Kürdlerin En Önemli Sorunu Kandil'deki Kürdleşmeyen Solculardır

Kürdlerin En Önemli Sorunu Kandil'deki Kürdleşmeyen Solculardır

 M. Hüseyin Taysun

Kürdistan’ın bağımsızlığına ve Kürdlerin devletleşmesine cepheden karşı çıkan bu yapıların bölgedeki bir takım güçlerle girmiş oldukları kirli ilişkiler sonucunda Kürd Ulusal Mücadelesine büyük zararlar verdikleri gün gibi ortadadır. Kürdistan’ ı yüzyıllardır işgal altında tutan sömürgecilerin referandum ve bağımsızlık konusunda seslendirdikleri “İstemezuk” korosunda bahsi geçenlerin de seslerinin olması hangi yurtseverlik anlayışı veya hangi vicdanla savunulabilir.

Bugünkü yazıma Kürd Halkı arasında sıkça kullanılan bir söz ile başlamak istiyorum. Kürdler herhangi bir acılı olaya, bir yıkıma veya ciddi bir mağduriyete sebep olduktan sonra sebep olan kişi/kişilerin yaşanan olaylara duyarsız kalması veya yaptığı yanlışlarda ısrar etmesi koşullarında kendisine “ya bu olaylar karşısında senin burnun sızlamıyor da yüreğin de mi yanmıyor?”  diyerek tepki gösterirler ve böylece ilgili kişi/kişileri toplum nezdinde mahkum ederler.

Bizlerde Kürd Halkının bir neferi olarak geldiğimiz noktada KCK/PKK hareketinin son 30-35 yılda Kürd Halkına yaşattığı trajedilere ve çektirdiği acılara bakarak çıkardığımız kahredici sonuçlardan sonra kendilerine diyoruz ki: Ortaya yere çıkarmış olduğunuz bunca yıkım, bunca acı ve bunca mağduriyetten sonra artık bu milletin yakasından elinizi çekin ve eğer bir parça vicdanınız varsa bu milletin mücadelesini gerçek anlamda sahiplenerek daha onurlu bir duruş sergilemek için henüz fırsat varken geçmiş yanlışlarınızdan bir an evvel uzaklaşın.

Siyaset sahnesine çıkarıldıkları günden günümüze kadar adına KCK/PKK denen yapılar Kürdistan’ ın dört parçasında kuluçka makinası misali örgütler doğurmaktadır. Sanki marifet isimlerdeymiş gibi ha bire adlarını değiştirdikleri örgütlerin en çok bilinenleri Kuzeyde PKK, Güneyde PÇDK, Doğuda PJAK, Rojava’ da ise PYD örgütleridir. Ayrıca bu partilere bağlı alt askeri ve sivil birçok örgütlenmeyi saymaya ne insanların hafızası ne de alfabedeki harfler kafi gelmemektedir.

Konumuza bu çerçevede baktığımızda Kürdistan ve metropol sokaklarında rastlayacağımız her on Kürd’ den ikisi ya başkan veya eş başkan sıfatıyla karşımıza çıkmaktadır.

Sormak istiyoruz:

Peki bunca insan kaynağına, muazzam bir ekonomik birikime, büyük bir silah stokuna ve potansiyeline sahip ve en önemlisi milyonlarca Yurtsever Kürdün var olan tüm imkânlarını kendilerine sunduğu bu parti ve örgütler Kürd Halkını özgürleştirmek ve yaşam koşullarını iyileştirmek adına hangi somut kazanımları elde etmiştir ya da bu parti ve örgütler her geçen gün Kürd milli değerlerinden uzaklaşarak inisiyatifi Türk, Acem ve Arap yoldaşlarına peşkeş çekerken neyi veya neleri murat etmektedirler. Geldiğimiz bu aşamada bırakalım Kürd Milli Mücadelesi için uğraş vermelerini diğer yurtsever güçlerin Kürd Ulusal Mücadelesi için ortaya koydukları performansı engellemek üzere bir yığın pürüz yaratmakta ve provokasyonlara sebep olmaktadırlar.

Kürdistan’ın bağımsızlığına ve Kürdlerin devletleşmesine cepheden karşı çıkan bu yapıların bölgedeki bir takım güçlerle girmiş oldukları kirli ilişkiler sonucunda Kürd Ulusal Mücadelesine büyük zararlar verdikleri gün gibi ortadadır. Kürdistan’ ı yüzyıllardır işgal altında tutan sömürgecilerin referandum ve bağımsızlık konusunda seslendirdikleri “İstemezuk” korosunda bahsi geçenlerin de seslerinin olması hangi yurtseverlik anlayışı veya hangi vicdanla savunulabilir.

Şimdi buradan yeniden sormak istiyoruz: Madem sizler Kürdistan’ lı olmadan dünyalı olmayı savunuyorsunuz o zaman neden binlerce Kürd gencini kendi ütopyalarınız uğruna ölümlere gönderiyorsunuz? Ya da o yere göğe sığdıramadığınız dünyalılar sizleri bu tutumunuzdan dolayı ne kadar ciddiye alıyorlar? Siyaset milletleri özgürleştirme sanatı olarak bilinirken sizler neden bir takım ütopyalarınız ve fantezileriniz uğruna Kürd Halkına olmadık acı, elem, yoksulluk ve mağduriyetler yaşatıyorsunuz?

Yoksa TC Devletini uzun yıllar yönetmiş olan Kemalist kesimlerle kurmuş olduğunuz kirli ve karanlık ilişkiler sonucu TC Devletinin bağırsaklarını temizleme görevini ölümlere gönderdiğiniz yurtsever Kürd Gençlerinin imhası ile mi yerine getirmektesiniz? Oysa yurtsever Kürd Gençliğinin TC işgalcilerine karşı mücadeledeki tek haklı ve meşru istekleri kendi coğrafyalarında kendi kaderlerini kendilerinin tayin etmesi isteğidir.

Bu anlamda artık, yıllardır uyguladığınız yanlış politikalardan vazgeçerek sizlerin de gerçek Kürd Yurtseverlerinin saflarında kendi ülkenizin bağımsızlığı ve kendi halkınızın özgürlüğü için mücadele vermeniz gerekmektedir.