etki ajanlarının, kriptoların at oynattığı alana çevirerek ülkenin –vatandaşın altına dinamit koyduklarını ise ruhları duymamaktadır..