Ağrı Dağı Kültür ve İnanç Turizmine Hizmet Ediyor

AYŞE YILDIZ - Türkiye'nin en yüksek, Avrupa'nın ikinci büyük dağı olan ve 5 bin 137 metre yüksekliğe sahip Ağrı Dağı, kültürel ve turizm faaliyetleri kadar inanç turizmine de hizmet veriyor. Zirvesindeki 4 mevsim boyunca erimeyen kar ve takke buzulu ile kaplı volkanik bir dağ olan ve birçok efsaneye de konu olan Ağrı Dağı'nın, Hz. Nuh'un gemisine de ev sahipliği yaptığı iddia ediliyor.

Türkiye Dağcılık Federasyonu (Tdf) Başkanı Alaattin Karaca, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin Ağrı Dağı'na tırmanmasının dikkat çeken bir olay olduğunu anımsattı.

Ağrı Dağı'nın dağcılık faaliyetlerinin yanı sıra inanç turizmi açısından da önemli olduğunu vurgulayan Karaca,  "Ağrı Dağı Amerikalılar için çok önemli. Özellikle inanç açısından, inanç turizmi açısından çok sayıda Amerikalı yıllardan beri Türkiye'ye gelip gidiyor, bu dağa tırmanıyor ve Ağrı Dağı'nın zirvesinde Hz. Nuh'un gemisi olduğu şeklinde bir inanış var. Bununla ilgili bir takım araştırmalar, çalışmalar yapıldı, yapılıyor" diye konuştu.

Hem çözüm sürecinin hem de Ricciardone'nin Ağrı Dağı'na tırmanmasının dağcılık faaliyetlerine ilgiyi artıracağını belirten Karaca, "Terörün bitmesi, bu faaliyete katılımı, dağlara çıkışı artıracaktır. Böyle ünlü kişilerin faaliyetlere katılımları, sporun tanıtılmasına daha büyük katkı sağlayacaktır. Daha çok kişi ilgi duyacaktır" dedi.

Sporun tanımında, birlik, beraberlik, kardeşlik olduğunu vurgulayan Karaca, "Dağcılıkta paylaşma var, yardımlaşma var, birlik, beraberlik var, ülkeyi tanıma var. Doğayı tanıtmak açısından, spor yapmak açısından dağcılık fevkalade önemli bir spordur ama ülkemizde bunun önemi hala anlaşılmış değil" ifadelerini kullandı.

"Çok sayıda dağcı, artık dağlara gidiyor"

Çözüm süreci sayesinde artık dağcılığın cazip hale geldiğini vurgulayan Karaca, şunları kaydetti:

"Çözüm süreci sayesinde tabii ki çok kişi gidecektir. Ağrı Dağı'nda yıllarca bu yaşandı. Munzurlarda, Cilolarda yaşandı. Şu anda bundan sonra yok. Onun için de bugün Hakkari Yüksekova'daki arkadaşımız son 3-4 ay içerisinde iki üç tane faaliyet yaptı. Tunceli'deki arkadaşlarımız da Munzularda yapabildi. Hatta bu faaliyetlere sadece o bölgenin insanı değil, başka illerden de arkadaşlarımız gitti. Tabii ki terörün olmaması sadece dağlarımıza değil ülkemize de huzur getirecek."

"Dağlara gitmeden dağcı olunmuyor"

Son yıllarda Türkiye'de dağcılık sporunun çok hızlı bir şekilde geliştiğini ve yaygınlaştığını ifade eden Karaca, şöyle devam etti:

"Matematiksel olarak da her şey ortada. Geçmişte Türkiye'de 23 tane kulüp varken, bu gün 960'a yakın kulüp var. Bu kulüpler dağcı olmak için kuruldu. Dağlara gitmeden dağcı olunmuyor. Onun için ülkemizin bütün dağlarında son yıllarda büyük bir hareketlilik var. Yani çok sayıda dağcı, dağlara gidiyor. Kendi gücünde, kendi teknik seviyesinde tırmanışlar yapabiliyor. İşte Ağrı Dağı ülkemizin en yüksek dağı. Hatta Avrupa'nın en yüksek dağı. Özellikle konum olarak zirvesinde kalpak buzul bulunması da çok ilgi çekicidir. 5 bin 137 metrede olması yüksek irtifa dağcılığı için çok önemli. Tabii bu yoğunluk özellikle terörün yok olması nedeniyle de arttı. Çok sayıda dağcı, artık dağlara gidiyor."

Dağcılığın önemli bir spor branşı olmasına rağmen Türkiye'de hala bunun spor olup olmadığının tartışıldığını belirten Karaca, "Yetkililer keşke böyle ABD'nin Ankara Büyükelçisi gibi bizim de bürokratlarımızdan, siyasilerimizden büyüklerimiz zaman zaman Türkiye Dağcılık Federasyonu'nun faaliyetlerine katılsalar. Halk üzerinde ilgi uyandırsalar" dedi. - Erzurum