SİNEMA SEKTÖRÜNDEKİ AJANLAR KERVAN 1915 FİLMİNE NEDEN SALDIRDILAR...

Katil küresel firmaların oyunları sonucu, Mazlum Ermeni halkı, Rumlar ve Müslüman halklar birlikte soykırım kıskacına alındılar. Bölge devletleri sahte-suni sınırlarla dikiş tutmayan çürümüş çuvallara dönüştürüldüler...
Bu haber 2017-10-12 21:54:27 eklenmiş ve 3270 kez görüntülenmiştir.

SİNEMA SEKTÖRÜNDEKİ AJANLAR KERVAN 1915 FİLMİNE NEDEN SALDIRDILAR...

 

Natoyu, ABD'yi, AB'yi siyonist israil için kullanılan oyuncaklara çeviren, Küresel katil soykırımcı firma ve aileler günümüzde bir anda nasıl daiş, iş-it terörünü  ortaya çıkarıp, TERÖR ORDULARINI  bölge halklarına saldırtıp, soykırım yapıp, dilediğini soykırıma, dilediğini köleleştirdiyse, Osmanlının yıkım aşamsında da benzer örgütleri ortaya çıkarıp halkların soykırımı ve düşürülmesinde kullandılar. Günümüzdeki iş-it ve terör ordularını orataya çıkaran katil soykırımcılar,  Müslüman-Hırıstiyan halkları  soykırıma uğratmak, Kürdistan ve Mezopotamyayı işgal etmek için iş-it benzeri örgütleri Ermenilerin içine koyarak 20 yüzyılın başında soykırım saldırısına geçtiler.

 

Katil küresel firmaların oyunları sonucu, Mazlum Ermeni halkı, Rumlar ve Müslüman halklar birlikte soykırım kıskacına alındılar. Bölge devletleri sahte-suni sınırlarla dikiş tutmayan çürümüş çuvallara dönüştürüldüler...

 

Bu sisli ortamda Kürtler Ermeni çocuklarının erkelerine kızlarını vererek damat olarak, Ermeni kızlarını da gelin yaparak kurtardılar. Bu anlamda günümüzde Kürt nüfusunun önemli bir bölümü Kürtleşen-Müslümanlaşan Ermenilerden oluşmaktadır.

 

Bu kirli oyun neticesinde Kürdistanın en kadim, en eski  toprak parçalarından biri olan Eriwan Kürdistandan koparılıp Ermenistan yapıldığı gibi, Ermenistan diye adlandırılan bu Kürt topraklarında ise ne kadar Kürdün soykırıma uğaratıldığı da hala büyük bir muamma olarak durmaktadır. Ama en azından bu Kürt coğrafyasında 1 milyona yakın Kürdün sürgün ve soykırıma uğradığı bu coğrafyadan dünyanın dörtbir yanına dağılmış Kürtler tarafından anlatılmaktadır.

 

Kürdistanın bu kadim toprak parçasının Ermenileştirilmesinde 2. büyük hendikap ise Dünya siyonizmiyle bağı ve bağlantıları olan o zaman ermenilerin içine terör çetelerini yerleştiren siyonist küresel katil firmalar-aileler  ve yerli ayaklarının Ermeni halkının arazi, altın, kıymetli neyi varsa Ermenileri soykırıma çekip gasp ettikleri gerçeğidir.

 

Anadolu ve Merzopotamya da Ermeni ve Rum halkının soykırım-sürgün uğratılması, Osmanlının yıkım planlarının ardında bu iki kadim halkın mallarına-mülklerine  konma, siyonist küresel katil firmaların 20. yüzyılda ki en büyk planlarından biriydi. Bu sinsi siyonist plan Kürtlerin dünya genelinde verdikleri destansı mücadele ile ayyuka çıkmaya başladı. Hrant dink gibi aydınlar bu karanlık planları çözdükleri için Mosad ve Cianın TR ayağı olan Fetö terör örgütü tarafından katl edildiler.

 

Kürtler tarihin birbaşka kesitinde bir daha soykırıma  uğramak istemiyorlarsa, Türkiye devleti de bir daha bu yönlü oyunlara maruz kalmak istemiyorsa;  bu gizli siyonist tüm planları a'dan z'ye çözmek, sadece çözmekle yetinmeyip bu siyonist soykırım planlarını tüm dünya halklarına da taşımak zorudadırlar ki Gizli yahudilerin, gizli siyonistlerin ülkemizde süper zengin sınıfına çıkmalarının  ardında da bu gizli soykırım-gasp  planlarının  yattığını tüm dünyaya taşımalıdırlar. Kürtlerin parça -parça edilmesi, soykırıma tabi tutulmaları, Ermeni-Rum soykırımı... Siyonist katil firmaların bir oyunuydu. Bu gasp-soykırım, talan yağma tüm ayaklarıyla (küresel-yerli) açığa çıkarılmalıdır. Bu konuda tezler, bilimsel çalışmalar ve araştırmalar yapılmalıdır...

 

Aynı şekilde Ermeni halkı da 20. yüzyılın başında yaşadığı trajediden, soykırım psikolojisinden  çıkmak istiyorsa Türkiye ve Kürdistanla birleşmek-bütünleşmek, bir eyalet şeklindeTR'ye bağlanmak, katil-soykırımcı firmaların, diasporaların planını bozmakla mükelleftir... Ermeniler bu gerçeği kavramayıp küresel katil firmaların kendilerine içine çektikleri ölümcül tuzakları çözmezlerzse tarihin bir başka kesitinde yine aynı oyunlara maruz kalacaklardır... Aynı şekilde mübadele vb. oyunlarla Anadolu ve Mezopotamyadan sürdürülen Rum nüfusun müdavimlerinin de bu topraklara dönüşlerinin sağlanması için, çalışmalar yapılmalı, planlar geliştirilmelidir...

 

Özetle, günümüzde ortadoğu, Mezopotamya-Kürdistana akbabalar gibi tünen küresel katil firmalar insanlık tarihi boyunca halklara, milletlere soykırımcı siyonist oyunları oynadılar. Haçlı seferleri, dinlerin tahribatı, tarikatlar, bulaşıcı hastalıklar, savaş-soykırımların kışkırtıcılığı, planlanması, önlerinde engel gördükleri Avrupa kraliyet aileleri, iran şahlığı, Çarlık ve Osmanlı Ailesi gibi... aile-sulale soykırımları, devlet adamı, bilim adamı, din adamı, firmalar... kendilerini engel gördükleri herşeyi Kennedy gibi faili meçhul yapmaları... Bu oyunlar tam çözülüp anlaşılamadığı için hala gezegen boyutunda bu katiller tüm insanlık ve dünyayla halende istedikleri gibi oynayabilmektedirler...

 

DEVLETİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ...

 

İşte bir Tükün, bir Müslüman Laz'ın insan sevgisini esas alan yüzlerce Ermeniyi kurtaran bu sevgi öyküsü, bu sevgi gerçeği ortaya çıkmasın diye sinema sektöründeki siyonistler bu filmin duyulmaması ve oynatılmaması için şeytanın aklına gelmeyen oyunlar sergileyerek filmi vizyondan kaldırmayı başardılar. Burada devleti göreve çağırıyoruz. TR'de bir hafta tüm sinemalarda  sadece bu film gösterilsin...

 

BASINDAN...

 

KERVAN 1915 FİLMİ ise Türk halkı ile Ermeni halkı arasındaki bu sevgi bağını yansıtan 21. yüzyılın en en önemli filimlerinden biri. Diasporaların, Küresel katil-soykırımcı firma ve ailelerin gerçek yüzünü deşifre eden bir film. Türkiye hala tam millileşlemediği

 

İsmail Güneş, 'Kervan 1915' filmini vizyondan çekeceklerini duyurdu.

 

Ermeni tehcirini konu edinen ve 6 Ekim'de vizyona giren 'Kervan 1915' filmini yazıp yöneten İsmail Güneş, filmi salonlardan çekme kararı aldıklarını belirtti.

 

Güneş yaptığı açıklamada, filmin her aşamasında büyük engellerle karşılaştıklarını söyledi.

 

Son olarak filmin dağıtım aşamasında sorunlar yaşadığını belirten Güneş, 'Ben bunu sansür olarak görüyorum. Bir devletin bir film için 'Bunu oynatmayacaksın' demesiyle bir salonun 'Ben bunu oynatmayacağım' demesi aynı şey. Bunun sonucu aynı. Filmi seyirciyle buluşturmama meselesinin tamamı sansürdür. Bunun kim tarafından yapıldığının bir önemi yok' açıklamasında bulundu.

 

Güneş, sinema salonlarının bir nevi kamu hizmeti alanı olduğu değerlendirmesini yaparak, 'Bakkal, 'Ben şu markayı satmayacağım' diyebilir. Sinema salonuna bu muameleyi yaptığınızda bir ülkenin sinema kültürünü yerle bir edersiniz. 'Kervan 1915' gibi bir filmin önce 54, sonra zorlukla 84 salonda gösterilmesi büyük bir skandaldır. Böyle bir filmin en az 300 salonda gösterime girmesi lazımdı.' diye konuştu.

 

'Sinema salonları beni cezalandırıyor'

 

Aynı sıkıntının daha önceki filmlerinde de yaşandığına vurgu yapan Güneş, şöyle devam etti:

 

'Sinema salonları beni cezalandırıyor. Bu cezalandırma işinde bu işe müdahale edebilecek insanlar, yazarlar, çizerler falan sadece seyrediyor. Bunu herkese söylüyorum ama bir duyarsızlık almış başını gidiyor. 102 yıllık bir meseleyle ilgili bir film yaptım ve o zaman ne olup bittiğini anlamaya çalıştım. Kimse bir şey bilmiyor çünkü. Tarih okuyanlar bir miktar biliyor, onun dışındakiler hamaset üzerine hareket ediyor.'

 

'Yaşanan acıları göstermek istedik'

 

Güneş, film için yoğun araştırmalar yaptıklarına dikkati çekerek, 'Devletin bu tehciri gerçekleştirebilmek için, o yoksulluk içinde 256 milyon kuruş harcadığını gördük. Niyeti bütün bir ırkı yok etmek olsa bu kadar parayı harcamasına gerek yok. Devlet planlamış, yasalar ve yönetmelikler çıkarmış, bunlara uymayanın cezalandırılacağını söylemiş. Tren varsa trenle, katır varsa katırla, insanlar güvenlik önlemi olarak Osmanlı'nın bir yerinden başka bir yerine taşınmış. Biz de bu nakil sırasında yaşanan acıları göstermek istedik' ifadelerini kullandı.

 

'İnsan sevgidendir' slonganıyla yola çıktıklarını aktaran yönetmen, şunları kaydetti:

 

'İnsan ırklardan değil, sevgiden oluşur. Bunu filmimizde iyi anlattığımızı düşünüyoruz ama uzun süre oyuncu bile bulamadım. Bazı oyuncular önce 'Evet' dedi, daha sonra menajeri arayıp 'Ben oyuncumun bu filmde yer almasını istemiyorum' dedi. Sette ekibin yüzde 70'i işi bıraktı. Para almadıkları için değil, bü ülkede verilecek en yüksek haftalığı almış olmalarına, en iyi şartlarda çalışmış olmalarına rağmen, tamamen ideolojik nedenlerle işi bıraktılar. İyi insanları tenzih ederim ama büyük bir kesim, bu iş yarım kalsın diye hareket etti. Sanki gizli bir el filmin yapımına müdahale ediyor ve bu projenin seyirciyle buluşmamasını arzu ediyor.'

 

 

 

'Filmimiz ağır darbe aldı'

 

İsmail Güneş, filmi yapmaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde 1915 olaylarına ilişkin mesajından sonra karar verdiklerini vurgulayarak, 'Ben varolan hikayelerin içerisinden bir 'kurtarma' ya da 'sahiplenme' hikayesini yapmanın daha doğru olacağını düşündüm. 'Katırcı Salim'in hikayesiyle karşılaşınca, o dönemde var olan 'Adil Hafıza' diye bir oluşumun iyi bir filmi olabileceğine karar verdik. Uzun süren senaryo ve set hazırlıklarından sonra 1 Temmuz 2015'te çekimlere başladık. Yaklaşık 3 ay çekimler sürdü. Kurgu aşaması da bitti ama önce 15 Temmuz darbe girişimi, sonra referandum gerekçesiyle gösterimi tehir ettik. Nihayet bugüne geldik ama kaderimiz değişmedi. Hiç ummadığımız engellerle karşılaştık.' şeklinde konuştu.

 

Filmi büyük zorluklarla ve 3 yılda bin 500 kişilik ekiple yaptıklarının altını çizen Güneş, sözlerini şöyle tamamladı:

 

'Ermeni tehcirini konu edinen 'Kervan 1915'i dağıtım sorunları ve sinema salonlarının kötü niyetli tutumlarından ötürü salonlardan çekme kararı aldık. Görülüyor ki bundan böyle gişe açısından tekellerin ilgisini çekmeyen ulusal yapımlar seyirciyle buluşamayacaktır. Sinema seyircisi tarafından izlenilmek istendiği halde, önemli lokasyonlarda vizyona giremeyen filmimiz ağır darbe almıştır. Seyircilerimiz gerek sosyal medyadan gerekse kişisel ilişkilerle bizlere ulaşıp filmi kendilerine yakın merkezi lokasyonlarda bile bulamadıklarını iddia etmektedirler. Filmimizin sinema seyircisiyle buluşamadığı bir sistemde daha fazla yer almak istemiyor ve üzülerek 'Kervan 1915'i vizyondan çekiyoruz.

 

 

ETİKETLER : Katil küresel firmaların oyunları sonucu Mazlum Ermeni halkı Rumlar ve Müslüman halklar birlikte soykırım kıskacına alındılar. Bölge devletleri sahte-suni sınırlarla dikiş tutmayan çürümüş çuvallara dönüştürüldüler...
Diğer Kultur-Sanat-Yasam haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA