Yakın Doğu’nun Yeni Süper Gücü: Kürdistan ve Kürtler
Yakın Doğu’nun Yeni Süper Gücü: Kürdistan ve Kürtler
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın tarih sahnesine çıkması ve PKK’yı kurmasıyla Kürtler dünya genelinde tarih sahnesine çıkmaya, yeniden var olmaya başladılar. Bu yeniden varoluş beraberinde bölgenin tüm devletlerine yüzyıllardır derin bir şekilde sızmış olan tüm ihanet odaklarını da deşifre ederek bölgede kimin kim olduğunu netleştirmeye, bölge halklarına dayatılan soykırım koşullarını deşifre etmeye başladı…
Son iki yüzyıldır Yakın Doğu’da (Ortadoğu, Anadolu, Mezopotamya), Afrika ve Asya’nın İslami coğrafyasında savaş hiç durmadı. En barbar, en vahşi metotlarla olanca hızıyla sürmektedir.
Soykırımcı özelliği ön planda olan, yüzyıllardır süren bu barbar savaşta Yahudiler dışında kalan tüm halklar, Türkler, Kürtler, Araplar, Rumlar, Ermeniler… Yakın Doğu’da soykırıma uğradılar. İmparatorluklar yıkıldı, devletler halklar yerle bir oldu. Bölgenin bel kemiği olan Kürtler coğrafyaları ile tarihten silinmeye çalışıldılar.
Kürtler efsane ve mucizelerde bile görülmeyecek bir şekilde Anka Kuşu misali kendi küllerinden yeniden dirildiler. İnsanlık tarihinin kayd etmediği çıkışlara, savaşlara ve mücadele biçimlerine imza attılar.
Katil kapitalizmin güdümündeki Nato güçleri ile 30 yıl savaştılar. Mahabt’da Ruslar tarafından arkadan hançerlendiler.
Pers ve Osmanlı savaşlarında ikiye bölünen Kürdistan, Osmanlının yıkılışının ardından bölgede katil-kapitalist devletler (firmalar) tarafından kurulan kula devletler ve diktatörlükler tarafından yok edilmek için tarihin hiçbir döneminde eşi benzeri olmayan bir saldırıya uğradılar.
Sahte, sunni sınırlarla, mayınlarla, bombalarla, biyolojik, kimyasal silahlarla, toprakları katil-kapitalist firmalarının uşakları tarafından 5 parçaya bölündü, satın alma oyunları ile gasp edildi, hala da edilmeye çalışılıyor, nüfus yapısını değiştirmek için diktatörlükler bölge dışından topraklarına yabancı nüfus pompaladılar, tarihlerini ve kültürlerini yok etmek için barajlarla-heslerle kuşatıldılar, tarihi tüm doku yok edilmeye yeraltı üstü hazineleri talan edildi, insanın tahayyül edemeyeceği yok edilme programları ile kuşatıldılar…
Buradaki derin tarihi analiz ettiğimizde katil-kapitalizmin ilk çağlardan beri, Osmanlı-Pers savaşlarından Kürtleri dünyadan silmek için program geliştirdiği, bu programla bir parçasının Rusya’da kaldığı 5 parçaya böldüğü ve Kürtlerin diğer bölge halkları gibi soykırıma tabi tutulduğu ortaya çıkmaktadır. Hititlerin (iç Anadolu bölgesi) ve birçok medeniyetin, Gürcülerin, Anadolu ve Mezopotamyalı halklarının büyük çoğunluğunun Kürt kökenli halklar olduğu gerçeğinin bilimsel bulgularla ortaya çıkması, Kürtlerin resmi tarih tezlerinin aksine devasa bir nüfusa sahip oldukları gerçeğini ortaya çıkarırken, Kürtleri yok etmek için tarihlerinin nasıl tersyüz edildiğinin de açık bir şekilde ortaya koymaktadır…
2014 yılının ilk ayında bugünlerde Cenevre’de yapılan konferansa Kürt temsilcilerin davet edilmemesi (http://www.dkmhaber.com/haber/13780/ferda-cetin-abdnin-yeni-lozani-cenevre-2-konferansi.html) ABD'nin yeni bir Lozan'ı Cenevre 2 Konferansı ile Kürtlere dayatmaya çalıştığının açık bir göstergesidir.
Perde arkasında Siyonizm’in bulunduğu Batı’nın (ABD, Rusya, Almanya, Fransa) Kürtlere dayattığı soykırım koşullarını Kürtler verdikleri mücadele ile boşa çıkardılar. Türkiye’nin aslına dönmesiyle birlikte Katil-Kapitalistlerin planları değil halkların planları Ortadoğu’da hayata geçmeye başladı…
BÜYÜK KUMPASA DİKKAT
Katil kapitalizm bölgede kurduğu uydu, kukla- diktatör devlet yapılanmaları ile Kürtleri hem böldü, hemde tarihten silmeye çalıştı. Bunu başaramayınca şimdi tam tersi bir planı devreye koymaya çalışıyor. Büyük “Kukla bir Kürdistan” projesi ile Kürtleri bölge halklarına saldırtma. İsrail’e monte etme, halkları yeniden birbirine kırdırma…
Tarihin yeniden tekerrür etmemesi, bölge halklarının düştüğü hataya Kürtlerin düşmemesi, soykırım koşullarının bölgeden kalkması için hem bölge halkları, hem de Kürtler bir yol ayırımına gelmiş bulunmaktadırlar.
Ortadoğu dışardan Siyonizm’in, katil kapitalizmin müdahale edemeyeceği siyasi, iktisadi, askeri, istihbari, hukuki, kültürel bir yapılanmaya gebe. Bölge ABD benzeri eyaletleşme ve eyaletlerin bir çatı altında toplandığı bir üst yapıyı ortaya çıkarmak zorunda. Manevi birliktelik içinde hilafet makamının yeniden inşası ve hayata geçirilmesinin zamanı geldi geçiyor…
Türkiye, İran, Irak, Suriye birer eyalete dönüşmeli, Kürdistan Eyaletini acilen kurulması, tanınması, varlığını kabullenmeleri, Kürtlere statülerinin verilmesi, aralarındaki sahte sunni sınırların kaldırılması tarihi bir zorunluluk. Bölge ülkeleri aralarındaki sunni-sahte sınırları acilen kaldırmalı, iç işlerinde bağımsız, dış işlerinde bir merkezden yönetilen bir yapıya kavuşmaları bir zorunluluk olarak kendini dayatmış bulunmaktadır…
Halkların kardeşliği ve birliği yukarda değinmeye çalıştığımız proje yada benzeri projelerle mümkün olacak. Bölgemizde hiçbir halkın tek başına var olma şansının olmadığı tüm bölge halkları tarafından kavranması, bu birlikteliğin, bu gücün kalbinin Kürtler olduğu görülmelidir…
ERDOĞAN ve ÖCALAN’I İTİBARSIZLAŞTIRMA OYUNLARI
Bölgenin yönünü ve yolunu bulmasında çağımızın en büyük dehalarından biri olan sadece Kürt halkının değil bölge halklarının kurtuluşunun yol haritasını çizen, ortaya çıkaran halk önderi Abdullah Öcalan’dır. Bu gerçeği görmeye başlayan, buna göre politika üreten Türkiye bazında Erdoğandır. Erdoğan ve Öcalan’ı itibarsızlaştırma girişimleri yukarda değindiğimiz projelerin hayata geçmemesi için bölgenin tüm halklarına yapılan açık bir saldırıdır. Bu saldırının başta Kürtler olmak üzere tüm bölge halkları tarafından net görülmesi gerekmektedir.
Eskiden beri, KARANLIK VE KİRLİ İLŞİKİLERİNDE BİRÇOK YURSEVER Kürt ve Türk devrimcinin katl edilmesinde, faili meçhul cinayetlere kurban gitmesin de baş aktörlerden biri olan, soykırımcı zihniyetin baş temsilcisi Doğu Perinçek “Türkiye ve Suriye el ele verse, ortada ne PYD/PKK kalır, ne de Kürtler kalır” şeklinde özetlenecek görüşü ile vahşi-katil kapitalizmin baş kalemşörü, temsilcisi olduğunu gizlemezken, kendisi ve çizgisinde bulunan halk düşmanları Öcalan’ı itibarsızlaştırmak için dört koldan saldırıya geçmiş bulunmaktadırlar… ((Öcalan türkiyelileşin demiş, anam türk demiş, devlete hizmet eder düzeltiriz demiş… miş). Miş’leri tersten okursak “Tüm türkleri, bölge halklarını kıralım deseydi” o zaman Öcalan büyük bir devrimci-önder olacaktı..)). Başbakan'a yapılan saldırıları da 24 saat canlı izliyoruz...
Bu saldırıların altında yatan gerçek ise yukarda değindiğimiz gibi halkların birlikteliğinin önüne geçmek, Kürtleri bölge halkları ile çatıştırmak, katil kapitalizmin bölgeye dayattığı soykırım savaşlarını, koşullarını derinleştirmek Öcalan’ın halklar için açtığı birlik-kardeşlik köprüsünü yıkmak ve filmi tekrardan başa sarmak içindir… Bu filmlerini hayata geçirmek içinde Perinçek gibi, fetullah gibi profesyonel halk düşmanları, en büyük vatansever, devrimci, müslüman kisvesine bürünerek halkları yanıltmak için gecelerini gündüzlerine katmaktadırlar…
Bölge halkları önünde hayati önemde bir sınav-savaş durmaktadır. Ya birlikteliği yakalayıp var olacaklar, yada birbirlerine girip yok olacaklar.
Kürtlerin Yakın Doğu’nun Yeni Süper Gücü olmasını sağlayan ana etken ırkçılığa sapmadan bölgenin tüm halklarını tarih boyunca olduğu gibi çağımızda da (soykırım koşulları dayatılmasına rağmen) kardeşlik hukuku çerçevesinde kucaklamaları, bir çatı altında toparlamaya çalışmaları, bunun yol ve yöntemlerini ortaya koymalarında yatmaktadır. Bundan dolayı bu yolu açan Öcalan dün olduğu gibi her zaman bunların 1 numaralı hedefi olacaktır.
Ortadoğu 21. Yüzyılda çok önemli iki lider çıkardı. Öcalan ve Erdoğan. Bölgemizde halkların düşmanlarını, ihanetçileri ve şebekelerini çözmenin ve deşifre etmenin kriterleri de böylelikle netleşti. Başbakan Erdoğan ve Öcalan’a yaklaşımı kriter alın kimin kim olduğunu kolayca çözersiniz…
