AVRUPAYI GÖRÜNCE, TÜRKİYE’Yİ YIKILMAKTAN ALLAHIN KORUDUĞUNU GÖRÜYORSUNUZ...

Bayramoğlu Döner gibi büyük bir markayı ülkemize kazandıran, İbrahim Arslan geçen Ay (Temmuz Ay’ında) yaklaşık olarak bir ay Avrupa turuna çıkmıştı. Dönüşte kendisini yakaladık ve oradaki izlenimlerini aktarmasını...
Bu haber 2017-08-28 23:24:35 eklenmiş ve 1739 kez görüntülenmiştir.

AVRUPAYI GÖRÜNCE,  TÜRKİYE’Yİ YIKILMAKTAN  ALLAHIN KORUDUĞUNU GÖRÜYORSUNUZ...

 

2000’li yıllara kadar, özellikle İstanbul gibi metropollerde kalabalık semtlerde yabancı menşeili fastfood yiyecekler, bu yönlü yiyecek alışkanlığı; toplumun obiziteye kaymasınıda büyük bir artışa sebep oldukları gibi bu sorun ülkemizi kanser gibi hızla sarmaya başlamıştı.

 

Türkiye^de  2010 Yılından sonra  döner başta olmak üzere milli yiyecek-içeceğe yönelme, rağbet deyim yerindeyse çığ gibi büyümeye başladı. Bu milli olana yönelme, yerli olana rağbetin kuşkusuz en büyük mimarlarından biri Bayramoğlu Döner oldu.

 

Bayramoğlu Döner Beykoz Kavacıkta Faaliyete başladığı 2000’li yıllardan  itibaren giderek hergeçen gün adını ülkemize ve dünyaya duyurmaya başladı. Ülkemizin en önemli markalrından bir oldu. Bayramoğlu Döner öylesine müthiş bir etkiyarattı ki ardından binlerce hemşerilerimiz İstanbul başta olmak üzere Türkiye geneline döner salonları açtılar. Döner salonları açıldıklları her yerde en çok rağbet gören mekanlar oldular. Yerli ve milli olan, bize yabancı olan fastfood beslenme anlayışını mat etmişti, beslenmede özümüze dönüyorduk. Bayramoğlu Döner, siyasetin,yerel yönetimlerin, STK’ların... başaramdığını başararak  İstanbul ve Türkiye’yi Beykoz Kavacık’a taşıyan bir güç olduğu gibi yerlinin yabancıya galip gelmesinin de formulu oldu...

 

İşte bu başarılı kurumun mimarlarından biri olan, et’in doktoru olan İbrahim Arslan geçen Ay (Temmuz Ay’ında) yaklaşık olarak bir ay Avrupa turuna çıkmıştı. Dönüşte kendisini yakaldık ve oradaki izilenimlerini aktarmasını istedik. Arslan izlenimlerini aktarırken deyim yerindeyse şok olduk.

 

Arslan, pek aşina olmadığı belkide ilk kez gördüğü Avrupa Medeniyetini aktarırken, sanki yıllarca doktarasını yapmış bir şekilde aktarması insanda ister istemez hayranlık uyandırıyor. Avrupanın birbirine benzeyen başkentlerini, bir başında baktığınızda öbür başını gördüğünüz caddeleri,  katedralleri, tarihiiyle turizmiyle, temizliğiyle, Avrupanın bir başından öbür başına uzayan hızlı tren sistemiyle, mimarisiyle  Avrupa’nın birçok  başkentinin yılda 50 milyondan 300 milyona turist çektiğini ifade ederken “ Avrupayı görünce Türkiye’yi Allahın koruduğunu gördüm”, ülkemizin tarihiyle, turizmiyel, kültürüyle nasıl hoyratça yok edildiğini Avrupayı görünce net anlıyorsunuz dedi.

 

Arslan, Sen, Tuna gibi Avrupanın büyük nehirleri üzerinde tekne turu yaparken...  İstanbul Boğazının gözleri önünde canlandığını, Boğazların ne kadar büyük bir hazine olduğunu anlıyorsunuz,  Avrupa’daki tarihi eserlerin, nehirlerin göllerin nasıl birer hizmet abidesine, milyonlarca insanı, turisti çeken birer şahesere  çevrildiğini görmek insanı hayretler içinde bırakıyor dedi.

 

Tarihi eser mimamri açıdan Avrupa başkentlerindeki en Küçük eser bizim Haydarpaşa garındaki binadan daha büyük. Paris başta olmak üzere Avrupa başkentlerinde eski esere, eski tarihi yapıyı orijinalinden bir milim değiştiremezsiniz. En genç bir bina en az 150 yıllık. Binlerce yıllık eserler dipdiri ayakta.

 

Avrupada ki yapılara baktığımızda gözlerimin önünde ANİ Şehri, Kars, İstanbul gibi eşssiz hazinelerle dolu ülkemizin içinde olduğu hazin durumu gördüm. Biz Avrupalılardan binlerce yıl önce bu eserleri yaparken, günümüzde durum tamamen tersine dönmüş.

 

Karsta tarihi yapılar talan edilirken, Ani şehri gibi dünyada asla bir benzerinin olmadığı hazinelerimiz çürümeye bırakılmışken, vatandaş değer biçilmeyen tarihi taş evlerinden taş çalarak  tarihi yıkarken, dünyada benzeri olmayan tarihimiz imar, rant oyunlarıyla nasıl yok edildiğni görüyorsunuz.  Orada bir nehrin, bir katderalin, bir kulenin...  nasıl milyonları çeken bir güce dönüştüğünü görünce boğazın ve Kars gibi tarihin fışkırdığı şehirlerin bizim olduğuna inanamıyorsunuz.

 

Orda eski şehrin tuğlasına yüzyıllardır dokunamıyan bir medeniyet, bizde ise sonradan görmelerin su havzalarını, göletleri, ormanlık alanları, tarım alanlarını...  talana dönüşen inanılmaz rant oyunları, yozluk-yobzlık içinde biten insan tipini görüyorsunuz...

 

Ani-İstanbul Binlerce yıllık medniyet ve tarihimize bakarken birşeyi net anlıyorsunuz. Herşeyin başı insandır. Avrupa’da medeniyet, ilim, irfan, mimari, hortum dahi çıksa yerde alacağı çöp ve tozun olmadığı başkentler, tarlalara bakıyorsunuz sanki yemyeşil halılar dizilmiş, bu ne güzellik, bu ne zerafet, bu ne gelişmiş insan beyni bu ne gelişmiş medniyet diyorsunuz...

 

Bizde bindiği dalı kesen, ülkesini yıkıma götüren körleştirilmiş yoz-yobaz insan tipiyle nasıl kuşatıldığımızla orada yüzleştim.

 

Avrupa medeniyeti ile bizi karşılaştırdığımızda uçurum kadar büyük bir farkı görüyorsunuz. Ve bu yozluk-yobazlıkın içinde Allahın bizi koruduğuna hükmediyorsunuz.  Bu ülkeyi yönetenler hiç mi dünyayı gezmediler, görmediler diye kendi kendinize soruyorsunuz...

 

Hiç abartısız size şunu söyleyeyim sadece Kars  Avrupalılarda olsa o şehre yılda gelecek Turist sayısı en az 300 milyonla  500 milyon arasında değişirdi. Hele Boğazlar ki dünyanın incisi tahayül bile edmiyorum. Avrupayı görünce bu ülkeyi bizim değil başka güçlerin yönettiğine bizi tarih, kültür, medniyet olarak, insan olarak  çürütüp bitirdiklerine hükm ediyorsunuz. Dünyanın en güzel ülkesi bizim ülkemiz ama insan potansiyeli açısından bitirilmiş bir ülke.

 

Ülke olarak, vatandaş olarak tarihi, turizmi, mimariyi, bilimi, kültür sanatı... öne çıkaracak bir yapılanmaya gitmesek, gelişemezsek, rant uğruna, doğayı tarihi tahrip eden  bu yoz-yobaz yapıdan çıkmayı becermezsek korkarım her alanda yıkılmaktan da kurtulamayacağız. Avrupaya bakınca ülkemizin en az yüz-iki yüzyıldır yıkıldığını, yıkıma götürüldüğünü, yüzyıllardır bu ülkeye derin bir ihanetin yapıldığını  görüyorsunuz. Bu ülkede neden bir İtalyan Mimar, yada fransız bir resamın karikatürünün dahi çıkmadığını net anlıyorsunuz ...

 

Arslan’a izlenmilerini bizimle paylaştığı için teşekkür ederken, bir ay gibi kısa bir sürede bir bilim adamı titizliğiyle kendisi sayesinde bu değerli belirlemeleri sizlere aktarırken, sanki dallarında uzman bir heyetin Avrupa-Medniyetiyle, bizim medniyetimiz arasındaki farkı, neden Avrupalı olmadığımızı, gösteren mükemmel bir raporla karşılaştık. 

 

Ardaki en önemli fark biz ağacın meyvesini almak için kökten, onlar ise  budayrak geliştirerek daldan meyveyi alıyorlar... Biz çole, onlar vahaya çeviriyor... Ve haliyle son iki yüzyıldır sömürülen, harcanan, kırılan sürülere dönüşürken onlar bilimde-santta, mimaride  devasa başarılara imza attılar. Bizim yönetici, mimar, mühendis, hukukçu, siyasetçi rant sözkonusu olduğunda istisnalar dışında, ezici çoğunluğu babasını doğrayacak kadar gericileşmiştir, bugün ormanı kesip yüz metrelik arsa kapsın yarın şehir yok olacak, gökten taş büyüklüğünde dolu yağacak, bilimde, sanata, kültürde geri kalmanın başkalarına kendisini yem yaptığını, doğanın  intikamını bir gün alacağını, su havzaları kuruyacağını, eşsiz tarihi taş evlerindeki taşı söküp viraneye çevirirken insan değil başka birşeye dönüştüğünü görmeyecek kadar körleşen, yetkili –etkili kişiler gecekondu misali tarihi bir günde başka birşeye çevirirken,  bir sürüye dönüştüklerini görmeyecek derecede körleşmiş bitirilimiş bir insan tipi, iki taş daha fazla nasıl çalarım, bir ağaç daha fazla nasıl keserimin derdinde ucubeleşip bitiyorlar... İşte Avrupada bu ucubeleşmeye, bu bitişe kimse ne geçit verir, nede izin verir, onlarla armızda ki en büyük fark budur... Avrupalı değeriyle, doğasıyla oynadığında oynayanı anında bitirir.

 

Arslanın deyimyle bizim toplum mimara, resama, sanatçıya, bilime, ilme  değil, katile, hırsıza, mafyaya, üçkağıtçıya; namussuza saygı duyan eğilen bitirilmiş bir yapılanmaya dönüştürülmüştür. Namus dendiğinde iki bacak arasına sıkışmış bir kafa yapısıyla insanlıktan çıkma büyük bir tahribat yaratmıştır...

 

Arslanın objektifinden avrupa tıklayınız-1

 

Arslanın objektifinden avrupa tıklayınız-2

 

 

ETİKETLER : İBRAHİM ARSLAN AVRUPAYI GÖRÜNCE TÜRKİYE’Yİ YIKILMAKTAN ALLAHIN KORUDUĞUNU GÖRÜYORSUNUZ...
Diğer İs Dünyası haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA