Iğdır’daki Azerbaycanlılar Üzerine…
Iğdır’daki Azerbaycanlılar Üzerine…
1992’de Dilucu sınır kapısının açılmasıyla Azeri yurttaşlar ülkemize gelmeye başladılar. Derken mazot ticareti ile Nahçıvan Dallas, Iğdır megakent olma yoluna girmişti. Bir süre sonra kartellerin devreye girmesiyle mazot ticareti bitirildi.
Ondan sonra da fuhuş, kaçakçılık, vesaire suçlar baş gösterdi. Iğdır’da suça bulaşan Azerbaycan vatandaşlarının haddi hesabı yok. Emniyet ve adli kayıtlar bize bunu gösteriyor. Fuhuş bu suçların başında geliyor. Bunu Kavga, adam yaralama, adam öldürme, kaçakçılık, göçmen kaçakçılığı vesaire suçlar izliyor. Hatta Nahçıvan eski gümrük müdürü 2013’te rüşvetten Kars’ta tutuklandı. Nahçıvan ve Bakü’de ticaret yapıp servet yitiren vatandaşlarımızın sayısı da az değil. Kimi parasını alamadı, kimi de götürdüğü malı geri getiremedi. Bir yığında sonuç alınamayan ticari davalar mevcut. Bunun yanında Azerbaycan’da iş yapabilen birçok vatandaşımız da var.
Maalesef geçtiğimiz hafta hepimiz Azerbaycan uyruklu Teymur R.’nin 17 bıçak darbesiyle katlettiği Şefika Teyzenin acısıyla irkildik. Iğdırlının yüreğini açtığı, yardım ettiği 23 yaşındaki katil suçunu itiraf etti ve tutuklandı. Daha önce de Azeri uyruklu bir genç bir kadını öldürerek cezaevine girmişti.
Şefika Hanım teyzemize Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Mekânı cennet olsun inşallah. Ülkemizde suça bulaşmış Azerbaycan yurttaşlarının hatalarını tüm Azeri kardeşlerimize mal etmemeliyiz. Her toplum içinde yanlış insanlar var.
Bu vakalar olurken Azerbaycan Kars Başkonsolosluğu ve ona bağlı Iğdır konsolosluğu Iğdır’da kendi yurttaşları ile ilgileneceklerine yeni atanan kurum amirlerimizi ziyaret ediyorlar. O da her kurum amirini değil, seçip gidiyorlar! Dernek, basın, belediye ziyaretlerinde ise Kürt kökenli Türk vatandaşlarını asla ziyaret etmezler. Sadece bir kez Haydar Aliyev parkı için belediye teşrif ettiler. Ve ziyaretin bunun için olduğunun altını çizdiler. Başka bir ülkenin misyon şefi başka bir ülkede ayrı gayrı oluşturma gayretinde olmamalıdır. Bunu burada ziyadesiyle yapanlar var zaten..!
Azerbaycan diasporası Hocalıyı, Karabağ’ı bırakın Türkiye’ye ve dünyaya anlatmayı, Iğdır’mıza dahi kendilerini anlatamıyorlar. Türk ve Kürt yurttaşlarımıza son derece mesafeliler. Bu durum Azeri yurttaşlarımız içinde kısmen geçerlidir. Azeri kardeşlerimiz arasında da diyalogları bir elin parmak sayısını geçmez. Belli bir iki dernek var. O derneklerinde yalnızca başkanlarıyla muhataplar. Dernekteki diğer kişiler ne olup bittiğini bilmezler!
Konsolosluk ilk açıldığında gazetemize iadeyi ziyarette bulunmuşlardı. İlgimizi aynı ölçüde sürdürmemize rağmen her nedense daha sonra diyaloğu bıçak gibi kestiler. Azerbaycan konsolosluğu ziyaret ve diyaloglarını hangi kriterlere göre yapıyor bilemiyorum?
Birine gidip birine gitmeyerek soru işareti yaratacağınıza kendi vatandaşlarınızı ziyaret edip dertlerine derman olmanız daha doğru olmaz mı? Hamal pazarında iş bekleyen insanınıza iş, aş imkânı sunamaz mısınız? Suç işleyenleri rehabilite edemez misiniz? Iğdır’daki konsolosluğunuzun bir arkasındaki apartmanın tamamı ülkenizin kadınları kiralamış. İçkili restoranlar hariç benzer birçok apartman ve ev var. Ziyaret edip neden buradasınız? Size nasıl yardımcı olabiliriz? Onlara iş bulma veya geçinebilecekleri kadar maaş bağlamayı düşündünüz mü? İlgili kurumlarınıza bunları rapor ettiniz mi?
Iğdır’da çalışma izni olmadan kaçak çalışan yüzlerce Nahçıvanlı var. Bunların başında kapıcılar ve vasıfsız işçiler geliyor. Geçen yıl Tebrizli bir dostumun kömür satışına yardımcı oldum. Nahçıvanlı bir kaç kapıcı bize gelerek “Elimizde bu kadar apartman var. Bize ton başına 40 lira vermezseniz, İran kömürü kötü, yanmıyor deriz. Sattırmayız. Fakat parayı verirseniz kömürü sizden aldırırız” dediler. Kabul etmedik ve dediklerini yaptılar. Azerbaycanlı kapıcıların böyle organize çalışmalarına da şahit olduk.
Geçen gün kayıp ilanı için gelen apartman sakini bir bayan belediyeden su faturasını yatırmaktan geldiğini söyledi. Ve Belediye yetkilisinin kendisine siz bu apartmana girmeden önce kimse su parası vermiyordu. Siz gireli su parası düzenli ödeniyor” demiş. Bu derece de dürüst olan bu insanlar birçok daireyi de satın almış durumdalar. Ne yaptıkları, nasıl para kazındıkları beni ilgilendirmez. Turisttirler sonuçta. Avrupalı ülkemize gelip her türlü rezilliği yapıyor, turist deyip hayranlıkla izliyor iken, benim bu kardeşlerimize diyecek bir şeyim olmaz. Öyle bir yetkim de yok. Yetkinin kimde olduğu bellidir.
Birileriniz dağılan yuvalar, hastalıklarla heba olan yaşamalar, her ay Western Union ve PTT ile yurtdışına çıkan paralar diyebilir. Her akşam İran’dan ve çevre illerden Iğdır’a gelen yerli döviz demeyeceğim, çünkü o da beni ilgilendirmez. Her kesin aklı başında sonuçta! herkes kendi tercihini kendisi yapar…
