İSTANBUL ve İSTANBULLULARA İKİ BÜYÜK DARBE BİRDEN..

İSTANBUL ve İSTANBULLULARA  İKİ BÜYÜK DARBE BİRDEN..

CHP , daha İBB koltuğuna oturmadan İstanbula  ve istanbullulara iki büyük darbe vuran uygulamalarıyla bütün İstanbul data hırsızlığıyla çalkalanmaya başladı. Buda yetmedi halka sorulmadan kamuoyu araştırması yapılmadan logo değiştirildi. CHP zihniyetini tüm çıplaklığıyla 20 milyon İstanbulluya dayattılar..

Türkiye toplumunun ve vatandaşın iki yakasının neden bir araya gelmediği neden rejim kurulduğundan beri koyun gibi soykırıma ve sömürüye vatandaşın  uğradığı yaşanan örneklerle, siyasetin ortaya koyduğu tutumla net ortaya  çıkmaktadır..

İmamoğlu daha ibb koltuğuna oturmadan 20 milyon İstanbullunun datasının kopyalanıp dışarı çıkarıldığı iddiaları doğruysa bu hem vatandaşa hemde vatana ihanettir. Eğer bu data kopyalama olayı doğruysa 20 milyon vatandaşın datası kopyalandıysa iktidarından muhalefetine, devletin üst düzey kurumlarına kadar bu ülkeyi yönetenler vatana ihanet suçu işlemektedir. Kopyalanan dataya devlet erki derhal el koymalıdır. Bu iddia doğruysa fetö ve terör örgütleri chp aracılığıyla ibb ye kadar girmiş şüphesini de beraberinde getirmektedir.. Bütün İstanbullular ivedilikle bu bilgi kopyalama ve dışarı çıkarılma olayı karşısında dehşete düşmüş bulunmaktadırlar..

2. si İstanbul gibi bir şehrin logosuna halka sormadan Atatürk vb. figürleri ekleme hakkını imamoğlu ve chp nereden almaktadırlar.. Bazı gerizekalılar  bu tür sorularla atatürke hakareti karıştırıyorlar.. 20 milyonluk bir şehrin logosunda hiç kimsenim totemcilik analyışını, kendi duygu düşüncesini partisinin ideolojisini yerleştirmesi,  inandığı figürleri koyması etik ve ahlaki değildir. Bu 20 milyon İstanbulluya hem hakaret hem de darbedir. Bunun Türkçesi kimsenin inancı ve yaşam biçimine chp zihniyetinin asla saygı duymadığıdır. Kendi analyışını, yaşam biçimini bütün topluma dikte etmesidir. Toplumu üstten dizayn eden diktatöryel bir analyışın ürünüdür..

Türkiye artık anıt kabir, Atatürk vb. totemciliğe kayan anlayışlardan bir an önce kurtulmalıdır. Hintliler ineğe tapıyor, kimse niye tapıyor diye sormaz, yüzbinler atatürkü yada gandhiyi seviyor, kimse niye seviyorsunuz diye soramaz. Kimse kişinin özeline giremez. Ama kimse kendi yaşam biçimini ve ideolojisini kimseye dayatma hakına sahip değildir. Bu tür bir dayatam demokrasilerde değil katışıksız diktatörlüklerde olmasktadır. Türkiyede ataürük vb. figürlerin kamusal alana konulmasının suç olacağı yasal düzenlemelerin yapılması, kimsenin kendi figür vb. şeylerini kamusal alana dayatmaması yönünde artık kanunların çıkarılması gerekmektedir. 21 yüzyılda hala figür ve totemleriyle derin güçler resmen 80 milyon Türkiye vatandaşıyla dalga geçmektedirler.. Devlet erki kanun ve kurallarla yaşanan bu komedilere bir an önce son vermelidir. Türkiyede siyaset, yönetim erki vatandaş üzerinde inandırıcılığını hergeçen gün kayb etmektedir. Bu gelişme kaos ve boşluğ beraberinde getirmektedir..

Data çalma ve kopyalama ile vatandaş nasıl büyük tehliklerin ve risklerin altına alındığını bilmiyor. Geliri, gideri, nerede ne saat çıktığı ailesi, nüfus.. her şeyi .. Yani bu datanın yabancı istihbarat vb. Türkiye düşmanı devlet ve yapıların, yada birilerinin bu bilgileri size düşman insanlara verdiğini, sattığını düşünün..                                                                                                                                                                                                                                                                                    eline geçtiğini düşünün vatandaş resmen operasyona açık kurbanlık koyun konumuna çekilmektedir.. Vatandaş bunu tam idrak edemediğinde sırasıyla herkesin hayal edemeyeceği darbeler alacağı aşikardır..

Yolsuzluk vb. şeyler soruşturulurken sonuna kadar gidilmeli, kanunlarda ne yapılacağı bellidir. Data hırsızlığı doğruysa.. İmamoğlu ve chpsi ibb gelir gelemz 20 milyonuk şehre iki darbe birden yapmıştır..

Data kopyalaması, dışarı çıkarılmasıyla vatandaşı soykırıma operyona açık sürüye çevirme, ibb ye Atatürk figürü ekleyerek kendi totemcilik anlayışı ile 20 milyonluk İstanbul vatandaşını güdülecek koyun olarak gördüğünü ortaya koyan diktatöryel analayışların demokrasi ile uzaktan yakından ilgi ve alaksı yoktur..

Ankara cenazede doğal, spontane gelişen protestoda CHP zihniyeti yine kin ve nefrete oynayarak  bu ülke uğrunda canını veren vatandaşlara terörist vb. hertür hakareti yaparak vatandaşa bakış açısını bir kez daha net olarak ortaya koymuştur.. Ki ak partililere bu yönlü yapılan saldırılarda chpnin tutumu yumruk terapisi vb. gibi ifadelerle resmen şiddeti onayalayan bir tutum içine girmelerini bütün kamuoyunca bilinmektedir.. Şiddet uygulayanları da basın önünde kutsayan iyi cici çocuk gibi karşıladıklarını, yüzlerini, yanaklarını okşadıklarını  bütün Türkiye biliyor. Bu zihniyet sahibi vatandaşı hor-hakir, operasyona açık bir koyun gibi gören zihniyet sahipleri eski Türkiye ile yenisini karıştırmaktadırlar, Vatandaş kendisine yapılan derin-açık tüm operasyon ve müdahaleleri not almaktadır.. Zara gördüğünde en şidedetli şekilde hesabını soracak yetkinliktedir..

İstanbullular çalınan datalarının akibetinin devlet erki tarafından izahını kimlerin eline geçtiyse bu ihanetçilerin takibini.. Datanın akibetini.. CHP’nin  kendi figür ve totemciliğini  20 milyon İstanbulluya dayatmasını ibretle izlemektedir..

VATANDAŞ DEMOKRASİYİ ÖĞRENMELİ..

Vatandaş körü körüne siyasetti, siyasi partileri meşrulaştırılan bir figür olmaktan çıkarak partileri ve siyaseti kontrol eden bir düzeye geçmelidir. İkttidar mensuplarının ibb yolsuzlukları,  iddia edilen  yolsuzluk iddiaları sonuna kadar takip edilmeli, ama birileri Türkiye toplumunu aptal yerine koyup data çalınmasına evriliyorsa buı vatandaşa ve ülkeye ihanettir. siyasetin vatandaşla nasıl oynadığını  ortaya koymaktadır.  İktidarı muhalefetiyle siyasetin içine girdiği bütün yetmezliklerin çıktığı tek kapı vatandaşı ve ülkenin düşürülmesidir.. 

Yaşanan örnekler diktatörlüklerde bile yaşanacak örnekler değildir. Türkiye toplumunun bir bütün olarak siyaset erbabı tarafından nasıl kullanıldığını ortaya koymaktadır..

Yerel yönetimlerde artık il-ilçe dernek, federasyon ve halk meclislerinin belediye başkanlrını tayin edecek bir döneme geçilmeli, Avruopa ve batı demokrasisi standarlarında şefaf halkla halkın ortaya çıkardığı kurmlarla belediyeler yönetilmelidir. Aksine demokratik kontrol mekanizması gelişmediğinde ortaya çıktığı gibi birileri yolsuzluk-soygun aracına, öbürü ise vatandaşın yabancı istihbarat örgütleri ve devletlerinden diğer bütün tehlikelere açık hale getirecek data hırsılığına,, daha vahim sonuçlara kadar götürülmektedir..

Türkiyede vatandaş başkaları tarafından kullanılan harcanan kurbanlık koyun olmak istemiyosa siyaseti ve siyasi partileri, onların dayatmalarını kutsallaştırmadan şefaf, kontrol mekanizması çalışan yönetim, denetim, katılım analyışını yaşamın her alanıda içselleştirmek zorundadır.. Data çalınması doğruysa bulaşan herkesin öncelikle kamu oyuna açıklanması ve gereken kanuni işlemlerin yapılması gerekmektedir. İstanbullular bu kör noktanın açıklığa kavuşmasını istemektedirler.. Burada sadece vatandaş değil İstanbuldaki tüm iş dünyası ve firmalrda operasyona açık hale getirilmektedir..

Data çalınması iddisası doğruysa bütün cumhuriyet savcılarını göreve davet ediyoruz..