FETÖCÜ - ERGENEKONCU SİYONİST RUH DANIŞTAYDA ANDIMIZ KARARIYLA YENİDEN HORTLADI..

FETÖCÜ -ERGENEKONCU SİYONİST RUH DANIŞTAYDA ANDIMIZ KARARIYLA YENİDEN HORTLAYARAK DARBE YAPMAYA ÇALIŞIYOR..

Diktatör puta tapıcı tc kurulduğunda bir gecede Osmanlıca dilini kaldırarak Müslüman halkın belleğini sıfırlamış-fortmalamış insan yerine bir sürü oluşturmuştu. Bir topluma yapılabilecek en büyük soykırım saldırısını yapmışlardı. Yeni nesillerle geçmiş nesiller arasındaki bağ koparılmıştı ve yüzyılımızı kaybettik..

Siyonist hahamların milli eğitim bakanı yapıldığı, su katılmamış ihanetçilerin kurtarıcı yapıldığı bu karanlık zaman diliminde bu yıllarda, Kendi tarihinden, kimliğinden, dilinden, diyanetinden, utanan, aşağılık kompleksine kapılan, kendinden utanan, değerlerinden koparılan.. bir halk, kendi ata dedesinden tarihinden utanan bir sürü oluşturuldu. Ortaya konan türk ırkçılığı ile yüzyılların cihanşumul Osmanlı Medniyeti-İslam Medeniyeti yerlebir edildi. Ki bu ırkçılık çok pfesyonecle döşenen siyonist-ergenekoncu bir ırkçılıktı. Türk sosu, türk milliyetçiliği ile direkt dünya siyonizminin en profesyonel uşaklığını yapıyor, ülkemizde her alanda derin işgalin alt yapısını hazırlıyordu. Nihayetinde bu raşit Galipin yahudiokullarında okutulan, özel yetiştirilen bir siyonist olduğu belgelrle de sabittir. (x1)

Halkı sürüye dönüştüren puta tapıcı tc 30-40 yıl boyunca sağ-sol, bir o kadar da kürt –tük ırkçılıklarında,askeri darbelerde vatandaşı boğdu, soykırıma uğrattı. Ülkemizi remen cia-mosad katil sürülerinin idaresine verdiler. İstaklal mahkemelerinin zihniyetinin tezahürü olan andımız gibi psikolojik harp taktikleriyle bu ülke gençliğinin beyni kuşa çevrildi.. Ve bu komedi 2000’li yıllara kadar sürdü.

Türkiyeyi terörle, dolarla, darbelerle yıkamayan siyonistler ve onların kurumlarda ki ayakları bilinç altına derin psikolojik bir saldırı biçimi olan andımızla yeniden saldırıya geçtiler, bu saldırının ana nedeni pkk vb. terör örgütlerinin üzerinde yeşerdiği bataklıkları yeniden canlandırmak, diri tutma, Türkiye yıkılıp bölünene kadar her tür altyapıyı hazırlamaya yönelik en derin psikolojik harp taktiklerinden biridir..

Ak Parti bu kararı aldıran ve alanlara bu kararı yedirmezse bütün kazanınları yerle bir olur. Bu tür pisikolojik saldırınların bilinç altına vurduğu darbe Türkiyeyi bugün olmazsa yarın yıkıma götürür.. Kürt çcuk, laz, arap, diğer ırkların çocukları bu antla türk çocukllara nefret duyacak. Bu ırkçı saldırının farkında olmayan minik bedenler zaman geçtikçe birbirlerine düşman olacaklar. Çocuğun yaşı ilerledikçe..  koyunmuyuz varlığımız başkalrının varlığına armağan olsun gibi binlerce soru çocuğun psikolojisini yerle bir edecektir. Irkçılık büyüyerek bütün çocuklara bulaşacaktır. Oyun siyonist yahudilerin oyunu. Nasıl üstün ırk kumapsıyla, korsan israil terör devleti kurulduysa, bu terör yapılanmasıyla dünyayı işgale soyunduysalar andımız zırvasıyla da Türkiye’yi düşürme-işgale, operasyona açık hale getirme; psikolojik alt yapısını döşemeye yönelik göründüğünden büyük bir bilinç altı saldırısıdır..

Nasıl fetö darbesi tutmadıysa bu siyonist saldırı andımız vb. darbelerde tutmaz, tutmayacak ve bu vb. siyonist saldırılar ortaya çıkar çıkmaz tez zamanda def edilmelidirler.

Danıştayda kli kripto yapılanma 80 milyon vatandaşı yine aptal yerine, kendini, yasama yerine koymuştur. İstihbarat bu andımızı geri getirmek isteyenlerin ardiyesine girsin tomar-tomar dolar çıkacaktır.., hata biraz daha derine inirilirse siyonist haham deşifre olacaktır..

DİPNOTLAR 

X1- Reşit Galip, Yahudi okulunda okudu, 'andımız’ı yazdı, Ezanı Türkçeleştirdi

Dr. Reşit Galip’in torunu Feyhan Oran anlatmış

Risale Haber-Haber MerkeziDanıştay'ın 2013'te kaldırılan andımız'ın okullarda tekrar okutulması yönündeki karara tepkiler artıyor. Tepki gösterenler arasında Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ve eski adalet bakanı Bekir Bozdağ da bulunuyor. Danıştay'ın kararından sonra hükümetin nasıl bir adım atacağı merakla bekleniyor.Bu tartışmalar arasında 'andımız'ı yazan Atatürk döneminin milli eğitim baknalarından Reşti Galip hakkında da çeşitli bilgiler yeniden ortaya çıkıyor.Dr. Reşit Galip’in torunu Feyhan Oran, dedesiyle ilgili bilgileri 2013 yılında Milliyet'te yer alan söyleşisinde şöyle anlatıyor:Ezanı Türkçeleştiren de o mu gerçekten?Türkçeleştirenlerden biri o.

 Başbakan Erdoğan’ın sözde bilimadamı filan deme sebebi de Andımız’ı yazmış olması değil, ezanın Türkçesini yazanlardan olması. Gençliğinde Yahudi okuluna gittiğini, oradan padişahın talimatıyla alındığını söyleyenler var.O sırada bütün Avrupa’daki en üst düzey okullar Alliance İsraelite okulları. Muhtelemelen Rodos’ta da vardı ve oraya gidiyordu. Ayrıca padişahın Rodos’u koruyacak gücü yokken adadaki bir çocuğun hangi okula gittiğine bakacak hali mi varmış?Bunu yazanlar Reşit Galip’in dönme olduğunu ima ediyorlar...Öyle olsa ne olur? Dönme de, Sabetayist de olsa ne olacak? Kaynak: Reşit Galip, Yahudi okulunda okudu, 'andımız’ı yazdı, Ezanı Türkçeleştirdi

Basından..

Andımız yeniden okutulacak mı? Danıştay kararını açıkladı

Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında uygulanan "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti. Danıştay 8. Dairesi kararında "Öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir." denildi.

Danıştay 8. Dairesi, ilköğretim okullarında uygulanan "Öğrenci Andı"nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etti.  Danıştay 8. Dairesi bu kararı ikiye karşı üç oyla iptal etti.

Türk Eğitim-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin "Öğrenci Andı" başlıklı 12. maddesini yürürlükten kaldıran düzenlemenin iptali istemiyle Danıştayda dava açtı. Danıştay 8. Dairesinin oy çokluğuyla aldığı kararda, "Öğrenci Andı" başlıklı yönetmelik maddesinin, 8 Ekim 2013 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesiyle kaldırıldığı hatırlatıldı. Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi gereği idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda hukuka uygun olan uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerektiği belirtilen kararda, idarenin haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılmasının sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına geleceği bildirildi.

Kararda şunlar kaydedildi: "Dava konusu kararı hukuki bir zemine oturtacak, idarenin takdir hakkını ve düzenleme yetkisini kamu yararı ve hizmet gerekleri uyarınca kullandığını ortaya koyacak yeterli bilimsel gerekçenin bulunmadığı, Türk Devletini ve milletini ebediyete kadar yaşatacak, çağdaş uygarlığın ve medeniyetin ortağı ve öncüsü yapacak, toplumun ve kişilerin refah, huzur ve mutluluğunu sağlayacak yeni nesillerin yetiştirilmesi olan milli eğitim sistemimizin temel amaçlarını gerçekleştirmesini içeriği itibarıyla sağlamaya yardımcı olabilecek nitelikteki öğrenci andının kaldırılmasına ilişkin değişikliğin haklı ve hukuksal temellere dayandırılmadığı anlaşıldığından dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir."