SANATÇI DEDİĞİN TOPLUMUN SORUNLARINA DUYARLI OLMALI

Vedat Baran, insanı seven, olaylara her zaman duyarlı olan, zalimin karşısında duran mazlumun yanında olan biridir. Kendi türküleriyle insanlara ayna olup onlara yoldaş olan, sanatından ödün vermeyen bir sanatçı ve her şeyden önce bir insandır. Sayın Baran ile sanatı üzerine bir röportaj icra ettik. Bakalım Sanatçı üstadımız neler söylüyor….
Bu haber 2015-02-02 14:18:46 eklenmiş ve 1885 kez görüntülenmiştir.

Vedat Baran, insanı seven, olaylara her zaman duyarlı olan, zalimin karşısında duran mazlumun yanında olan biridir. Kendi türküleriyle insanlara ayna olup onlara yoldaş olan, sanatından ödün vermeyen bir sanatçı ve her şeyden önce bir insandır. Sayın Baran ile sanatı üzerine bir röportaj icra ettik. Bakalım Sanatçı üstadımız neler söylüyor….

Vedat Baran, insanı seven, olaylara her zaman duyarlı olan, zalimin karşısında duran mazlumun yanında olan biridir. Kendi türküleriyle insanlara ayna olup onlara yoldaş olan, sanatından ödün vermeyen bir sanatçı ve her şeyden önce bir insandır. Sayın Baran ile sanatı üzerine bir röportaj icra ettik. Bakalım Sanatçı üstadımız neler söylüyor….

 Vedat Baran, insanı seven, olaylara her zaman duyarlı olan, zalimin karşısında duran mazlumun yanında olan biridir. Kendi türküleriyle insanlara ayna olup onlara yoldaş olan, sanatından ödün vermeyen bir sanatçı ve her şeyden önce bir insandır. Sayın Baran ile sanatı üzerine bir röportaj icra ettik. Bakalım Sanatçı üstadımız neler söylüyor….

D.Medya: Sizleri Biraz Tanıyabilir miyiz?

V.Baran: 1960 Dersim Hozat doğumluyum. Liseyi Hozat’ta bitirdim. İstanbul Teknik Üniversi Temel Bilimler bölümünün Konservatuar mezunuyum. Mersin Belediyesi’nin kültür sanat bölümünün şefliğini yaptım. 1995’te İstanbul’a geldim. Babam Mahmut Baran Dersim bölgesinde tanınan, bilinen ve sevilen bir dengbejdi. Müzik geleneğim, tarzım ondan geliyor. Onun fikirleri ve ağıtlarıyla büyüdüm.

D. Medya: Ne Tür Müzik Yapıyorsunuz?

V. Baran: Halk müziği yapıyorum. Kürtçe. Zazaki, Özgün müzik… Aynı zamanda söz ve müziği bana ait olan türkülerimin bestesini yapıyorum.

D. Medya:  Genelde yaptığınız müziğin konusu ne oluyor, ilhamınızı neyden alıyorsunuz?

V.Baran: İcra ettiğim sanatın sözlerinin konusunu hayatta olan olayların içinden alıyorum. Sevda türkülerimde oldu ama en çok toplumu ilgilendiren sözler yazıyorum. Örneğin ‘Kıyma Felek’, ‘Aşkın Divanesi’  gibi parçalar birçok sanatçı tarafından seslendirildi. Halada gündemde popülerliğini koruyan sanatçılar tarafından seslendirilmeye devam ediyor.

D. Medya: Sizce Bir Sanatçı Nasıl Olmalıdır?

V.Baran: Bir sanatçı bir kere başlı başına bir kere üretken olmalıdır. Üretkenlik yoksa bana göre sanatçının çok eksik tarafı olur. Sanatçı dediğin hazır olan Türküleri alıp besteleyip çalmasıyla olmaz. Popülizmi sevmem. Sırf popülist olma adına bir şeyler yapılmamalıdır. Kendim hiç popülist olmak adına sanat icra etmedim. Günümüzde popülizmi yakalamak çok kolay. Bunu yapmak içinde birilerine el pençe durursun, onların dediğiyle hareket edersin ve sanat ahlakını da bir kenara bırakırsın olur biter. Sanatçının bir duruşu tarzı mutlaka olmalıdır. Söylediği ve yaptığı eylemler birbirleriyle uyuşmalıdır.  Bir sanatçı bir parçayı güzel okuyabilir ve sesi de güzel olabilir ama bir duruşu bir tarzı olmayıp yaptığı tek bir eylemle toplum onu yerle bir edebilir. Önemli  olan duruşunla kendini topluma kabul ettirmek.

D. Medya:  Sinemayla bağlantınız nedir Vedat Bey?

V. Baran: Asıl mesleğim müzik ama ben müziği sinemayla harmanlamak istedim. Bence müzik sinemanın sinema da müziğin bir parçasıdır. Tanıdıklarımın teklifleri sonucunda sinemayla tanıştım. ‘Sınır’, ‘Doz’ filmlerinde oynadım. Sınır filminde Bir genç bir dağ gerillasını oynadım. Doz’da da cezaevinde yeni çıkan bir arkadaşı canlandırdım. Dizi olarak da ‘Dumanlı Yol’ dizisini çevirdik. Türkiye’de bir ilkti. Dizi olarak böyle bir dizi böyle bir düşünsel sanatı, icra etmek kolay değil.

D. Medya: Siyasetle Bir ilginiz Var mı?

V. Baran: Öğrencilik yıllarımda 12 Eylül Darbesi ile 6 yıl Cezaevinde kaldım. O zamanlar siyasi sıkıntılar en üst düzeydeydi. Bizim kuşak ciddi anlamda büyük yaralanmalar aldı. Türkiye’nin başta Diyarbakır Cezaevi başta olmak üzere Elazığ Cezaevi de iğrençlikte ve işkencede diğer cezaevlerini aratmıyordu.

D. Medya: Kendinize örnek ve ilham aldığınız bir sanatçı var mı?

V. Baran: Ailem sanatçı bir gelenekten geldiği için onların fikirleriyle büyüdük. Ama her zaman babamı kendime örnek aldım. Kürt geleneğinden gelen Hasenê Cizra, Mehmedê Cizra’yı kendime örnek aldım. Öğrencilik yıllarımda ise Şiwan Perver’i de örnek aldıklarım arasında sayabilirim.

D. Medya: Sanat ve Emeği Bir Arada Düşünürseniz Ne Söyleyebilirsiniz?

V. Baran: Sanata, müziğe ticari anlamda bakmamak lazım. Yeni saçtı olmak isteyen adaylar popülizm hastalığına yakalanmaktan kurtulamıyorlar. Sanat sanat gibi olmalı. Sanat halkın içinden çıkıp onların derdini, tasasını, sevincini yansıtmalıdır. Ticari olarak bakarsan unutulur gidersin. Son dönemdeki kliplere bakın konuları hep aynı. Hatta emek bile vermiyor hazır olan görüntüyü sanki kendisi çekmiş gibi kendi klibine koyuyor. Buna sanat hırsızlığı yapmak derler. Toplumsal eylemlere duyarlılık yok sanata olmadığı gibi. Bu son dönemlerde sanat çıkar için kullanılır olmuş.

D. Medya: Türkiye’deki Sanatçıların Problemleri nelerdir. ?

V. Baran: Bu ülkede sanat yapmak ve bu sanatı icra etmek en zor mesleklerden biridir. Eskiden kasetler vardı, görüntüler yoktu. O zamanlar azda olsa sanatçı emeğinin karşılığını alıyordu. Simdi korsan furyası almış başını gidiyor. Sanatçılar emeğini korsanlara kaptırmış ve devlette sanatı ve sanatçıyı korumak adına kılını kıpırdatmıyor. Bin bir emek verip klip yapıyorsun daha piyasaya çıkmadan internet ortamında herkes paylaşmış oluyor. Artık bir liraya cdler alınıyor. Sanatçıların emeği adeta sokaklara atılmış. Bu meslekte nankör bir meslektir. Bir iki ortalarda gözükmeyince unutulup gidiyorsun. Gözden ırak olunca gönüldende ırak olunur misali.

D. Medya: Mesam Nedir, Sanata Sanatçıya Katkısı Nedir?

V. Baran:  ‘Mesam’ sanat ve sanatçıyı koruyan bir kurum ama sanatçıya öye meblağlar vermiyor yani sanatçıyı idame edemiyor.  Birde ‘Miyor’  var müzik yapanların haklarını koruyan bir kurum.  Bu kurumda gereği gibi sanatı sanatçıyı korumuyor. Mesela Miyor halk müziğini 5. Kategoriye koyuyor. 1. Kategoriye popçu sanatçıları koyuyor. Halkın derdini tasasını ve halkın içinde sorunlardan uzak olan pop müziğini öne çıkarmaları çok garip. Bu girişimleriyle halk müziğini unutturmaya çalışıyorlar. Buna halk emeği sanatçıları kabullenmediği halde ses de çıkarmıyorlar.

D. Medya: Son Olarak Ne Söylemek İstersiniz?

V. Baran: Emeğe ve emekçiye saygı istiyorum. Kimse haybeden sanat icra etmesin. Sanatçıyım diyen herkesin toplumsal olaylara duyarlı olmalı ve bunu sanatın içinde de icra etmelidir. Toplumsal olaylarda sanatçılar zulme, çirkefliğe ortak ses çıkarmalıdır. Halka sanatıyla yol gösterici olmalıdırlar. Sanatınızı gelecek kuşaklara kalacak şekilde halk için icra edin ki halk da sizleri hep ansın emeğinizi unutmasın.

 

DKM/MHAİSTANBUL

ETİKETLER :
Diğer RÖPORTAJ haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA