EKREM TOZU DUMANA KATAR BU SEFER % 60-70 LE İSTANBULU ALIR..

EKREM TOZU DUMANA KATAR BU SEFER % 60-70 LE İSTANBULU ALIR..

Türkiyedeki bütün  Müslüman kesimler gibi  Kürtler CHP’yi totemci-putçu, soykırımcı proje bir parti olarak gördüklerinden İktidar ve devlet kaynaklı baskı ve sair nedenlerden kerhen de olsa bu seçimde CHP’ye yanaştılar..

Vatandaşın İstanbulda CHP'ye yönelmesi, stratejik oy kullanma hamlesi  iddialar doğruysa iktidar erkinin tüm kirli çamaşırlarının dökülmesini beraberinde getirmiş bulunmaktadır.. Vatandaş İstanbul seçiminin  uzamasını da yolsuzlukların üstünün örtülmesi olarak okumaya başladı.. 

İddialar vahim, vakıflara paraların aktarılması, ihaleler, yolsuzluk, hırsızlık iddiaları yeri-göğü sarmış durumda..

Bunun yanı sıra öyle iddialar varki yenilir yutulur cinsten değil. İstanbulda 14-15 trabzonlu belediye başakan adayı, 11-12  rizeli bld başkan adayı.. Ve Büyükşehir bld bşk adayı yıldırım dışında doğudan tek bir Kürt kökenli aday yok, bld meclis listeleri adaletsiz, çarpık..

Bunun yanı sıra stk ve dernekler çürütüldü. Yönetimi, denetimi, katılımı olmayan birsürü dernek büyük bir virüs gibi ülkeyi baştan başa sarmaya başladı. Dernekler masasında ses çıkmadığı gibi siyaset erbabı çarpık stk yapılanmasının  ülkenin altına konulan bir dinamit olduğunu görmeyecek decede de körleşmiş bulunmaktadır..Mevcut yaklaşım  sivil toplumu dolayısıyla Türkiye toplumunu çürümeye tabi  tutdu.. Bu çürüme stk alanın siyasete baskısını sıfırladığından çürüme yolsuzluk büyümeye .. İstanbul seçimiyle ortalığa saçılmaya başladı.. Böyle giderse tüm ülkeyi etkileyecek boyuta doğru gidiyor..

İstanbul seçiminin bu kadar uzaması ve savsaklanması fısıltı gazetesinin yolsuzluk, usulsuzluk, hırsızlık söylentilerinin yeri göğü kaplamasını da beraberaberinde getirmiş bulunmaktadır.

Eğer iddialar doğruysa İmamaoğluna  mazbatası verilmeli, devlet erki yapılan tüm yolsuzluk ve –hırsızlık, kanunsuzluk ne varsa imam beyle sonuna kadar üstüne gitmelidir..

Belediyelerde stk’larda artık halka açık mahalle meclisleri, stklar ve halkla birlikte yönetilmeli. Hiçbir başkanın ve yönetimin gizli ardiyesinin olmaması gerkemektedir. Demokrasiyi içselleştirmeliyiz..  en ufak stkdan belediyelere hırsızlık, yolsuzluk  kokan dentimden uzak bir yönetim anlayışının hızla ülkemizi terk etmesi gerekmektedir..

Eğer iddialar doğruysa bu ülkenin zeval görmemesi için biz canını dişine takan vatandaşların çok kötü kullanıldığını.. Bizler ülkemize zeval gelmesin diye önünü açtığımız insanlar hırsızlık, yolsuzluk, namussuzlukla ceplerini doldurma, halkın vergilerini çeşitli yöntemlerle iç etme gibi vatandaşı ve ülkemizi düşürmek için hertür oyunu yapmışsa öncelikle hiçbir vatandaş bunlara hakkını helal etmez..

Neden hakkımızı helal etmediğimizi bir iki örnekle açıklayalım: 90’lardan beri kazandığımız hiçbir hakkımız eski puta tapıcı dsiktatör tc rejmi tarafından gerekçesiz verilmedi. Yazdığımız her yazı, söylediğimiz her söz devlete hakaret diye ceza olarak bize döndü. Bütün  vatandaşlık haklarımız gaspedildi. Bizi yeni Türkiyenin haklarımızı soracağını umarken.. Büyük bir hırsızlık-yolsuzluk enkazı ve çürümüşlüğü iddiaları ile karşılaşınca neden bizlere bir görev verilmediğini.. Geçmişte gasp edilern haklarımızın neden sorulmadığını, adaletin neden tecelli etmediğini şimdi daha iyi,  daha net anlıyoruz.. Biz ülkenmmiz selamte ersin düze çıksın diye hayatlarımızı ortaya koyarken.. Hazretler malı götürmenin derdindeymiş.. Bizlerin damla damla öldürülmesi çokta şeylerindeymiş.. Yani iddialar ve söylentiler doğruysa vatandaş kullanılani soyulan kurbanlık koyuna çevrilmdiği ortaya çıkmaktadır..

Serhatlı, doğulu, güneydoğulu bu işleri yapacak başka  adam yokmu.. 15 trabzonlu, 11 rizeli  başkan adayı.. anadolunun diğer bölgelerinden adam yokmuydu.  Karadenizlilik bölgewcilik bu kadar öne çıkarılması hangi islami, ahlaki, insani kriterle açıklanabilir..

Ak Parti iktiddara geldiğinde İslami ve insani yönünü gördüğümüzden herkesten çok biz mağdur edilen, işkenceye ve zulme tabi tutulan  vatandaşlar sevinmiştik. Gaspedeilen haklarımızın sorulacağını, kapalı kapıların açılacağını zanederken büyük bir yanılgı içine girdiğimizi zaman geçtikçe daha net görmeye ve anlamaya başladık..

İddialar doğruysa  bölgecilik, adam kayırmacılık, hırsızlık yolsuzluk İstanbulda tavan yapmış.. Bu fısıltı gazetesi bile İmamoğlunu tartışmasız ezici bir farkla zafere götürecektir..

Eğer CHP de kendisine verilen desteği  kendi totemci-putçu  zihniyetini topluma dayatma için kullanırsa, kendisine verilen desteği hırsızlık-yolsuzluk, namusuzluk vb. donelere harcarsa, demokrasi, açık şefaf yönetim anlayışına yönelmese.. Vatandaşın siyasete, devlete güveni biter. Ülke çöker ve herkes altında kalır..

AK Partiden şunu analdıkki islami-insani söylemleri siyaset kullanıyor,  adı ne olursa olsun her parti kullanıyor.. Bundan dolayı vatandaş oto kontrolu sağlayacak bir demokrasi analyışıyla devleti, kamuyu, yerel yönetim ve stk alanını kendisi kontrol etmeli.. Toplum ve toplumsal alanla oynayan kim olursa olsun en ağır cezalarla kuşatılmalıdırlar yasalar toplumsal alanla oynamayı en büyük suç sayacak şekilde yapılanmdırılmalıdır.. Eski tc de kim ne kadar miliyetçi, devrimci vb.  söylemlerle öne çıktıysa anlaşıldıki onlar bu ülkeyle en çok oynayanlardı.. Şimdi ortaya çıkan iddialar benzer bir tramvayla bütün vatandaşları kaplamaya başladı..

İktidarı-Muhalefetiyle vatandaşla bu kadar oynananan 2. Bir ülke dünyada varmı yokmu onuda bilemiyoruz.. Vatandaş olarak kimi sırtımızda taşıyorsak onlar bizi sırtımızdan vuruyorlar.. Yaşanan gelişmeler adı sanı ne olursa olsun siyasete güven olayının saflık ve kullanılma olduğunu ortaya koyarken.. Askeriyeden belediyeye her yeri vatandaşın kendisinin kontrol etmesi gerektiğini, bir başka deyişle demokrasi ve yerinden yönetim erkinin tüm ülkede sağlam ve sağlıklı bir şekilde oturması gerekmektedir. Türkiye  kadar geo stratejik derinliği olan bir ülke yok. dünya ticaretinin kalbi, beyni olan bir ülkenin vatandaşları olmamıza rağmen, yokluk, yoksulluk, yolsuzluk.. yakamızı bırakmıyorsa, gelen-giden bizleri kullanıoyorsa.. Vatandaşlar olarak herkesin eksiklerine yönelmesini de zorunlu kılmaktadır.. 

Atı alan Üsküdarı geçti. İddialar ve fısıltı gazetesi imamoğlunu denemyi zorunlu hale getirdi.. İmanoğlu da yamuk yaparsa hem kendini hemde chpyi biterecğini unutmadan İstanbul gibi bir dünya başkentini eski ben hastalığıyla değil bütün istanbullularla yönetecek ve şayet varsa tüm yolsuzlukları yan çizmeden ortaya çıkaracak bir lider olduğunu ispatlamalıdır.. Vatandaş artık kalın enseli gizli ardiyeleri olan yöneticilerden, hırsızlığı-namussuzluğu sanata rant kapısına çeviren mahluklardan kurtulma, islami ve insani duygularıyla oynanmsı çirkinliğininin bir an önce bitirilmesini istiyor. Sityaset ülkemiz üzerinde oynanan vatandaşı kullanma ve bitirmeye yönelik  tüm siyonist oyunları bitirmelidir. Aksine 5-10 yıl sonrq hiçbir vatandaş hiçbir partiyi takmayacak.. Siyaset bitecektir..