Iğdır Yalakalığın Başkenti Mi?
Değil elbette. Ama bu konuda ihtisas yapmış hemşerilerimizin sayısı az değil. Örneğin geçmişte altmış beş günlük Emniyet Müdürüne “Iğdır’a yaptığınız hizmetlerden dolayı” şeklinde başlayan teşekkür plaketi verenlerimiz oldu. Oysaki müdür daha Iğdır’ı tanımaya çalışmaktaydı. Plaket verilen idareci mahcup olsa da bizimkiler çoktan pişkin pişkin facelik fotoğraf çekme yarışına girmişlerdir.
İki aylık Vali köye gider, bir sorununuz var mı? Diye sorar. İşgüzarın biri “Allah sizden razı olsun sayın valim. Siz geldiniz bütün sorunlarımız bitti” deyiverir. Oysaki vali sorunların tespiti için gelmiştir. Mastar çekmeyi kişilik haline getirmiş bir kesim hemşerilerimizin yanı sıra birde bürokrat ve memur grubundan üniversiteli mastarcılarımız var. Bu tipler, Allah göstermesin bir mastara başladılar mı karşıdaki kendini Zal Oğlu Rüstem zanneder. Amaç yaranmak ise her şey mubah salla gitsin. Kendisine veya yandaşına yer açmak için hemşerisini karalayarak, iftira atarak gammazlayanlar da var.
Bu muhteşem iltifatları..! Iğdırlı bürokrat hemşerilerimiz için asla yapmazlar. İl dışından atananları yere göğe sığdırmazlar. Oysaki il dışından atanan idarecilerimizle Iğdırlılar arasında hiç bir fark yok. Hepsi hemen hemen aynı okullardan mezun olmuş aynı eğitimi almışlardır. Birisi bir referans bulmuş atanmış gelmiş, bizimki bulamamış hepsi bu. İnsanlara Battal Gaziymiş gibi gereksiz övgüler dizerek hem kendimize hem de onlara yanlış yapıyoruz. Iğdır’ın da çok değerli idarecileri var. Geçmişte il dışından atanan idarecilerin eksiklerini çok gördük. Hatta Ankara’lara şikâyet edip gönderdiklerimiz oldu. Çok tecrübeli ve etkin idareci de bize gelmiyor zaten. Batıda daha büyük şehirlere atanıyorlar. Örneğin kaçta tane daha önce Valilik yapmış Vali ilimize atandı? Öyle poh pohluyoruz ki bazıları kendilerini gerçekten öyleymiş gibi zannediyorlar. Adam görevini yapıyor. Teşekkür ediyoruz. O iş zaten onun asli görevidir onun için maaş alıyor. Ekstra bir proje ve başarı ile Iğdır’a yeni bir kazanım sağlayarak farkındalık yaratmışsa elbette takdir edilir. Ancak rutinin dışına çıkmamışsa aşırı övgü haramdır. Eskisi gitti, yenisi mi geldi aynı seremoni onun için başlıyor. Bazı gidenlerin arkasından demediklerini bırakmayanlarımız var! Yenisine eskisini kötüleme alışkanlığı olanlar da var. Ama görevdeyken Sultan Süleyman’dır. Bu durum Parti başkanları, Milletvekilleri ve belediye başkanları içinde aynıdır. Başkanken ondan iyisi yok. Düştü mü hatırlamıyorlar bile. Bu belirlemelerde bulunurken kadir şinas, misafir perver, ahde vefalı, Iğdır sevdalısı, ilkeli ve omurgalı hemşerilerimi tenzih ediyorum.
Bir bakan Iğdır’a gelince bir fotoğraf çektirme yarışı başlıyor ki sormayın. Millet neredeyse birbirini eziyor. İtekleye itekleye yanaşma savaşı sürüp gidiyor. Hele hele Ak Partililer her şeyi o sanıyorlar. Çekip evine assa neyse dersin. Faceye yüklüyor. Tüm dert bu. Hâlbuki aynı adamla daha önce foto çektirmiş, olsun bir daha! Kendi aralarında paylaşıp kendileri beğeniyorlar. Kendin çal kendin oyna misali. Tüm Iğdır gördü sanıyorlar. Basın mensuplarının işlerini yapmalarını engelleme pahasına onlar için medya tanıtım bu galiba.
Birde yeni atanan idarecilere bir ziyaret furyası başlatıyoruz. Adamın başını kaşıyacak zamanı olmuyor. Çiçekleri taşınıyor. Randevu için kuyruklar oluşuyor. Muhtarından, imamına, Valinin, emniyet müdürünün, Alay komutanının ya da yeni atanmış başka bir kurum amirine ziyarete revan oluyoruz. Iğdır’ın 183 muhtarı, 200 derneği, bilmem kaç imamı var? Bu yöneticiler hepsi ile görüşse bir senelik zaman yetmez. Ziyaretlere giden öyle alakasız olanlar var ki insanın senin Vali ile emniyet müdürü ile ne işin? Diyesi geliyor.
Konuya akrabalığına binaen daha önce yazdığım “Yalakalıkta Sınır Olmaz” başlıklı makalemi okumanızı tavsiye ederim.işte linki: (http://www.igdirdogusgazetesi.com/makale/5/17/)
