"Bol Keseden Ahkâm Kesmek" Ve Hazıra Konmak

"Bol Keseden Ahkâm Kesmek" Ve Hazıra Konmak

Mustafa Elveren*

Türkiye dışında ikamet eden birçok tanıdık kiÅŸilerin sosyal medya üzerinde paylaÅŸtıkları bazı mesajlara buradan dikkat çekmek istiyorum.

Åžöyle ki; ÅŸahsın ikamet ettiÄŸi ülkede evrensel hukuk kuralları geçerli olduÄŸu için düÅŸüncesini serbestçe ifade etme özgürlüÄŸüne sahiptir. Yani hiçbir riski ve kaygısı yoktur. Fakat Türkiye gibi ülkelerde yaÅŸayanların ise; TV.de, gazetede düÅŸüncesini ifade ettiÄŸi için ve sosyal medya üzerinden paylaÅŸtığı mesajlarından dolayı binlerce insan gözaltına alınmış, yüzlercesi tutuklanmıştır.

EÄŸer Türkiye'de yaşıyorsanız tabii ki her ÅŸeyin bir deÄŸeri ve bedeli vardır. Hele bahse konu olan özgürlük ise bedeli çok daha ağırdır. Hal böyle olunca söylediklerimize, yazdıklarımıza ve hareketlerimize kısıtlama getirmek zorunda kalıyoruz. Her insan doÄŸal olarak korkar. Ancak korkuyu yenenler için durum biraz farklı olabilir.

O çok keskin konuÅŸanlara, "bol keseden ahkâm kesen" tiplere her dönemde rastlamak mümkündür.

Kendini kurnaz sanan böyle birkaç kiÅŸiyi hatırlıyorum. 1990'lı yıllarda bazı örgütlenmelerin kuruluÅŸ aÅŸamasında yer almayıp, "bol keseden ahkâm keserlerdi. Ne zamanki bu örgütlenmeler yasal statüye geçtiklerinde, bunlar yönetimi ele geçirmek için birbirlerinin boÄŸazını sıkmaya baÅŸladılar. Tabii ki bu örgütlenmelerin yasallaÅŸmasını saÄŸlayan bizler ise, bir kaç kez hâkimin karşısına çıkmak zorunda kaldık ve cezalar aldık. O cezalar küçük para cezalarıydı ve o tarihte ertelendi.

Ne yazık ki OHAL nedeniyle Türkiye'de bugün aynı durumu yeniden yaÅŸamaktayız.

Adam yurt dışında ikamet etmekte ve üstelik de çifte vatandaÅŸlık hakkını da almıştır. OturduÄŸu yerde bana karşı hiç düÅŸünmeden, sıkılmadan; "korkaksınız… Devletin kölesi olmuÅŸsunuz…" gibi sözler sarf ediyor. Hiçbir bedel ödemen hazıra konmak ve oturduÄŸu yerde "bol keseden ahkâm kesmek" denir, buna.

Bana göre eleÅŸtiri bizim zenginlik kaynağımızdır. Ancak, eleÅŸtiri adı altında birbirimize (iÅŸbirlikçi-hain-dönek-bölücü-provokatör vb) hakaret etmemeliyiz. Maalesef bazen kendimizi tutamıyor ve gözü kapalı bazı olaylara dalıyoruz. Bu da bir eksikliÄŸimizdir. Önemli olan bu eksikliÄŸi aza indirmek ve mümkün ise hiç yapmamaktır.

Öyle anlaşılıyor ki, geçmiÅŸte ve halen günümüzde yaÅŸanan onca acıya raÄŸmen hiç ders alınmamıştır.

Kürdler bu konuda çok deneyimlidirler. Hem de çok ağır bedeller ödeyerek bu deneyimlere sahip oldular. Kürdlerin deneyiminden yararlanan örgütlenmelerin kazançlı çıkacağını düÅŸünüyorum.

Bir örnek vermek gerekirse;

EÄŸer bu gün demokratik alevi örgütlerinin ve BektaÅŸi dernekleri bir çatı altında federasyon-konfederasyonlar oluÅŸturmuÅŸlarsa, bu oluÅŸumda "Kürt Özgürlük Hareketi"nin rolü görmezlikten gelinemez. Devlet Kürtleri etkisizleÅŸtirmek için Alevilik alanını kademeli olarak serbest bıraktı. Amacı da önce Kürtleri, akabinde de Alevileri ve sosyalist-devrimci örgütleri yok etmekti. MustafaKemal kendi döneminde bu tür tasfiyeleri çok yapmıştır ve baÅŸarılı da olmuÅŸtur. Ancak, günümüz internet çağında artık bunu baÅŸarmaları mümkün deÄŸildir.

GeçmiÅŸimizden ve yaÅŸanan acılardan dersler çıkarılmalıdır. Hiçbir kimse baÅŸkalarının ödediÄŸi bedel üzerinden hazıra konmamalıdır. Ancak bedel ödeyenlere sahip çıkılmalı ve onları onurlandırmalıdır.

Bugün 10 Aralık Ä°nsan Hakları Günü'dür. Bu vesilesiyle bedel ödeyip, baÅŸta Elazığ Ä°HD yöneticileri Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya olmak üzere aramızda ayrılanları saygıyla anıyor, hatıraları önünde eÄŸiliyorum.