DEMOKRASİ PAKETİNDE 12 EYLÜL’ÜN HAYALETİ


Bu makale 2013-10-02 10:57:39 eklenmiş ve 1135 kez görüntülenmiştir.

DEMOKRASİ PAKETİNDE 12 EYLÜL’ÜN HAYALETİ

İnsanlar bir kaç gündür, bugün yarın açıklanacak diye ötelenen demokrasi paketinin açıklanmasını bekliyordu. Aslında pek de umutsuzca bekliyordu. Çünkü çoğu kişinin tahmin ettiği gibi kayda değer bir içerik çıkmadı.

Mevcut pakette, 12 Eylül hayaletinin, Cumhuriyet tarihin en güçlü hükümetinin bile peşini bırakmadığını gördük. Bu hayalet, muhafazakâr zihnin kuytularında sürekli korku veren bir yaratık… Bu korku, hükümeti, zayıf gördüğü muhaliflere karşı hırçınlaştırıyor. Hemen her kesimden muhalifin cezaevinde olması bu yüzdendir. Şiddet ve hırçınlık güçlü olanın korkularını gizlemek için başvurduğu bir yoldur. Ama icraatlar bu korkuyu ele verir. Bu ruh halinden mütevellit hükümet, 12 Eylül’ün ortaya çıkardığı enkazı toparlamaya çalışıyor. Fakat bunu yaparken enkaza yol açan uygulamaları ortadan kaldırmıyor; uygulamayı ince rötuşlarla değiştiriyor. Yasalarını kendince uyarlamaya çalışıyor.

Korku o kadar fena ki, başbakan darbelere karşı olduğunu söylerken bile 12 Eylül’ün ismini anmaktansa daha eski bir darbeye gönderme yapıyor: 27 Mayıs’a… Bu öylesine bir söylem değildir. Bu korkunun manipüle edilme biçimidir.

Seçim barajını ortadan kaldırmak gibi ileri demokrasiye götürecek bir adım varken, hükümet sadece değiştirmeyi seçiyor. Kendi demokrasi anlayışından ileri gelen bir üslupla, aslında aynı şeyi ifade eden üç seçeneği sunuyor. Bu değişiklikle azınlıkta bulunan kesimleri ve küçük partileri siyaset alanının tamamen dışına iteceğini her aklıselim kişi muhakeme edebilir. Barajın kaldırılması, yerine daraltılmış bölge barajının getirilmesi seçeneğinde, basit bir hesaplama yapıldığında, daha yüksek bir barajın getirildiğini görememek ile iki artı ikinin dört ettiğini bilememek arasında hiçbir fark yoktur.  

Öte yandan anadilde eğitimin çözüm sürecinin anahtarı olduğu gerçeği herkesin malumu iken, bilinçaltındaki hayaletin korkusuna yenilip serbestliğin özel okullarla sınırlandırılmasını bardağın dolu tarafında mı aramak gerekiyor? Sormak lazım devlet okullarında bile okuyamayan vatandaşın özel okullarda eğitim görmesi ne kadar gerçekçi bir çözüm olur. Yani YİBO’da daha ucuza okumak varken TED Kolejine hangi parayla gitsin Kürt çocukları? Sonra demezler mi Ağrı’da TED Koleji vardı da biz mi gitmedik?

Hükümet yasakları değiştirerek demokrasinin olacağını düşünüyor. Hatta bir üniversitenin adını değiştirmek nasıl olur da demokratik bir adım olarak görülüyor, anlamak çok güç. Kurban derilerinin cemaatlere peşkeş çekilmesinin önünü açmak demokrasi paketinde bulunuyorsa, köy isimlerinin içişleri bakanlığının iznine verilmesini ‘devrim’ olarak tanımlayabilir tabi ki. ‘Andımız’ın kaldırılması var ki, belki de yüzyılın olayı olarak görmek gerekir. Roman gettosunu oluşmak için TOKİ icadının devreye koyulması, müteahhit demokrasinin dehası olsa gerek.        

Gerçek bir demokrasiyi arzuluyorsak, yasakları değiştirmeyelim, tamamen kaldıralım. 12 Eylül’ün, statükonun hayaletinden kurtulmadıkça yapılanlar ancak demokrasiyi paketlemek olur. Yine boş beklentilerin beklenen hayal kırıklığına uğradık.

 

Devrim AVŞAR

 

 

 

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA