Bakan Yılmaz: Hiçbir Ülke Türkiye ile Savaşmayı Göze Alamaz

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Türkiye'nin güçlü bir Silahlı Kuvvetler'e sahip olduğunu ve bu gücü dolayısıyla her türlü tehlikeden uzak olduğunu söylerek, "Hiçbir ülke, Türkiye ile savaşmayı göze alamaz" dedi.

Kars'ta dün akşam AK Parti İl Başkalığı'nın Büyükkale Otel'de düzenlediği iftara Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Vali Eyüp Tepe, AK Parti Kars milletvekilleri Ahmet Arslan, Yunus Kılıç, Belediye Başkanı AK Parti'li Nevzat Bozkuş ve partililer katıldı. İftarın ardından teravih namazı kılan Bakan Yılmaz, otelde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bakan Yılmaz, bölgeler arası kalkınmışlık farkını ortadan kaldırmak için Genelkurmay Başkanlığı'nın master plan hazırladığını, askeri birliklerin büyük kentlerden Yozgat, Bayburt, Kars, Kırşehir, Nevşehir, Gümüşhane gibi küçük şehirlere taşınacağını söyledi.

'SURİYE, Lübnan'A YAPTIĞINI TÜRKİYE'YE YAPAMAZ'

Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada güçlü bir orduya ihtiyaç duyduğunu, güçlü olunması halinde hak ve özgürlüklerin daha iyi kullanılacağına dikkati çeken Bakan İsmet Yılmaz, Emniyet ve TSK'nın elindeki silahın vatandaşın özgürlüklerini kısıtlamak için değil, özgürlüklerinin güvencesi olmak için var olduğunu bildirdi. Bakan İsmet Yılmaz, şunları şöyledi:

"İyi bir Silahlı Kuvvetleri olursa dışarıdan caydırıcılık sağlıyor demektir. Hiçbir ülke Türkiye ile savaşmayı göze alamaz. Dolayısıyla Elhamdülillah Türkiye çok iyi bir noktada. Lübnan'ı Suriye bombaladı dikkatinizi çekti mi? Niye bombalıyor? Diyor ki Lübnan'ın o bölgesinde Suriye'den giden göçmenler vardı. Niye bombalıyor? Çünkü kendisini güçlü görüyor, Lübnan'ı güçsüz görüyor. Lübnan'da bir Silahlı Kuvvetler olmadığını düşünüyor. Bizde Lübnan'da bulunan göçmenden daha fazla göçmen var. Türkiye'ye karşı bunu yapabilir mi? Yapamaz. Çok güçlü bir şekilde bir caydırıcı gücümüz var. Dolayısıyla da bu Güce sahip olmak için, bu caydırıcılığı aklına bile getirmemesi için, sınırımızı bir metre dahi geçemez. İşte bir metre dahi geçememesinin dayanağı güçlü bir Silahlı Kuvvetlerimizin olmasıdır. Türkiye'nin şu anda mevcut Silahlı Kuvvetlerinin gücü 80 yıllık Türkiye'nin en güçlü olduğu dönemdeyiz. Geçmişte atak helikopter üretmiyorduk. Kıbrıs harekatında biliyorsunuz olanları da kullanmamamız engel çıkarıyorlardı. Ambargo uyguluyorlardı. Kendi eğitim uçağımızı, kendi insansız hava aracını, kara araçlarımızın hepsini, atak helikopterimizi yapıyoruz. İnsansız hava araçlarında hem operasyonel seviyede, hem de diğer seviyelerde üretiyor ve ihraç ediyoruz. Dolayısıyla Silahlı Kuvvetlerimizle her Türk vatandaşının gurur duyması lazım. Onlar var ki bizde burada rahatça konuşuyoruz. Ermenistan rahatça bir saldırı gelir diye düşünebilir miyiz? Gelmez. Gürcistan'dan hiçbir şey gelmez. İran'dan gelmez, bir yerden gelmez. Onun için Suriye, Lübnan'a yaptığını Türkiye'ye yapamaz. İşte onun gerekçesi Türkiye'nin güçlü bir orduya sahip olmasındandır."

TSK KADINA ŞİDDET KONUSUNDA EĞİTİLECEK

Kadına şiddetin önlenmesi için bakanlık olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile bir proje hazırlandığını, protokol imzalandığına işaret eden Yılmaz, önce eğiticileri eğiteceklerini belirtti. Silahlı Kuvvetlere her yıl 400 bin Mehmetçik geldiğini, 300 bin memurla birlikte 700 bin kişiyi eğiteceklerini anlatan Bakan Yılmaz, şiddetin insana yakışmadığını vurguladı. Bakan Yılmaz, "Sözden ağır hiçbir şey yoktur. Söyleyeceğiniz bir şey varsa onu da dengeli söylemek lazım. Güzel bir söz var, 'Her günü Kadir bil, her gördüğünü de Hızır bil' diye. Ola ki kalbini kırdığın insan Allah katında çok değerli. Allah katında değerli birinin kalbini kırarsan o zaman vay haline, sen kaybettin, bir daha kurtuluşa eremesin. Şiddetten ve kırıcı sözden uzak kalmak lazım. Hele şiddet kesinlikle hiç yakışmaz. Çünkü söyleyeceği şeyi olmayanlar şiddet kullanıyor. O bakımdan demokrasiyi genişletmek lazım. Biz onu diyoruz; hürriyeti, özgürlükleri artırmamız lazım. Hürriyetler ve özgürlükler arttıkça şiddet azalır. Yani özgürlükler yok diye şiddete başvurmak olmaz" diye konuştu.

ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN SABIR İSTEDİ

'Çözüm süreci'nin milletin talebi olduğunu kaydeden Bakan İsmet Yılmaz, çözüm sürecinin kötü olduğunu diyen bulunmadığını, herkesin 'Allah razı olsun' dediğini belirtti. Bazı görüntülerin milleti rahatsız ettiğini anlatan Yılmaz, sürecin artıları, eksileri bulunduğunu, bir eve bir ateş düşmemesinin çok şeye bedel olduğunu bildirdi. Ekmeği büyüteceklerini, özgürlükleri artıracaklarını anlatan Yılmaz, şunları söyledi:

"3-5 paçavranın geçici bir süre için görülmesi, 3-5 kendini bilmezin hukuku ihlal etmesi, bir hukukçu olarak da söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde hukuk yavaş işler, geç işler ama hak yerine gelir. Dolayısıyla milletimiz o rahatsız eden görüntülerden Türkiye'nin hakkından, hukukundan bir şey kaybedildiği şeklinde algılamasın. Türkiye iyi bir yolda gidiyor. Bugün Hakkari'ye bile gitseniz gece 24.00'e kadar vatandaşlar sokakta. Diyorlar ki' şimdiye kadar hiç böyle olmadı.' Diyarbakır'da öyle. O bölgeye de huzur geldi, birkaç rahatsız edici husus var. Ama o konuda da milletimiz sabretsin istiyoruz. Çünkü onlar 'Biz burada olacağız. O kadar çekildik gittik ama bakın o kadar da hepten boş değil' diye mesaj vermek istiyor. Resmin bütünü; Türkiye'nin hiçbir dönemde olmadığı kadar huzur içinde olduğu bir dönemdir. Ancak yurt dışındaki bağlantılar var. Yurt dışındaki bazı yerlerle temasa geçiyorlar. O temaslarda Türkiye'nin büyümesini istemiyorlar. Türkiye'nin büyümesinin, ekmeğini büyümemesinin, özgürlüğü artırmamasının önünde engel olabilecek önemli setlerden birisi bu. Dolayısıyla istiyorlar ki bu Türkiye'de kalsın. Dolayısıyla biraz sabredersek, birlik ve beraberliğimizi korursak, bu süreç 76 milyonun menfaatine şeklinde görürsek biz inşallah huzura ereceğiz diyoruz. Allah sabredenlerle beraberdir. Ulusumuzun biraz sabretmesi gerekir."

TÜRKİYE İYİ BİR YOLDA

Türkiye'nin ekonomik, demokratik hak ve özgürlükleri bakımından bugünden daha iyi olacağını savunan Bakan İsmet Yılmaz,herkesin huzura, esenliğe, birliğe, beraberliğe katkıda bulunmasını istedi. Etnik, dinsel, bölgesel milliyetçiliğe 'hayır' dediklerini anımsatan Yılmaz, "İslam kültürü içerisinde Bilal-i Habeşi diye zenci var, doğru mu? Her yerde her gün camilerde kendisine dua edilir. Yani zenci bir kimseye bu toplum günde 5 vakit dua etmekte. Yani bir ırk ayrımı, renksel ayrımı görmediğini ortaya koyuyor. Selman-i Farisi var, doğru mudur? Onu da herkes bilir ki İranlıdır, Fars kökenlidir. Ama herkes yine her duasında ona da dua etmekte. Bizim kardeşliğimiz ırka dayanmıyor, kana dayanmıyor, anlayış birliğine dayanıyor. Mevlana güzel bir söz söylüyor. 'Aynı dili konuştuklarımla değil, aynı duyguyu paylaştıklarımla anlaşırım' diyor. Cenab-ı Allah, 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır' buyuruyor. 'Müslümanlara faydalı' demiyor, 'İnsanlara faydalı olanıdır' diyor" diye konuştu. - Kars