Åžiddete meyilli toplumlarda, özellikle ortadoÄŸu ve müslüman ülkelerde cinselliÄŸi yaÅŸamama sorunu var. Düzenli seks yapmayan insanda beyin rahatlamadığı için sinir ve gerginlik uç noktada seyr eder. Düzenli seks yapamayan bireylerde kadın olsun, erkek olsun baÅŸ aÄŸrısı, Agresif bir kiÅŸilik, psikolojik sorunlar ve görme bozuklukları gibi sorunlar yaÅŸanır.
Müslüman ülkelerde bir çok kadın ömründe bir kez olsun orgazm olmadan yaÅŸama veda edip gitmektedir. ortadoÄŸu toplumlarında orgazmın ne olduÄŸunu hiç bilmeyen, hiç yaÅŸamayan kadınlar mevcut. CinselliÄŸi özgürce doyasıya yaÅŸamayan müslüman ülkelerde kadın özgürlüÄŸünden bahsetmek te mümkün deÄŸil maalesef. OrtadoÄŸu erkeÄŸi ve kadınının ÅŸiddete eÄŸilimli ve gergin oluÅŸunun altında yatan sebeplerden en önemlisi cinsel anlamda tatminsizlik yatmaktadır. Asırlardır hep günahtır, ayıptır, duvarları örerek toplum olarak cinsel hazdan uzak tutulmuÅŸuz. Ondandır cinsel açlığımız.
Müslüman erkeklerde sünnet olayı da cinsel zevk alımını azaltan bir iÅŸlemdir. “Sünnet” adı üstünde sünnettir. Farz deÄŸildir. Penisin en haz alan uc et parçası alınarak daha çocukken cinselliÄŸe bir darbe vurulmaktadır. Allah’ın yarattığına kusur bulup kesmek ne derece doÄŸrudur? Ondan sonra da Ä°slamın cinselliÄŸe koyduÄŸu yasaklar devreye girer, örneÄŸin oral seks yasak, mastürbasyon günah, anal seks haram, açık havada ay’a güneÅŸ’e karşı seks günah. Yan yatarak seks saÄŸlığa zararlı. En uygunu “kadın dizlerinin üstünde erkek arkada olacak” diyor imam-ı Gazali Hazretleri...
Yasaklar daha da sıralanıyor günlere ve gecelere kadar iniyor. ÖrneÄŸin kadir gecesi yada bayram gecesi kadın hamile kalırsa doÄŸacak çocuk özürlü olur gibi... yasaklı gün ve geceleri de tek tek sayarsak geriye pek bir ÅŸey kalmıyor zaten. Durum rahmetli Kemal Sunal’ın filmindeki gibi ÇarÅŸamba çarÅŸafa dolanır, Cuma mübarek gün, Salı sallanır, PerÅŸembe periÅŸanlık v.s Bir tek pazartesi kalıyor misali..!
Dinden sonra da yasaklayıcı feodal gelenekler devreye giriyor. Bütün bunlar yan yana gelince toplum cinselliÄŸi yaÅŸayamıyor. Hücreler rahatlamayınca, hormonal dengesizlikler baÅŸ gösteriyor. Geriye tatmin olmamış azgın bir nesil kalıyor. Ondan saldırıyor, tecavüz ediyor ve öldürüyor. Sapkın iliÅŸkiler baÅŸ gösteriyor. Hayvanlarla seks, hemcinsleriyle seks gibi tercihler yaÅŸanıyor. Ve bakışlar yoldan geçen bir kadının poposuna kitleniyor, laflar atılıyor ve kavgalar yaÅŸanıyor. Erkeklerin kendi yanlışlarına kılıf olarak söyledikleri “Ä°ki bakmak bir yapmaktır” gibi ilkel söylemler argoda bolca yer alıp gidiyor.
Bizleri büyüten kadınlarımız cinselliÄŸi tüm gerçekliÄŸiyle anlatacaklarına bizi leyleklerin getirdiÄŸini yalanıyla uyutmaya çalışıyorlar. Oysa bir insanın cinselliÄŸini yaÅŸaması ekmek ve su gibi gerekli ve normal bir ihtiyaçtır. Aslında cinsellik halkta objektif ve sansürsüzdür. “Ayıp” gibi ifadeler burjuvazi icadıdır. Avam dediÄŸimiz köylü halk tabanında cinsellik gerçeÄŸi daha doÄŸaldır. Öyle ki bu durum ÅŸarkılara, türkülere, manilere ve fıkralara kadar sansürsüz bir ÅŸekilde yansımaktadır. Ancak zamanla din, gelenekler ve burjuvazi söylemleri yasakları da beraberinde getirmiÅŸtir.
Bir arkadaşımın bana anlattığı anektodu dikkatlerinize sunmak istiyorum; “Ä°ki kadın partnerimizle beraber bir gece geçirdik. Yeme içme faslından sonra odalarımıza geçtik. Bir süre sonra arkadaşın odasından sesler geldiÄŸini duyduk. Ne oluyor diye sorunca kadın ışığı yakarak seviÅŸmek istemiÅŸ. Arkadaşım ise karanlıkta seviÅŸmek istiyor. Neden sonra ışıkta seviÅŸme yoluna gitmiÅŸler. Arkadaşım yanıma geldiÄŸinde gözlerinin dolduÄŸunu gördüm. “Ne oldu?” Diye sorunca, “Ben ilk kez bir kadını çıplak gördüm. Ne güzelmiÅŸ kadın bedeni. Işıkta seviÅŸmek ne hoÅŸ muÅŸ” dedi. “Ä°yi ama senin iki çocuÄŸun var evlisin” deyince, “ Annem-Babamla birlikte yaşıyoruz. Ä°ki oda bir salon, onlar duymasınlar diye karanlıkta yorganın altında kan ter için birkaç dakika içinde bitiriyoruz . Nerede bu rahatlık bu güzellik” demez mi..! Böylesi gerçeklikler de ÅŸartlar va yaÅŸam tarzından dolayı cinselliÄŸe bir baÅŸka engel unsuru olarak önümüze çıkıyor. ..
Düzenli olarak cinselliÄŸini yaÅŸayan insanların zekası daha iyi çalışıyor. Daha çok üretiyor ve mutlu bir evlilik sürdürüyorlar. Yatakta mutlu olmayan çiftler bir müddet sonra ayrılmak durumunda kalıyorlar. Mutluluk yatakta bitiyor. Yatakta mutlu olan çiftler ömür boyu saadete kucak açıyorlar. Sabah beyin hücreleri rahatlamış uyanan bir insanda öfke’nin stresin ve gerginliÄŸi esamesi kalmaz. Ne eÅŸi ile kavga eder, ne çocuklara bağırır ne de baÅŸkalaıyla döÄŸüÅŸür. Düzenli seks yaÅŸamı olan insanda yaÅŸama sevinci geliÅŸir ve insanlara olan sevgisi artar. Gidip baÅŸ kesmez. SaÄŸlıklı bir bedene, merak eden, araÅŸtıran, üreten saÄŸlıklı düÅŸünen, bir beyine sahip olmanın yolu da düzenli bir cinsel yaÅŸamdan geçer.
CinselliÄŸini sınırsız ve özgürce yaÅŸayan toplumlarda kavga döÄŸüÅŸ görülmez. ÖrneÄŸin Hollanda da sokak ortasında tabancayı çekip adam vuranlara ratlamazsınız. O durum bize hastır..! Cinsel açlık cinselliÄŸe gem vuran Türkiye ve ortadoÄŸu ülkeleri gibi üçüncü sınıf dünya ülklerinde had safhalardadır. O sebeledir ki bu tip ülkelerde Åžiddet, tecavüzler, savaÅŸlar bitmek bilmez...
15:26