ONLAR ŞEHADETE, TÜM TÜRKİYE ONLARA YÜRÜDÜ...


Bu makale 2015-01-03 23:40:32 eklenmiş ve 1134 kez görüntülenmiştir.

ONLAR ŞEHADETE, TÜM TÜRKİYE ONLARA YÜRÜDÜ...

 

Neden mi Sarıkamış? Çünkü Vatan neyse odur Sarıkamış.

Neden mi Sarıkamış? Çünkü Vatanın kalbi Sarıkamış!

Neden mi Sarıkamış? Çünkü Çanakkale eşittir Sarıkamış.

Neden mi Sarıkamış? Önce Sarıkamış sonra her yer Sarıkamış.

 

Enver paşa “Yürüyün!” demişti. Nereye mi? Düşmanın 0lmadığı, ayazın kemik kırdığı dağlara doğru “Yürüyün!” demişti. Bilinmez meçhul-i bir savaşa doğru “Yürüyün yürüyün!” demişti. Yürüyordu asker... Zemherinin Kardeleni Sarıkamış’a doğru yürüyordu... Bügünde Türkiyem Sarıkamış Şehitlerine Yürüyor.

 

“ Hayrola asker burnundan soluyorsun?”

“Üşüyorum komutanım, üşüyorum!”

“Bu ayazın sıtması değil asker, öfkenin sıtması. Anlat bakalım!”

Öfkem savaşa gitmek değil komutanım, şu acımasız doğayla savaşmak ve hele birde olurda Sarıkamış'a varamamak...

“Rahat ol asker! Bizler bu yolda Sarıkamış’a varamasak da ve olurda tarihin dondurduğu an olarak kalsak da, bu dağlarda tarih sizlerin göstermiş olduğunuz kahramanlıklarınızın, sevinç çığlıklarını yükseltecektir tüm evrene!”

 

Sarıkamış dağları fısıldıyordu Mehmetçiklerin kaskatı gıcırdayan kulaklarına;

"Ben artık, ayazlara kış olsam da, Sarıkamış’ın yüreğine yaz, kışına bahar olacağım! Yine söylüyorum eğer unutacaklarsa sizleri diyarlar, ben onların dağlarına yaz, gönüllerine kış olacağım! Ve unutmayın ki, ben, siz misafirlerimi sıcak bağrımda hep sıcak türkülerle beleyeceğim! Asker, sen “Eledim, eledim” türküsünü bilir misin?” “Bilmem karlı dağlar bilmem!” “Bak duyuyor musun asker, ayazım fısıldıyor kulağıma; “Böyle bir türkü doğacak” diyor ve bu türkü bu dağlara çok yakışacak!” Mehmet’in gözünden bir yaş daha süzüldü, dondu kaldı kırağı düşmüş yüzünde. Sordu dağlar; "Asker ağlıyormusun?"

 

Sarıkamış dağları ağata uğulduyordu; " Ey asker şunu bilin ki, Sarıkamış artık hiç bu kadar soğuk ve ayaz olmayacak." Ve Sarıkamış o gün bu gündür Güneşle hiç ama hiç barışmadı... Kardelenler o yüzden küstür Güneşe; o yüzden Güneşİ, görür görmez ölürler; Çünkü kardelenler karların sakladıkları şehitlerdi... O yüzden kardelenler bir daha hiç dirilmediler. 

Sarıkamış ağlıyordu; “Hadi asker yaslayın başınızı ayaz kokan karlı bağrıma; benim söylediğim ninni verdiğim uyku çok tatlıdır. Uyku veren bebek kokar kundaklarım. Öyle bir ninni söyleyerek uyutacağım ki sizleri, asırlar bu ninniyi anlatacak, kardelenler bu ninninin ağıtında doğup, bu ninninin ağıtında ölecekler...

 

“Asker analar her yolun bitiminde evlatlarını bekler; vatansa her yolun başında askerini bekler ve sonunda askerini anar ve hatırlar… Ey asker ben ki asırlardır yüreği taş kesilmiş, ayazın karın fırtınanın tipi boranın anası ve babası olan hep ayazları uğuldayan dağlarım; ben ki ağlamak nedir bilmezdim; ne ettiniz asker ne etinizde bu koca dev Sarıkamış dağların yüreğine bir ateş, bir kor koydunuz? Askerin ağzından çıkan son cümle; “ Sarıkamış” ve “Kelime’yi şahadet!” Ve oda bir kardelen olarak düştü ölümün koynuna, sessiz ve usulca.

 

Komutanım diğer arkadaşların sesi soluğu neden kesildi, neden yoklar? Komutanım sizdemi?” Dağlar fısıldadı; “Asker onlar tıpkı kardelenler gibi tek tek karların üstüne düştüler; Ben kar, tipi fırtınamla kapattım üstlerini! Bak hepsinin anası Allah-U-Ekber dağlarında bekliyor onları! Hem bak onların ruhu Allah-U-Ekber dağlarına vardı bile! Onlar şimdi analarının ellerinden sıcak çorbalarını içiyorlar! Bak anan seni soruyor onlara, bak gördü seni, ölümün işvesiyle el sallıyor çağırıyor seni!” “Sahi Karlı dağlar anam nasıl ulaştı bu dağlara?”

 

Hayırlı Kandiller...

 

Geel, gel dinle yüreğimizin lisanını Kandil gecem...

Biz misal aleminin lisan bilmeyen lalızarlarıyız;

Ne kendimizin tamını biliriz, nede eksiğini...

Biz bilmeyiz yüreğe, bedene, akla, fikre düşen hastalığımızı...

Biz bilmeyiz yolumuz da olan hengameleri, keşmekeşleri...

Biz bilmeyiz dost gibi görünen, diken gibi tuzak gülleri...

Sen, sen gel, sen bak, sen gör...

Sen eksiğimizi tam eyle, hastalığımız hasıl..

Gel de hasta gönüllerimize ilaç eyle…

Gelde dualarımıza "Amin"leri kabul eyle.

 

Cümle Müslüman aleminin Mevlit Kandili Mübarek ve cümlemizin duaları "Amin"lere gark olsun. Hayırlı Kandiller.

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA