İSRAİL, BİYOLOJİK-GENOM.. SİLAHLARIYLA RESMEN SALDIRIYA GEÇTİĞİ ORTAYA ÇIKTI...

İSRAİL, BİYOLOJİK-GENOM.. SİLAHLARIYLA RESMEN SALDIRIYA GEÇTİĞİ ORTAYA ÇIKTI...

Türkiye'de Mosad ve Cia nın en önemli yapılanması olan Fetö Terörü yüzünden Adnan Oktar gibi derin yapılanmalara operasyon yapılamıyordu.

TR'de Başkanlık sisteminin hayata geçmesiyle ülkemize karşı yapılan derin biyolojik-genom, nükleer,toprak ve tohumla oynama  savaşı... korkunç boyutlarıyla ortaya çıkmaya başladı. Türkiye nüfusunu yok etmerk için dört koldan saldırıya geçmişler...

Bir gemide etlere ve balıklara mahiyeti bilinmeyen kan, yada labratuvarlarda üretilen maddeler şırınga edilerek servis edilyorlar...

Ülkemizden kan örnekleri, herkesin 7 sülalesine kadar bilgileri Mosadın-Cianın kasasına aktığı gibi, kuytu köşelerde kontrol edemediğimiz tüm gıdalarda, denizde karada...yiyecek ve içeceklere aşağıdaki belgelerde de açıkça görüldüğü gibi biyolojik saldırıya resmen geçtikleri ortaya çıkmaktadır...

 Geçen Haftalarda "KÜRDİSTAN'A BİLİNMEYEN SİLAHLARLA SALDIRYA GEÇTİLER"... Analiz haberimizde kayb edilen, kaçırılan çocukların, kendi kendine yanan evler gibi gizem giydirilerek meydana getirilen olayların Siyonit israilin biyolojik savaş, genom savaşı ile direkt bağlantılı olduğunu belirtmiştik. Türkiye'deki siyonist damar aracılığıyla da bu savaşın sinsi ve derinden yürütüldüğüne vurgu yapmıştık...

Her zaman vurguladığımız gibi Özelde Kürdistan ve Türkiye'ye, genelde ise tüm dünya insanlığına karanlık ve yok edici bir geleceğin, bir biyolojik-genom, nükleer,toprak ve tohumla oynama  savaşının tüm dünyaya dayatıldığını sık-sık işlemekteyiz.

Ortaya çıkan belge ve bulgular ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koyarken, siyonist israilin labratuvalarında ve siyonist israil,  ABD  gibi küresel katil firma ve ailelerin kontrol ettiği  devletlerde kendileri dışındaki insanlığı ve dünyayı yok etmek için 24 saat çalıştıklarına, araştırma yaptıklarına sık-sık vurgu yapmaktayız.

Bu vurguları yaparken de İsrail ve Abd'nin Mosad ve Cianın ardiyesine insanlık girmedikçe de, küresel katil firma ve aileler kontrole alınmadıkça, yaptıkları çalışmalr deşifre edilmedikçe...  ne dünyanın nede başka bir halk ve ulusun artık geleceğinin kalmadığı gerçeğini de sık-sık işliyoruz.

Bu anlamda bir ur gibi Ortadoğunun kalbine bir kazık gibi çakılan İsrail varlığını sürdürdükçe, bu siyonist-terörist yapılanma kontrol dışı kaldıkça, bunlar ABD'yi kontrol ettikçe...  yeryüzünde hiç bir halkın geleceğinin kalmadığı ap-açık ortadadır.

Özellikle Çinliler ve Ruslar uyanıp Kürdistan (Mezopotamya) ve Türkiye'nin içine alındığı ablukayı çözmek ve anlamak zorundadırlar. Bu iki halk Türkiye-Mezopotamia ve Ortadoğu halklarının içine alındığı biyolojik, genom, nükleer savaşı çözmezlerse, İran, Ortadoğu, Mezopotamya coğrafyasında ki siyonist damarı ve yayılmayı, abd -israilde gizli çalışmaları olan biyolojik-genom, nükleer,toprak ve tohumla oynama  savaşını çözmezlerse...dünya bugün olmasa yarın gümleyecektir... 

siyonist israilin labratuvarlarında üretilen biyolojik-genom, nükleer,toprak ve tohumla oynama  savaşının silahları yakın bir gelecekte insan soyunu maymun fare, böceğe çevirecek düzeye ulaştığını şimdiden belirtelim.

Tarih boyunca Mezopotamya'daki nüfus Kürtler, doğudan, batıdan, güneyden, kuzeyden gelen hertür barbar saldırıları bir şekilde absorbe edip, medenileştirerek insanlığın bugün üstünde yükseldiği medeniyetlerin koruyucusu oldular.

Ama günümüzde geldiğimiz süreç, dünyayı kaplayan silah-savaş çeşitlerine baktığımızda Dünyanın bütün halkları harekete geçmezse siyonist -terörist israil,  kürtler başta olmak üzere mezopotamya-ortadoğudaki hedef nüfusu düşürürse kendilerini çözecek bir nüfus kalmayacağından...Bir sonraki aşamada Rus-Çin, Asya halkları, dünya halkları... böcek sürülerine dönüşmekten; toptan yok olmaktan kurtulamayacaklardır...

Mezopotamya nüfusu-Kürtler dünyanın sigortasıdır, Küresel katil firmalar direkt dünyanın kalbi-beyni olan bu nüfusa yüzyıllardır saldırılarak bütün dünyayı düşürmek için dört koldan bütün insanlığa karşı saldırıya geçmiş bulunmaktadır...İnsanlık ya uyanacak, yada toptan gömülecek bir zaman diliminin içine girmiş bulunmaktadır...