YILKI ATI
Yılkı atıyım dağlarda
Aç kurt tuzaklarında
Tökezler / yaralı bacaklarım
Yaşanmış mı hülyalar
Gidilesi ellerde
Yol boyu yediğim / kara hurma
Tatlı mı tatlı
Ne ararsan bulacağın / Dedemin ceplerinde
Şal pantol dikemezdi nenem
Bir lokmasını paylaşırdı / kırk kişİyle ama
Bir kaya kınasında gülüşü
Dedemin
O günden kalma parlayışı
Eladan yeşile çalan gözlerinin
Akşam indi inecek
Adla kadasını aldığım
Bacaklarının bil değerini
Gün olur yürütmezler adamı
Dağ deviren / orman kesen
Asfaltlarda parçalanır
Çimen çiçek
Okşamamış ellerin
Yol biter elbet oğul
Biter de
Vardığın yer
Değer mi emeğine
nerede şimdi
çocukluk yolculuğu
yayla ocağının bir köşesinde
dedenin "gera"sında
çam kokulu tezek tütünü
bazlama ekmek közde
Gün gelir
Tıkanır ama
Götür beni buradan dersin
Hurma şenliğinde
Yayla güneşi güldüklerine
Duyuramazsın sesini
Aynalarda boşluk
Bir iki ağlamayla kalır gidişin
Evin karşısındaki mezarlıkta
Bakar / göremezsin
Mavi boyasında toprağa girişin
Arada suyun sesi
Bir ömürdür akar / çermede ördek yavruları
İnme insan ovasına
Kurttan kurtulursun belki
İnsandan asla
Nankörlük ona ait