Ermeni'yi Düşman, Alevi'yi Müslüman Belleyen Anlayış


Bu makale 2015-06-11 00:15:31 eklenmiş ve 327 kez görüntülenmiştir.

Ermeni'yi Düşman, Alevi'yi Müslüman Belleyen Anlayış

Mustafa Elveren*

Kanser taraması tahlili yapmak üzere, kan vermek için dün Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Kan Alma servisine gittim. Ancak, Samsun'da bir doktorun katledilmesi nedeniyle sağlık personelinin %80'ı iş bırakma eylemindeydi. On hemşirenin yerine sadece iki hemşire görev yapıyordu.

 

Personelin olmadığını fark edince, girişteki müracaat memuruna şunları söyledim;

 

-Görüyorum ki, personelin büyük çoğunluğu eyleme katılmıştır. Eyleme katılım çok iyi, bu durumu takdirle karşılıyorum.

 

Koltukta oturmuş, henüz kan vermeyi bekliyordum. O anda içerde bulunan erkek bir sağlık personeli ile görevli hemşire arasında geçen şu konuşmaya tanık oldum.

 

Erkek Sağlık Personeli; -Sınav nasıl geçti?

 

Hemşire; -sınav iptal oldu. Aynı gün iki sınav birden yapıldı. Sorular karışmış. Hemşirelerin soruları güvenlikçilere, güvenlikçilerin soruları ise hemşirelere verildi. Bir sınav yapmayı bile beceremiyorlar. Başlarına bir imam koymuşlar, adam hiçbir şey bilmiyor. Sonunda olacağı buydu.

 

Bu arada hemşirenin talimatı üzerine kan alması için sol kolumu kendisine doğru uzattım. Hemşire kolumdaki damara iğneyi tam batırdığı sırada ben şunları söyledim;

 

-Sadece imamları getirmiyorlar. Kelime-i şahadet'i getirenleri bile kendilerine yakın olduğunu düşünüyorlar ve bunları da amir yapıyorlar.

 

Biraz önce müracaat memuruyla aramızdaki diyalogdan cesaret almış olmalıki hemşire, devamla şunları söyledi;

 

-O en baştaki var ya, o Müslüman değildir. O Ermenidir.

 

Hemşirenin bu sözlerini duyunca şok oldum. O ana kadar sempatiyle baktığım hemşireye karşı birdenbire yüz hatlarım değişti. Hemşirenin iğnesi kolumdaki damardan kan almaya devam ediyordu. Bu durumda dayanamayıp hemşireye şunları söyledim;

 

-Ben Müslüman değilim, Aleviyim. Ermeni de, Türk de, Kürd de… her şeyden önce insandır. Tayyip''in "Affedersiniz ermeni…" sözünü size hatırlatıyorum. Siz de onun durumuna düştünüz. Ermenileri niye düşman görüyorsunuz?

 

Hemşire, beklemediği bu sözlerim karşısında (biraz mahcup ve şaşkın bir şekilde);

 

-Aleviler de Müslüman'dır. Hepimiz insanız.

 

Ben; -Alevilerin Müslümanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Alevilerin Müslüman olduğunu nerden biliyorsunuz? Alevilerin Kelime-i Şahadeti bile Müslüman'dan farklıdır. Alevi'yi Müslüman, Ermeni'yi düşman olarak size belletmişler. Her şeyden önce bu zihniyeti değiştirmeniz gerekir. Yoksa biraz önce eleştirdiğiniz Tayip'ten ne farkız kalır?

 

Bu sözlerim üzerine, hemşire yüzü buruşmuştu ve şaşkınlığını belli ediyordu. Hiç bir şey söylemeden kolumda kan alan iğneyi damarımdan çekti, üzerine pamuk koydu ve ben o pamuğu bastıra bastıra oradan ayrıldım. Birkaç dakika sonra pamuğu kaldırdım. Kolumda hala kan pıhtısı görülüyordu.

 

Resmi ideoloji tarafından ülkemizde yaşayan Alevileri "İslam", Ermenileri de "düşman" olarak halklarımızın zihnine kazınmaktadır.

 

Resmi ideolojiyi tarumar eden, o nedenle ömrünü zindanlarda geçirmiş olan değerli bilim insanı Sayın İsmail Beşikçi'nin bu hafta internet sitelerinde yayınlanan yazısından aldığım birkaç alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.

"Alevilik, çok yerde, çok zaman Müslümanlık sayılmaktadır. Bu, çok yanlış bir düşüncedir. İkinci olarak da Alevilik Şiilikle karıştırılmaktadır. Aleviliğin Şiilik olduğu veya Şiiliğin Alevilik olduğu söylenmektedir. Halbuki Şiilik Müslümanlıktır. Alevilik ise ayrı bir dindir, inançtır. (…) İslami ve Alevi yaşam biçimine bakarak Aleviliğin İslam olmadığını anlamak çok kolaydır. Alevilik, elbette Müslümanlık değildir. Alevilik Müslümanlıktan çok önceki bir inançtır. Hatta Alevilik, Zerdüştlükten de önceki bir inançtır. Kuzey Mezopotamya kökenli bir inançtır. (…) Alevilerdeki semah, Aleviliğin Müslümanlık olmadığını gösteren çok önemli bir ritüeldir. Bu, kadını kamuda görünür kılan, erkekle eşit kılan bir ritüeldir. İslam'da buna benzer bir ritüel yoktur. (…) Namaz, oruç, haç, zekat, kelime-i şahadet, İslam'ın temel ibadet biçimleridir. Alevi ibadetinde bu kurallara riayet yoktur. (…) Alevileri temsil eden şair ise, 14. yüzyıl sonlarında ve 15. yüzyıl başlarında yaşayan Kaygusuz Abdal'dır.

Kıldan köprü yaratmışsın

Gelsun kullar geçsun deyu

Hele biz şöyle duralım

Yiğit isen geç a Tanrı

dizeleri, esas Alevi düşüncesini, Reya Heq düşüncesini aksettirmektedir. İslam'da böyle bir Tanrı eleştirisi var mı?

Alevilik, insana, doğaya değer veren, insanı, doğayı tanrı kabul eden bir inançtır. Mazlumların yanında yer alan, mazlumların acılarını paylaşan bir inançtır." (1)

 

Alevilik konusunda İsmail Beşikçi'nin, Ermeni meselesinde ise Prof. Baskın Oran'ın cesaretine hayranım. Öğrenme konusunda bu aydınlara çok şey borçluyum. Hepsini saygıyla selamlıyorum.

 

 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 

Altan Tan Alevilerden ve Kılıçdaroğlu'ndan Özür Dilemeli

 

Mustafa Elveren*

 

CNN TÜRK'te canlı olarak yayınlanan "Seçim Özel" programına katılan HDP Amed Milletvekili Altan Tan'ın; "Selahattin Bey ben inançlı bir Müslüman'ım ve tek kıblemiz var o da Kabe'dir dedi, böyle bir laf daha Kemal Kılıçdaroğlu'ndan duyulmadı"(1) sözleri başta Aleviler olmak üzere tüm duyarlı insanları derinden yaraladığını düşünüyorum. Bay Altan Tan Alevilerin ve sosyalistlerin duyarlılığını göz önüne almadan bu gafı yapması düşündürücüdür. Çünkü Alevilerin kıblesi insan olduğu bütün Dünya âlem biliyor.

 

HDP Amed Milletvekili Altan Tan'ın bu güne kadar sosyalistler ile Aleviler hakkında yaptığı gaflar ve saldırılar, benim gibi HDP'lilerin sabrı taşmaktadır. İki gündür sosyal paylaşım siteleri üzerinden Sayın Kılıçdaroğlu'nun Alevi kimliği hatırlatılarak, Altan Tan'a tepki yağdı. Ne yazık ki, Altan Tan hakkında yazılan yorumlar yorum olmaktan çıktı, hakaretlere kadar vardı.

Yine sosyal medya üzerinden konu ile ilgili tepkisini dile getiren Hüseyin Aygün şu yorumu yaptı; ""Tayyip Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na: 'Ben Kuranla büyüdüm, senin Kuranla ilişkin belli.' Altan Tan'dan Kılıçdaroğlu'na: 'Müslümanım demedin.' (…) Altan Tan sadece ayrımcılık, dinsel nefretçilik, aydınlanmaya düşmanlık yapmıyor. Muhtemel bir CHP-HDP koalisyonunu da dinamitlemek istiyor"

Ben Sayın Aygün'ün Kürtlerle ilgili düşüncelerini hiç benimsemiyorum. Ancak Hüseyin Aygün'ün yukarıdaki yorumunu dikkate almak durumundayız.

Altan Tan birçok platformda ve programda; bir taraftan "HDP, herkesi içinde barındırmalıdır. Alevileri, Müslümanları, solcuları, ateistler…" söyler, diğer taraftan ise, "HDP'de sosyalistler ve ateistler partiye hâkim oldular…" diye serzenişte bulunuyor. Bu çelişkili anlayışını HDP'nin güçlenmesi için hep sineye çektik. Sosyalistleri ve ateistleri incitmekle kalmadı, bu defa Alevileri de hedef aldı.

 

Bundan tam 8 yıl önce Altan Tan'ın Aleviler ve sosyalistler için sarf ettiği sözlerine karşı tepkimi o gün yazdığım "Altan Tan'ın Tencere-Kapak Uydurması" başlıklı yazının birkaç cümlesini sizlerle paylaşmak istiyorum.

 

"Bakın Hazret neler söylemiş; 'Tencerenin kapağı Marksist ve Alevi çizgidedir. Bugün PKK'nın yönetici kadrosunun önemli bir kısmı Pazarcık, Elbistan ve Tunceli kökenlidir. Çoğu Stalinist bir anlayıştan geliyor. Tencerenin kendisi ise Sünni, Şafi ve Nakşibendi'dir. Dolayısıyla bugün tencereyle kapak arasında bir uyum sorunu vardır …22 bağımsız DTP'li içinde namaz kılan, Ramazan orucunu ful tutan bir tek kişi yok…'(2)

 

Öyle anlaşılıyor ki; büyük çoğunluğu Şafi olan kürtlerle ve yine önemli bir bölümü sosyalist düşünceye sahip Alevi Kürtlerin PKK'nin etkisiyle birlikte hareket etmelerini, Altan Tan içine sindiremiyor. (…)

 

Eğer Pazarcık, Elbistan ve Tunceli kökenli Kürtlerin PKK kadrolarına hakim olduğu tespiti doğru ise, bence sevindirici bir durumdur. Çünkü, yazar gibi dinci kadrolar hakim olsaydı acaba bu gün Türkiye nasıl bir durumda olurdu? Orta Doğu'da oluk oluk akan kanın ve gözyaşlarının sebebi de bu anlayıştan kaynaklandığını halkımız bilmelidir"

 

Benim kıblen seni ne ilgilendiriyor? İster taşa, ister insana taparım, sana ne? Kılıçdaroğlu'nun kıblesi seni niye rahatsız ediyor? O Kılıçdaroğlu ki, "En hakiki Müslüman benim" diyor. İslam peygamberine ve kitabı Kuran'a toz kondurmuyor. Yine de Altan Tan gibilerine yaranamıyor!

 

SELOCAN gibi demokrat bir lider zor yaratılır. O nedenle HDP'nin; çeşitli ideolojilerden, etnik kimliklerden ve inançlardan oluşan bir çiçek bahçesi olduğunu unutmamalıyız. Artık dinci ve gerici söylemlerden vazgeçip, evrensel hukuk çerçevesinde demokratik tavır sergilenmelidir.

 

Sayın Altan Tan'ın en kısa zamanda demokratik tavrını netleştirip, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ve Alevilerden özür dilemelidir. Ancak böyle bir özür yüreğimize su serpecektir. Aksi halde oluşturulan bu kutsal birliktelik ayrışmalara gebe kalır.

Diğer yazıları...
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA