TÜRKİYE ve DÜNYA ÖNE ÇIKAN HABERLER..

ABD Batıyor! NİJERYADA BEBEK ÜRETME FABRİKASI... KÜRTLER TERÖRÜ LANETLEDİ.. KÜRTLER ARASI İÇ SAVAŞ, UZAYDAN MESAJ VAR, ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTERMİSİNİZ
Bu haber 2018-10-08 05:58:10 eklenmiş ve 1289 kez görüntülenmiştir.

BATMAN HALKI, KÜRT HALKI  TERÖRÜ LANETLEDİ..

 

Batman'ın Gercüş ilçesi kırsalında Perşembe Günü 04-10-2018 saat 06.00 sıralarında operasyona askerleri taşıyan Kobra tipi zırhlı askeri aracın geçişi sırasında, teröristlerce önceden yola tuzaklanan el yapımı patlayıcı infilak ettirilmesi sonucu yapılan saldırıda 8 asker şehit olmuş, 1 asker yaralanmıştı.

 

Batmanda meydana gelen terör saldırısı  üzerine Batman başta olmak üzere Türkiye Kürdistanı, Türkiye geneli milyonlar terörü lanetlediler. Batmanda onbinler yürüdü. Cia-mosad lejyonları olan terör örgütlerini siyonist abd-israille birlikte kınadılar.. Bunun hesabının mutlaka sorulacağını, terör canilerinin iç ve dış patronlarının dökülen bu kanda boğulacaklarını  haykırdılar..

 

Batman’ın Gercüş ilçesi kırsalında 8 askerin şehit olduğu terör saldırısı vatandaşların düzenlendiği yürüyüşle protesto edildi.

 Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, kalabalık ve açık hava

Batman Düşünce ve İnanç Platformunu üye dernekler tarafından ‘Terörü Telin, Şehitlere Saygı ve Milli Birlik Yürüyüşü’ düzenlendi. Batman Park AVM önünde toplanan binlerce Batmanlı, Atatürk Parkına kadar yürüyüş yaparak terörü lanetledi. Yürüyüş sonrası Atatürk Parkı’nda kurulan platformda Kur’anı Kerim tilaveti okundu. Düşünce ve İnanç Platformu dönem sözcüsü ve MemurSen Batman Şube Başkanı Mehmet Ergin yaptığı açıklamada, “Dün 8 şehit verdik. 8 can, 8 evlat, 8 ana, 8 kardeş, 8 baba; Kim ne derse desin. Dün, 8 yarım kalmış hikâyeye, 8 yiğit verdik. Barıştan yana olmadığını çözüm sürecini baltalayarak ortaya koyan taşeron örgüt PKK, bölgemizin ve ülkemizin istikrarını bozmaya devam etmektedir. Yıllardır bölge halkına uzun yıllar unutamayacakları eziyetler çektirmiş, özellikle hendek (çukur) eylemleriyle birlikte evlerini barklarını başlarına yıkmış, pek çok il ve ilçemizi yaşanmaz hale getirmiştir. Masum insanların canına kast edecek kadar alçalan terör örgütleri; kimi zaman beyinlerini uyuşturarak canlı bomba haline getirdikleri zavallıları, asker, polis, sivil, yaşlı, çocuk ayrımı yapmadan insanlarımızın arasına sürerek patlatmakta; kimi zaman bir bombanın pimini çektirerek katliam yapmaktadırlar. Yüzlerce masumun canına kıyan terör örgütleri ve onları kullanan güçler, ne yaparsa yapsınlar asla amaçlarına ulaşamayacaklardır.

 

 

Bu vatan hepimizin, bu bölge hepimizin, bu şehir hepimizin her şeyden önce bu kardeşlik hepimizindir. Sakın alçakların oyunlarına gelmeyin. Sizleri aydınlık gelecekler bekliyor. Batman Düşünce ve İnanç Platformu olarak, ülkemizde kardeşliğin, birlik ve beraberliğin kazanacağını bir kez daha haykırıyoruz. Bütün terör örgütlerini, onların kalleşçe saldırılarını bir kere daha lanetliyor; terör olaylarında hayatını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyoruz” dedi. 

 

 

ABD Batıyor! Borcu Görenler Gözlerine İnanamadı!

 Görüntünün olası içeriği: gökyüzü ve açık hava

ABD'nin 2018 borcu tarihinin en yüksek seviyesine çıktı. ABD'nin hükümet borcu 1,2 trilyon doların üstünde artarak 21,5 trilyon dolara çıktı.

 

Washington Examiner'ın aktardığına göre 2018 mali senesinde ABD'nin hükümet borcu 1,2 trilyon doların üstünde artarak 21,5 trilyon dolara çıktı. Bu şekilde ABD'nin hükümet borcu, eylül ayının son işlem günü olan 28 Eylül'de tarihteki en yüksek düzeye vardı.

 

 

 

BÜTÇE AÇIĞI 1 TRİLYON DOLARIN ÜZERİNE ÇIKACAK

 

ABD'nin bütçe açığının 2020 senesine doğru 1 trilyon dolar düzeyinin üstüne çıkacağını da söyleyen Washington Examiner, hükümet harcamaları hiç denetlenmediği için hükümet borcunun yükseliş eğiliminde olmayı devam ettirdiğinin altını çizdi.

 

 

Türkiye ile Suriye Tahran’da buluştu

Otomatik alternatif metin yok. 

Türk ve Suriyeli heyetlerin İran’da bir araya geldiği öğrenildi. Aydınlık’ın ulaştığı İranlı kaynaklar buluşmayı doğrularken, görüşmede Fırat’ın doğusuna harekat ile İdlib’deki çözüm sürecinin masaya yatırıldığı belirtildi.

 

Suriye’de kalıcı çözüm için Ankara ve Şam arasındaki temaslar başladı. Devrim Muhafızları’na yakın kaynaklara göre Suriyeli ve Türk heyetler, İran’ın başkenti Tahran’da bir araya geldi. Kaynaklara göre, İdlib ve Fırat’ın doğusundaki terör varlığının ele alındığı toplantı, İran’ın arabuluculuğunda gerçekleşti. Görüşmenin tam zamanı hakkında bilgi vermeyen kaynaklar, Türk ve Suriyeli askerler ile istihbarat görevlilerinin yer aldığı toplantının, son günlerde gerçekleştiğini ve olumlu sonuçlarının yakın zamanda sahaya yansıyacağını dile getirdiler.

 

TERÖRÜN KAYNAĞI FIRAT’IN DOĞUSU

 


Bölge ülkelerini hedef alan, ABD destekli terör gruplarının yuvalandığı Fırat’ın doğusu, PKK/PYD’nin güvenli bölgesi durumunda. İran’ın Ahvaz kentinde geçen günlerde düzenlenen ve 28 İranlının hayatını kaybettiği terör saldırısının da sorumluları Doğu Fırat’ta bulunuyor. Aydınlık’a konuşan kaynaklar, Türkiye ile PKK/PYD terör örgütüne yönelik birlikte yapılacak operasyonların altyapısını oluşturmak üzere temasların sürdüğünü aktarıyor.

 

ABD’ye çağrı yaptı: Artık gerçek bir savaş başlat!

 Görüntünün olası içeriği: 1 kişi

Rusya Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin teröristlerle flört etmeyi bırakarak ve onlara karşı gerçek bir savaş başlatmasını umduklarını açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanlığı yayınladığı yazılı açıklamada, ABD’den teröristler ile flört etmeyi bırakıp onlara karşı gerçek bir savaş başlatmasını beklediklerini belirtti.

 

Yayınlanan bildirgede, Moskova’nın terörle mücadele konusunda Washington ile işbirliğini derinleştirmeye hazır olduğu vurgulandı.Açıklamada ayrıca ABD’nin aşırı grup yanlıları ile bağlantısının çok önceden kesilmesi gerektiği ve bu bağın koparılamaması sebebi ile birçok terörist girişimin önüne geçilemediği belirtildi.


 

KÜRTLER ARASI İÇ SAVAŞ KAPIDA MI..?

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, gökyüzü ve açık hava 

Kürtler arası iç savaş kapıda mı? Kürtler arası  iç savaş ne anlama geliyor, Mezopotamyayı nasıl etkiler..

 

300-400 yıl önce Yavuz Sultan Selim ve Büyük Bilgin İdrisi Bitlisi Kürtlerin ileride zarar görmemesi için bir aşiretin çatısı altında birleşmeleri gerektiğini, Ahmedi Xani ise bir sancak altında topralanmalarını, develetleşmelerini istemişti..  fakat Kürtlerde olan en bariz hastalıklardan biri yüksek ego-ben, cehaletle birleşip ileriyi görmeme hastalığıyla birleeşince;  aşiretler yüzyıllar önce  kendilerine bir lider seçmeden dağıldılar. (Heşt Be-Hişt-İdrisi Bitlisi). Buda Kürtlerin milletleşmesine büyük bir darbe vurdu. Soykırım fırtınalarında yüzyılları heba oldu. Küresel firmaların terör ordularına yem yapıldılar..

 

Bu hastalık günümüzde de devam ediyor. Irakta Kürtleri bölmek bitirmek için Talabaniler, Türkiye, Suriye ve İranda ise sol-seküler terör ordu ve örgütlerini yada o yönlü legal-ilegal sol yapıları ortaya çıkardılar. Kürt aile ve aşiretler sürekli bitirilmeye, içten içe bölünmeye düşürülmeye çalışıldı.. Bir taraftan bölge rejimleri diğer yandan kürtler adına ortaya çıkarılan yapılar Kürtleri parça parça yaptılar. Bu yapıların içinde en istikrarlı bütün kürtleri kapsayacak yegane güç Barzani Ailesi oldu. Son yüzyılın en büyük önderi ise Molla Mustafa Barzani oldu. Molla Mustafanın Kurduğu KDP, Barzani Ailesi Kürtlerin manevi anlamda Kraliyet ailesi oldu. Bunu Şeyh sait vb. diğer aileler Mezopotamyaya -Kürdistana dayatılan uydu-uyduruk diktatör rejimleri kabul etmeyerek takip ettiler.

 

Kürtlerde birlik Mezopotamya'da oluşacak olan Siyasal birliğe doğrudan bağlantılı bir durumdur. Örneğin TR; İran, Suriye, Irak bir siyasal birliğe giderlerse bu siyasal birlikte 5. eyalet Kürdistan olacaktır. Bu siyasal birlik Ortadoğunun ve Mezopotamyanın tarihte gelmiş geçmiş en büyük gücünü oluşturacaktır. Temel nedeni ise tarih boyunca bu bölgeye yapılan saldırıların bir şekilde buradan def edilmesiydi. Ama günümüzde abd-israil soykırımıcılarının, siyonist firmaların ve uydu terör devleti israilin varlığı açık küresel saldırısı hiçbir halk ve devletin tek başına baş edeceği bir durum değil. Bu anlamda Çarlık(Rusya Federasyonu),  Osmanlı (Türkiye) ve İran aynı safta yer alarak küresel katil firmalara ve siyonizme karşı dünya genelinde birleşmek bir araya gelmek zorunda kaldılar.

 

Bu birlşeme ve bütünleşme yeniden bir siyasal yapılanmaya kavuşturulamazsa var olan istikrarsızlık giderek tüm bölgeyi saracaktır. Suriyenin kuzeyinde de açıkça görüldüğü gibi abd-israil siyonizmi bölgeyi istediği gibi dizayn edecektir.Buradaki istikrarsızlık, terör-kaos ala nihaye Rusya, Çin ve Hindistan gibi Asya Coğrafyasının tümünü vuracaktır.. Bu durum bölge devletlerinin Rusya ve Çin'in de işine gelmeyeceğinden.. Mezopotamyada Kürtler, Türkler, Farslar ve Araplar siyasal birliklerini ırk-mezhep üstü oluşturmak, bu coğrafyanın asli unsurularıdan olan Ermeni ve Rum Halkı içinde çekim merkezi olmak  zorundadırlar..

 

Kürtler açısından birliğe giden tek kapı Türkiye ile her alanda birlikte hareket etmek ki Barzani Ailesi ve KDP bu konuda önyargısız yaklaşım stratejileriyle de önemli bir örnek oldular.. Geri kalan yapılanmaların da balon olduğu ortaya çıkmaktadır.. KDP'ye düşen en büyük görev bu aşamda Tr, İran ve Suriye'deki kollarını güçlendirmek siyasi parti olarak sadece Irakta değil, TR, İran, Suriye'de de acilen partileşmeye giderek sadece Kürtleri kürtleri değil bölge halklarını toparlamaya azami bir hız vermelidir. Legal-ilegal sol seküler tüm örgüt ve yapıların abd-israil yada başka güçlerin kolaylıkla lejonyanlarına dönüşme gerçeği Kürtlerdeki çok başlılığı bitirmenin ne kadar önemli bir durum olduğunu da gözler önüne sermektedir.

 

TR; İran, Suriye Rusyanın da onayıyla ABD-İsrailin alana döşediği terör lejyonlarına karşı, er yada geç abd yi bölgeden söküp atacaklardır. Amerika ve israilin kürdistanda kalıcı olma şansları yok. Çünkü bu direkt dünya savaşının kendisi olacaktır. Bu gayri meşru varlık ve işgali sonlandırmanın yegane yolu ise her zaman vurguladığımız gibi Mezopotamya genelinde ki siyasal birlikle mümkün. Kürtler açısından ise bu siyasal birliktelikte  bölge halklarının tümünün çıkarını koruyan stratejik bir yaklaşım gerek. Bunu ortaya koyan ve bütün bölge halklarının istisnasız desteğini alan tek hareket, tek potansiyel güç ise KDP'de mevcut.

 

Bu anlamda Kürtler cihan padişahı Yavuzun ve Bilge Adam Bitlisinin mesajını geçte olsa anlamlı ve almalı çok başlılığı tarihe gömecek ye yeniden bir siyasal anlayış ve yapılanmaya kavuşmak zorundadırlar.. Aksine bölge geneli ve Kürtler içi siyasal yapılanma doğru, objektif bilimsel kriterlerde oturtulamazsa.. terör-kaos sürerse kimse baş olmayacak   herkes ayak olacak, abd-israilin cennet kantonlarında tüm halklar soykırıma açık koyun sürülerine dönüştürülecek.. Sadec Kürtler atomlarına kadar kantoncuklarla parçalanmayacak bölge devletlerinin hepsi parçalanıp bitirileceklerdir..

 

Bu anlamda  yukarda değindiğimiz Asya bloku yeniden siyasal yapılanma için Kürtler arası savaşa asla açık kapı bırakmayacaklar. Kripto bölücü kürtlere, türklere, arap ve farslara geçit verilmiyecektir. Yavuzun yüzyıllar önce öngördüğü hem kürtlerin birliği hemde bu birlik dahada geliştirilerek bütün bölge halklarının siyasal birliğine doğru evrilmesi gerekmektedir.. Bu siyasal birliğinde İranda manevi temsilcisi şahlık ailesi, bütün siyasal birliğin, TR'nin manevi temsilcisi ise Osmanlı Ailesidir; ve en önemlisi Çinin Sınırlarından Doğu Avrupa sınırlarına Asya-Ön Asya  halklarının bir daha Osmanlı-İran, Osmanlı Rus ve kendi içlerinde savaşma lükslerinin olmadığı gerçeğinin Kürt sorunu ve filistin sorununda bütün çıplaklığı ile açığa çıkmış olmasıdır.. Çünkü bu coğrafyadaki savaş ve iç savaşlar günümüzde net bariz bir şekişlde ortaya çıktığı gibi halklara soykırım ve kölelik olarak geri dönmektedir.. Siyonist küresel soykırımcı firmalara yaramaktadır..

 

Kürdistanda liderlik Kürt aile ve aşiretlerine aittir. Irakta Barzani Ailesi, Türkiyede Şeyh Sait, Seyit Rıza gibi ailler ve Kürtlerin bütün büyük aşiretleri ve aileleri. Bu anlamda örgütler ve krioptolar Kürtleri temsil edemezler..

 

 

 

Medyadan Bir Analiz... Kürtler arası iç savaş kapıda mı?

 

Kağıt üzerinde hiç kimse, Irak Kürt bölgesinde bir iç savaş beklemiyor. Ancak seçim sonrası oluşan yeni siyasi güç haritası, iyi yönetilmezse iç çatışmalara dönüşebilir. Burada kilit iki güç Amerika ve Türkiye. Öyle ki, Türkiye’nin istikrara güçlü katkıları olmazsa, Amerika’nın da tek başına politik güç savaşını engellemeye gücü yetmeyebilir. Türkiye’nin uzatacağı yardım eli ise tek bir şarta bağlı: Ulusal güvenlik kaygılarının karşılık bulması.

 

Hemen yanı başımızda fırtınalar esiyor. Öyle sert esiyor ki, Irak Kürdistan Bölgesi’ni 20 yıldır Ortadoğu’nun istikrar adası yapan KDP-YNK barışı çözülebilir.

 

 

 

KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) ile YNK (Kürdistan Yurtseverler Birliği), yaklaşık dört yıl süren bir iç savaştan sonra 1998’de Amerika’nın arabuluculuğunda Washington DC’de bir anlaşma imzaladı. Anlaşma ile iki taraf, Amerika’nın Irak Kürdistanı’nı koruması eşliğinde politik gücü ve gelirleri paylaşacaktı.

 

 

 

Anlaşmadan sonra Kürt bölgesinde 20 yıl barış hüküm sürdü. Ancak bu süre içinde iki parti ne birleşme, ne de entegrasyon yönünde herhangi bir girişimde bulundu. Her iki parti, ikiye ayırdıkları bölgede kendi kurumlaşmalarına ağırlık verdi.

 

 

 

Bölgenin zengin petrol kaynaklarını eşit bir şekilde paylaştılar. Bu kaynaklardan gelen petro-dolarları da yandaş network’ları oluşturarak kendi ailelerine peşkeş çektiler. Ortaya inanılmaz aileci, kayırmacı, yolsuzluk üreten bir ekonomik yapı çıktı.

 

 

 

ABD’nin 2003 Irak müdahalesinden sonra Celal Talabani Irak Cumhurbaşkanı olurken, Barzani de Irak Kürdistan Bölgesi’nin Başkanı oldu. Ancak bu işbölümüne rağmen iki parti kendilerine bağlı asayiş güçlerini birleştirme yoluna gitmedi.

 

 

 

Liderler anlaşması

 

 

 

20 yıl hüküm süren barış ortamı, karizmatik liderler arasındaki bir anlaşmaya dayalıydı ama kırılgandı. Celal Talabani’nin geçen yıl Ekim ayında; yerine gelen güçlü politik isimlerden Neşirvan Mustafa’nın da bu yılın Nisan ayında yaşamını yitirmesiyle, politik bir boşluk ve dengesizlik ortaya çıktı.

 

 

 

YNK bugün itibariyle çok güçsüz bir noktada. Çünkü partiye ve ona bağlı askeri güçlere liderlik yapacak güçlü karizmatik isimler yok. Buna karşılık Mesut Barzani hayatta. 72 yaşında; gayet de sağlıklı ve aktif. Askeri güçlere liderlik yapıyor. Bölge bölge dolaşarak halka hitap ediyor.

 

 

 

Bugün Kürt bölgesinde 111 sandalye için yapılacak parlamento seçimleri öncesi karşılıklı söz düellosu ile, politik boşluk daha da içinden çıkılmaz bir hale geldi. 23 Eylül’de Barzani YNK’nin başkenti Süleymaniye’ye gitti; kendisini karşılayan coşkulu kalabalığa hitaben “Her kim bizimle aynı fikirde ise biz de onunla aynı fikirde oluruz ve evimizi onunla paylaşırız. Ama her kim bizim amaçlarımızla aynı fikirde olmazsa hem onun hem de bizim için aynı evi paylaşmamız ve birlik olmamız zorlaşır” dedi. Bu demeçten sonra her iki basında da karşılıklı ihanet suçlamaları çıktı.

 

 

 

Aslında iki parti arasındaki gerginlik yeni değil. Referandum sonrası Kerkük’ün elden çıkmasının ardından karşılıklı demeçler savaşı yaşanmıştı. Barzani, bazı YNK liderlerini, özellikle de Talabani’nin oğlu Bafel Talabani’yi düşmanla işbirliği yapmakla suçlamış; bunun üzerine YNK yöneticileri de Barzani’yi güç tekeli oluşturmakla suçlamışlardı.

 

 

 

İç savaşı hatırlatan retorik

 

 

 

Irak Kürt bölgesindeki aydınlar endişeli. Şu soruya yanıt arıyorlar: Hayli muhafazakâr ve militarize bir toplumda, karşılıklı ihanet suçlamaları, politik güç savaşı, daralan pastayı paylaşma kavgaları bölgede iç barışı tehdit eder mi? Rudaw’ın Washington temsilcisi Namo Abdulla, Al Jazeera’da kaleme aldığı analizde bu soruya şu yanıtı veriyor: “Bana göre bu retorik iç savaşın bir hatırlatıcısıdır.”

 

 

 

Abdulla haksız da değil. Çünkü KDP rakibini kısıtlamak için çoktan bazı hamleler yaptı. KDP Behram Salih’in Irak cumhurbaşkanı olması talebini geri çevirdi; kendi adayları olan Fuad Hüseyin’i önerdi. Bu, 20 yıldır yürürlükte olan barış anlaşmasının sona erdiğinin ilânından başka bir şey değil. O yüzden Abdulla, gerginliğin seçim sonrası daha da artıp bir iç çatışmaya dönüşmesinden endişe ediyor. Nitekim twitter’daki bazı hesaplardan Barzani’ye ait olduğu iddia edilen gizli ses kayıtlarının yayınlanması, bu ihtimali doğrulamıyor değil.

 

 

 

Seçimler için toplam 21 parti yarışıyor. Hiçbirinin yüzde 51’i alarak çoğunluğu sağlaması beklenmiyor. Ancak seçim sonrası KDP, (seçim anketlerine göre yüzde 10 oy alacak olan) Goran veya finansmanını bir gayrimenkul zenginin yaptığı Yeni Nesil Hareketi (Newey Nue; bu parti de anketlere göre yüzde 10 oy alacak) ile ittifak ilişkisi geliştirebilir.

 

 

 

Bu, şu anlama geliyor: Siyasi denklemden YNK’nin dışlanması.

 

 

 

YNK bunu kabul eder mi? YNK liderleri buna hayır yanıtı verdi. YNK yöneticilerinden Mullah Baxtiyar, Rudaw televizyon kanalında “Bir sandalye de kazansak biz YNK’yiz. Kimse bizi silâhsızlandıramaz” diyerek olası meydan okumalara meydan okuyarak yanıt verdi.

 

 Kağıt üzerinde hiç kimse, Irak Kürt bölgesinde bir iç savaş beklemiyor. Ancak seçim sonrası oluşan yeni siyasi güç haritası, iyi yönetilmezse iç çatışmalara dönüşebilir. Burada kilit iki güç Amerika ve Türkiye. Ancak Türkiye’nin istikrara güçlü katkıları olmazsa, Amerika’nın da tek başına politik güç savaşını engellemeye gücü yetmeyebilir. Türkiye’nin uzatacağı yardım eli ise tek bir şarta bağlı: Ulusal güvenlik kaygılarının karşılık bulması.

 

NİJERYADA BEBEK ÜRETME FABRİKASI...

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, ayakta, yazı ve açık hava 

Nijerya’daki Bebek Ür-et-im Fabrikası Ne Kadar Kor-k-unç ? Nijerya’daki Bebek Ür-et-im Fabrikası Ne Kadar Kor-k-unçDünya üzerindeki ülkeler hakkında neler biliyorsunuz? Eminiz biraz sonra bahsedeceğimiz ülkeler hakkındaki ilginç gerçekleri şu ana kadar hiç duymamışsınızdır.

 

1. Nijerya : 200 milyona yakın nüfusuyla Afrika’nın en kalabalık, dünyanın ise 7. en kalabalık ülkesi olan Nijerya’da maalesef terör sorunu çözülebilmiş değildir. 2015 yılında Nijerya polisi ülkenin güney doğusundaki Enuga eyaletinde tecavüze uğrayan kadınlara zorla doğum yaptırarak bebeklerine el koyan bir kliniğin olduğunu tespit etmiştir. Dünyanın ilk yasadışı çocuk doğum fabrikası işte burada kurulmuştur. Bazı kadınlar para karşılığı bebeklerini satmak için bu kliniğe gelirken kimi kadınlar ise zorla getirilmektedir. Bebekler ise ya dini ritüellerde kurban edilmekte ya da insan kaçakçılığında kullanılmaktadır.

 

2. Suudi Arabistan : Suudi Arabistan üzerinde tek bir nehir dahi bulunmayan tek ülkedir. Suudi Arabistan gibi geniş topraklara sahip bir ülkede hiçbir akarsuyun bulunmaması çok sayıda kişiyi şaşırtmaktadır. Ülkenin içme suyu ihtiyacı ise deniz suyunun ve yer altı sularının arıtılmasıyla karşılanmaktadır.

 

3. Moğolistan : Komşuluk ilişkilerinin en zayıf olduğu ülke ise Moğolistandır. Bunun sebebi ise Moğolistan’ın coğrafi koşulları ve sert iklimidir. 1.5 km kareye 4 kişi düşen Moğolistan dünyanın en düşük insan yoğunluğuna sahip ülkesidir.

 

4. Singapur : Hiç çiftlik bulunmayan en büyük ülke ise Singapur’dur. Her ne kadar dünya üzerinde ekonomik olarak tarım faaliyeti yapmayan küçük ülkeler olsa da Singapur bu ülkelerin en büyüğüdür.

5. Rusya : Ordusunda en çok tank bulunan ülke ise Rusya’dır. Toplamda 21 bin tanka sahip olan Rus ordusunda bu tankların birçoğunun teknolojisi eskidir. Ordusunda 16 bin tank bulunduran Amerika’nın teknolojisi ise oldukça gelişmiştir.

 

6. Afganistan : Dünyanın en büyük afyon üreticisi ise Afganistan’dır. Dünyadaki afyon üretiminin %95 gibi büyük bir bölümüne sahip olan Afganistan’da üretim artışı Amerika’nın yıllardır ülkede konuşlanmış olmasına rağmen azalmamıştır.

 

7. Fransa : Fransa’nın ise en çok zaman diliminde toprağı bulunmaktadır. Eğer Fransa’nın sahip olduğu toprakları düşünürseniz en çok zaman dilimine Fransa’nın sahip olduğunu göreceksiniz. Fransa toplamda 12 farklı zaman dilimine sahiptir.

 

 8. Amerika : Parmaklıklar ardında en çok insana sahip ülke ise Amerika’dır. Hapishanelerde 2.2 milyon kişi dünya nüfusunun yaklaşık %0.4’ünü temsil etse de dünyada hapishanelerde yatan insan sayısının %25’ine denk gelmektedir. Bu sıralamada ikinci sırada 1.5 milyon tutuklu ile Çin, 875 bin kişi ile ise Rusya 3. sırada yer almaktadır.

 

9. Mısır : Mısır ise dünyanın en eski egemen devletidir. Mısır milattan önce elde ettiği egemenliği ile dünya üzerindeki ilk ve en eski egemen devlettir. Günümüzde bile hala daha varlığını ve egemenliğini sürdürmektedir.

 

10. Kanada : Dünyada en çok göle sahip ülkenin hangisi olduğunu merak ediyor musunuz? Dünyada üzerinde en çok göl bulunan ülkesi Kanada’dadır. 3 milyonun üzerindeki göller Kanada’nın sadece %9’unu kaplamakta ve bu göller dünya göllerinin %60’ını oluşturmaktadır.

 

11. Maldivler : Suların altında kalma ihtimali en yüksek ülke ise Maldivlerdir. Küresel ısınma sonucu yükselen suların en çok etkileyeceği ülke şüphesiz deniz seviyesinden sadece 1.8 metre yüksekte olan Maldivlerdir. 12. Nauru : En çok şişman nüfusa sahip ülke ise Nauru’dur. Bir ada ülkesi olan Nauru nüfusunun %95 aşırı kiloludur ve bu yüzden şişmanlık konusunda diğer ülkelerden açık ara öndedir.

 

 

UZAYDAN MESAJ VAR, ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTERMİSİNİZ..

Görüntünün olası içeriği: gökyüzü ve açık hava 

SOSYAL MEDYA DA Uzaylılardan Bizim Ortaya Çıkmamızı İster Misiniz Mesajı

 

Sosyal medya bu mesajı konuşuyor. Biraz uzun olsa da içinde uzaylıların mesajını barındırdığı söyleniyor. Sirius tarafından yayınlanan bu yazıyı sizinle paylaşıyoruz:

 

Sevgili Dostlarımız,

 

Alttaki mesaj internet aracılığıyla tüm dünyada bir çok kaynağa ulaştı ve hiç birinde yazarına ilişkin bir tanımlama yok. Dünya dışından olduğu söyleniyor ama kim ve nasıl aldı bilinmemekte. İster dikte edilmiş, ister kanal olarak alınmış veya dünya insanı tarafından yaratılmış olsun, özünde bu mesaj bize “doğru” geliyor. Aslında tamamı ortak seçimle ilgili. Biz galaktik vatandaşlığı mı seçeceğiz; yoksa korku, yadsıma ve güvensizlik ile giderek tükenen bir nesil olmayı mı? Seçimse tamamen bize ait.

 

“DÜNYAYI SADECE SEVGİNİN ÜSTÜNLÜĞÜ DEĞİŞTİRİR!”

“GÖRÜNMEMİZİN GEREKİP GEREKMEDİĞİNE KARAR VERİN!”

 

Bu mesajı size kimin yazdığının önemi yoktur ve zihninizde anonim olarak kalmalıdır. Önemli olan bu mesaja ilişkin ne yapacağınızdır! Her biriniz kendi özgür iradenizi kullanarak mutlu olmayı istersiniz. Özgür iradeniz sizin kendi gücünüz çerçevesindeki bilginize, mutluluğunuzda alıp verdiğiniz sevgiye bağlıdır. Gelişimin bu evresinde tüm bilinçli ırklar gibi sizler de kendi gezegeninizde kendinizi izole olmuş hissediyor ve bu durumun etkisiyle kendi kaderinize mutlak gözüyle bakıyorsunuz. Ama yine de küçük bir azınlığın farkında olduğu büyük bir değişimin eşiğindesiniz. Kendi seçiminizin dışında sizin geleceğinizi değiştirmek bizim sorumluluğumuzda değildir.

 

Bu mesajı dünya çapında bir referandum olarak alın. Ve yanıtınızı da bir oylama olarak düşünün. Biz kimiz? İnsanlığın binlerce yıldır tanık olduğu açıklanamayan göksel olaylarla ilgili ne bilim adamlarınız ne de dini liderleriniz ortak bir fikir oluşturabilmiş değiller. İnançlar ne denli saygı duyulur olsa da, doğruyu ve gerçeği bilmek için bu inanç filtrelerinin dışına çıkılması gerekir. Artan sayıdaki bilinmeyen araştırmacılarınız yeni bilginin yollarını keşfediyor ve realiteye çok yaklaşıyorlar. Bugün uygarlığınız içinde bir okyanus kadar büyük bilginin içinden özellikle sizi daha az üzecek kısmının çok küçük bir parçası ortaya dökülmüştür. Özellikle son elli yılda tarihinizde saçma veya inanılmaz görünen olaylar daha sıklıkla olasılık ve farkındalık alanınlarına girmiştir. Geleceğin daha da sürprizlerle dolu olduğunu bilin.

 

En iyiyi olduğu kadar en kötüyü de keşfedeceksiniz. Galaksideki milyarlarcası gibi bizler de “dünya-dışılar” olarak adlandırılan ve gerçekliğimizin fark edilmesi zor bilinçli varlıklarız. Sizinle bizim aramızda önemli bir fark olmadığı gibi iki taraf da evrimleşmenin belirli aşamalarını deneyimlemekteyiz. Herhangi organize bir yapının hiyerarşisi bizim iç ilişkilerimiz için de geçerlidir. Bir çok ırkların bilgeliği üzerine kurulmuş kendi hiyerarşimizin onayıyla sizinle iletişime geçmekteyiz. Bir çoğunuz gibi biz de Yüce Varlığı arama yolundayız. Bu nedenle bizler tanrılar değiliz, ya da daha az tanrı değiliz, ancak Kozmik Kardeşlik’te sizlerle hemen hemen eşit yerlerdeyiz. Fiziksel olarak bir biçimde sizden farklı olmamıza karşın, çoğumuz insanımsı görünümlüyüz.

 

Bizim var olduğumuz bir gerçek, ama henüz çoğunluğunuzun algılamadığı bir durum bu. Bizi anlamayı başaramadınız çünkü, bizim, çoğu zaman sizin duyularınız ve ölçümleriniz içinde görünmemiz olası değildi. İşte tarihinizdeki bu boşluğu bu anda doldurmaya niyet ediyoruz. Biz ortak bir karar almış bulunuyoruz, ama bu yeterli değil ve sizinkine de gereksinimimiz var. Bu mesajla sizler karar-alıcılar haline geleceksiniz! Biz neden görünür değiliz? Evrimin belirli aşamalarında kozmik “insanlık” bilimin yeni biçimlerini keşfederek, maddenin kolay anlaşılırlığının ötesine geçti. Yapılandırılmış demateryalizasyon ve materyalizasyon onların parçasıdır. İşte insanlığın birkaç laboratuvarda ulaştığı budur. “dünya-dışı” varlıklarla kurdukları yakın işbirliği ile tehlikeli uzlaşma, kimi temsilcileriniz tarafından sizden özellikle saklı tutulmuştur.

 

Havaya ya da uzaya ait objeler veya olağanüstülük diye tanımladığınız durumlar sizin bilimsel topluluğunuz tarafından anlaşılmış durumdadır. Sizin UFO’lar olarak adlandırdıklarınız aslında çok boyutlu yetenekleri olan uzay gemileridir. Bir çok insan bu tür gemilerle, görerek, işiterek, dokunarak veya medyumik bağlantılar kurdular. kimileri gizli güçler etkisinde bırakılarak sizi “yönetir” duruma getirildi. Sizin bu gemileri nadiren ya da kısa sürelerde görüyor olmanızın nedeni onların demateryalize olma özelliklerindendir. Siz gözünüzle görmediğinizin var olduğuna da inanmazsınız, bunu anlayışla karşılıyoruz. Gözlemlerin çoğu bağımsız bireyler tarafından yapılmıştı, ruhlarına ulaştı ama organize sistemi değiştirmedi. İnsanlığın oligarşisinde negatif çok boyutlu varlıkların rolü oldu, kendi güçlerinin tatbikatını yaptılar, kendi varlıklarını orada tutmak ve bilinmeyeni zapt etmek için sağduyu motive ettiler. Bizim için sağduyu, insanın özgür iradesine saygılı olmak ve böylece onların kendi meselelerinde kendilerine ait teknik, ruhsal olgunluğa erişebilmelerine izin vermek demektir.

 

İnsanlığın Galaktik uygarlıklar ailesine dahil olması çok önemlidir ve dört gözle beklenmektedir. Bizler gün ışığında geniş bir kitle halinde size görünür hale gelir ve sizin bu birliğe katılmanız için size yardım edebiliriz. Bugüne dek bunu yapmadık, çünkü içinizden çok azı bunu gerçekten istedi, cehalet vardı, kayıtsızlık veya korku vardı ve durumu haklı çıkaracak aciliyet söz konusu değildi.

 

Sizler zaman içinde karşılıklı katkılarla zenginleştirilmiş bir çok geleneklerin döllerisiniz. Hedefiniz bu kökleri ortak bir plan altında birleştirmektir. Kültürlerinizin görünüşleri sizleri birbirinizden ayrı tutmuştur, çünkü onu varlığınızda böyle içselleştirdiniz. Artık görünüş sizin için Süptil doğanızın özünden daha önemli hale gelmiştir. Bölgedeki güçler için görünüşe verilen önemin yaygınlığı herhangi bir tehlike karşısında siperler oluşturmaktadır. Ona yine zenginliği ve güzelliğiyle saygılı olmak ama görünüşlerin üstesinden gelmek gerekmektedir.

 

Bunu anlamak için ulaşabileceğiniz çözümler giderek artmaktadır. Yöntemlerden biri bir başka ırkla bağlantıya geçip gerçekte ne olduğunuzun size yansımasının imgelenmesidir. Nadir durumlar dışında, kendi yetenekleriniz içinde geleceğinize ait bireysel veya toplumsal kararlarınızda biz her zaman dışarda durduk, çok nadir durumlarda çok sayılı zamanlarda çok az katkımız oldu. Sizin derin psikolojik yanınızı kendi bilgimizle motive ettik. Sonuçta biz her gün adım adım özgürlüğün inşa edilmesi, varlığın kendisinin ve çevresinin farkındalığına uyanması, kısıtlamalardan ve uyuşukluktan giderek uzaklaşması kısmına ulaştık. Cesur ve istekli sayısız insan bilinçlerine karşın, uyuşukluklar, büyüyen merkezi gücün yararına yapay olarak oluşturuldu. Ama gelişmiş teknolojilerin büyümesi ve kullanılmasıyla insanlık kendi yazgısının kontrolünü giderek daha çok yitirmektedir. Dünyayı, insanları ve tüm canlıları ilgilendiren yaşam koşullarına ilişkin geri dönüşü olmayan öldürücü sonuçlar yaratılmaktadır. Hayatı yaşanabilir kılan olağanüstü yeteneklerinizi yavaş, ama kesin bir biçimde yitiriyorsunuz.

 

Bu gibi teknolojiler sizin zihniniz kadar bedeninizi de etkilemek için vardır. Böyle planlar yoldadır. Olası efendilerinizle karanlık niyettekilerin birlikteliklerine karşın, bu durum yine de kendi yaratıcı gücünüzü içinizde tuttuğunuzda değişip dönüşebilir. İşte bizim görünmez durmamızın nedeni budur. Her ne olacaksa artık o kırılma noktasına gelmiş durumdadır.

 

 

Fetihler hemen her zaman diğerlerine zarar vermek için yapılmıştır. Şimdi dünya herkesin birbirini tanıdığı ancak hala çatışmaların ve her türlü korkunun ısrarlı süre ve yoğunlukta yaşandığı bir köy haline dönmüştür. Çocuklarınızın eğitimi ve yaşam koşullarınız kadar sayısız hayvanın, bitkinin yaşam koşulları da sizin politik, finansal, askeri ve dini temsilcileriniz gibi az sayıdaki kişinin elinin altında tutulmaktadır. Oysa bağımsız bireyler olarak insanlar, yazık ki üzerinde ciddiyetle çalışamadıkları bir çok potansiyel yetenekleri de barındırırlar.

 

Gelişmenin harikulade olanakları boyun eğdirici ve yıkıcı tehditlere yakın durmaktadır. Bu tehlikeler ve fırsatlar şimdi var. Her ne kadar siz sadece size gösterileni algılasanız da, uzun-dönemli ortak projeyi başlatmak yerine doğal kaynakların sonunun getirilmesi programlanmış durumdadır. Kaynaklarınızın kıtlığı ve onların haksız dağıtımı, kaynaklarınızdan yararlanma bedeli gün be gün yükselecektir. Kentleriniz ve kırsal kesimlerinizin tam ortasında büyük çapta kardeş kardeşi öldürür durumlar yaşanacaktır maalesef. Nefret ve kin daha çok büyüyor ve aynı şekilde “Sevgi” de öyle. Sizi çözümler bulmada kendinizden emin kılan budur. Ancak kritik kütle yetersizdir ve çok usta yöntemle baltalama işi düzenlenmiş durumdadır. Geçmiş alışkanlıkların ve eğitimin şekillendirdiği insan davranışları içinde var olan bir çeşit uyuşuk bakış açısı sizi çıkmaz sokağa götürmekte.

 

Barışın getirilmesi ve halklarınızın yeniden yapılanması kendi dışınızdaki uygarlıklarla uyum için atılacak ilk adım olmalıdır. Bugünkü kararlarınız, tarihinizin hiçbir döneminde olmadığı kadar önemlidir ve sizin yarın yaşamda kalmanızı anlamlı biçimde etkileyecektir. Bu kör koşuyu durduracak ortak ve birleştirici farkındalık nereden gelecektir? Belki de artık insanlık ailesiyle yüz yüze gelip onları tartmakta olan bu tehdit karşısında daha büyük bir etkileşim içinde olmanın zamanı gelmiştir. Yükselen büyük dalga ulaştığı yerden artık ortaya çıkmak üzeredir ve kendi içinde çok olumlu ve çok olumsuz ifadeleri barındırmaktadır.

 

 

 

Bir başka uygarlıkla kozmik kontrat yapmanın iki yolu vardır: Temsilciler kanalıyla veya ayırım gözetmeksizin doğrudan bağımsız bireylerle. Birinci yol çıkarların savaşını, ikinci yol farkındalık getirir. Birinci yol, insanlığı kölelikte tutarak motive olan bir gurup yarışçı tarafından seçilmiştir ve bu nedenle de Dünya kaynaklarının kontrolünü, gen havuzunu ve insanın duygusal enerjisini elinde tutar.

 

İkinci yol, ortaklık oluşturmuş yarış gurubu tarafından seçilmiştir. Biz, bizim tarafımızda, tarafsız nedeni onayladık ve kendimizi birkaç yıl önce insan gücünü temsil eden kişilere tanıttık, onlar bizim kendilerine uzanmış elimizi kendi stratejik görüşleriyle bağdaşmayacağı bahanesiyle reddettiler. İşte bu nedenle bugün temsilcilerin araya girmesi olmadan bireylerin kendi seçimlerini yapma zamanıdır.

 

Negatif varlıklar, bölme yöntemiyle görünenin arkasından yönetimlerini her türlü bedeli ödemeye hazır sürdürmektedirler, çünkü saltanatları söz konusudur! Aynı zamanda sizi yönetenleri de bölüyorlar. Güçlerini, içinizde yarattıkları güvensizlik ve korku yeteneklerinden alıyorlar. Bu, sizin kozmik doğanızı hatırı sayılır biçimde zedelemektedir. Eğer bu kişilerin yönlendirmeleri ve öğretileri kendi en üst noktasına ulaşmamış ve önümüzdeki birkaç yıl içinde sapkınlıkları ve öldürücü planları hayata geçecek duruma gelmiyor olsaydı bu mesajın da önemi olmayacaktı.

 

Onların belirledikleri sürecin sonu yakındır ve insanlık yakın dönemde büyük acılar çekecektir. Özgür iradenizin paha biçilmez değerinin farkında olun, size bir alternatif sunuyoruz. Size daha sağlıklı görünen bir evren ve yaşam, yapıcı etkileşim, dürüst ve kardeşçe ilişkiler, teknik bilgi, acının kökünü kurutmak, bağımsız güçlerin denetlenmiş çalışması, enerjinin yeni şekillerine ulaşabilmeniz ve sonuç olarak da bilinci daha iyi kavramanız gibi olanaklar sağlayabiliriz. Sizin ortak ve bireysel korkularınızı aşmanızı sağlayamaz, sizin seçmediğiniz yasaları sizin için oluşturamayız. Birey olarak ve ortak çaba göstererek kendi istediğiniz dünyayı yaratmak ve ruhun yeni göklerinin serüvenlerini yaşamak için kendiniz çalışmalısınız.

 

Böyle bir temasa geçmeye karar verirseniz, evrenin bu bölgesinde kardeşlik dengesinin koruyucusu olmanın büyük sevincini yaşayacağız. Karşılıklı ve verimli diplomatik alışverişler yanında kendi yeteneğinizi birleştirmenizin coşkusunu, başarınızın yoğun sevincini ve mutluluğunu duyacağız. Sevinç duymak evrende kutsal olarak tanımlanır. Peki size hangi soruyu soruyoruz? “BİZİM ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTER MİSİNİZ?” Bu soruyu nasıl yanıtlarsınız? Ruhun gerçeği, telepatik yolla okunabilir.

Kendinize sadece bu soruyu açık biçimde sorup yine kendi seçiminize göre ister birey, ister gurup olarak yanıtınızı yine açık ve net olarak vermeniz gerekir. SORUYU SORMANIZIN AKABİNDE EVET veya HAYIR derken bir kentin merkezinde ya da bir çölün ortasında olmanız yanıtınızın değerini etkilemez! Sadece kendinizle konuşur gibi ama mesajı düşünerek bunu yapabilirsiniz.

 

Sadece birkaç kelime içeren bu evrensel soru kendi bağlamına konulduğunda güçlü bir anlam ifade eder. Bunu yaparken duraksayıp tereddüt etmeyin. İşte bu nedenle de sakin bir biçimde ve tüm vicdanınızı katarak üzerinde düşünmelisiniz. Yanıtınızın soruyla mükemmel biçimde birleşip bütünleşmesi için mesajı bir kez daha okuduktan sonra yanıtı vermeniz önerilir. Bunun için acele etmeyin. Nefes alın ve tüm özgür irade gücünüzün sizi sarmasına izin verin. Kim ve ne olduğunuzun onurunu duyun!

 

Sizi güçsüzleştiren sorunları birkaç dakika için unutun ki kendiniz olabilin. Ortaya çıkan gücü hissedin. Siz kendi denetiminizdesiniz. Tek bir düşünce, tek bir yanıt sizin yakın geleceğinizi öyle ya da böyle muazzam biçimde değiştirebilir. Kendi iç sesinize sorarak bizim sizin maddi alanınızda görünmemize ilişkin aldığınız bireysel ve bağımsız kararınıza bağlı olarak sizin maddi planınızda açık gün ışığında görünmemiz bizim için çok değerli ve gereklidir. Yürekten ve kendi isteğinizle yaptığınız içten dileğiniz, her zaman gönderdiğiniz kişilerce algılanır.

 

 

İnsanlığın doğuşunu Kardeşlikle kolaylaştırabilirsiniz. Sizin düşünürlerinizden biri bir keresinde şöyle demişti: “bana bir el verin-tutun ve ben Dünya’yı kaldırayım”. Bu mesaj yaygınlaştırıldığında el-tutmanın gücünü kazanacak, biz ışık-yılları uzunluğundaki maniveladakiler ve siz Dünya’yı kaldıracak ustalar… bizim ortaya çıkmamız önemlidir. Olumlu kararın sonuçları ne olabilir? Bizim için, olumlu ortak kararın sonucu gökyüzünüzde ve Dünya üzerinde bir çok gemimizin materyalize olmasıdır. Sizin için, böyle bir durumun emin olduğunuz şeylerden süratle vazgeçmenizi doğrudan etkileyecek olmasıdır. Basit, şüpheleri ortadan kaldıran görsel iletişim geleceğinize çok büyük ölçüde yansıyacak, daha çok bilgi, sonsuza dek değişmiş olacaktır.

 

Toplumunuzdaki kurumlar her alanda tamamen ve köklü değişimlere uğrayacaklar ve güç bireyselleşecektir çünkü bizim de yaşamakta olduğumuzu göreceksiniz. Kendi değerlerinizi somut bir biçimde değiştireceksiniz. Bizim gösterdiğimiz “bilinmeyen” karşısında insanlık tekil aileyi oluşturacaktır ki bizim için işin en önemli kısmı budur. Tehlike yavaşça eriyip evlerinizi terk edecek, çünkü siz dolaylı olarak istenmeyenin yani bizim “üçüncü parti” diye adlandırdıklarımızın karşısında bir güç oluşturacaksınız. Şimdiki durumda aç olan gülümseyemez, korku dolu olan bize hoşgeldiniz diyemez. Biz erkeklerin, kadınların ve çocukların içlerinde taşıdıkları ışığa karşın kendi bedenlerinde ve yüreklerinde yine de bu denli yoksunluk içinde olmalarından büyük üzüntü duyuyoruz. Bu ışık sizin geleceğiniz olabilir. İlişkimiz gelişmeye açıktır.

Durum her ne olursa olsun, siz kendi yüreğiniz ve ruhunuzun bilirkişisisiniz! Seçiminiz ne olursa olsun, saygıdeğerdir ve saygı görecektir. Kararınız ne olursa olsun onu ortaya koymalısınız. Siz kendi iç sesinize ve sezgilerinize sormalısınız. İşte asıl olan budur! Binlerce yıl sonra, bir gün, bu seçim kaçınılmaz olacaktı: iki bilinmeyenden birini seçmek.

 

Bu mesajı geniş kitlelere yayın. Bu sizin geleceğinizi ve milenyumlar ölçeğinde geri dönüşü olmayan tarihsel gidişi etkileyecektir. Aksi halde bir çok yıl, hiç değilse bir nesil sonraki bir zamana yeni bir fırsat olarak ertelenecektir, eğer hayatta kalırsa tabii. Seçmemek diğer kişilerin seçimi içindedir. Diğerlerini bilgilendirmemek, haberdar etmemek birinin beklentisine zıt bir sonucun ortaya çıkması riskini getirecektir. Kayıtsız kalmak birinin özgür iradesinden vaz geçmesidir. Hepsi sizin geleceğiniz için.

Evrende bireysel her bir istek önemsenir. Siz hala kendi yazgınızın mimarısınız…

 

BİZİM ORTAYA ÇIKMAMIZI İSTER MİSİNİZ?

 

 

 

ETİKETLER : TÜRKİYE ve DÜNYA ÖNE ÇIKAN HABERLER..
Diğer Genel-Güncel haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA