Çiller’de ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ demişti!

Çiller’de ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ demişti! - ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ önermesinin patenti ABD ve İngiltere’ye aittir. Ha şu mesafeye gelince, mesafe kalmadı artık...
Bu haber 2015-07-18 11:20:52 eklenmiş ve 1029 kez görüntülenmiştir.

Çiller’de ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ demişti! - Cahit Mervan

 

Geçtiğimiz günlerde ABD başkanı Barack Obama DAİŞ’e karşı verilen savaşa ilişkin son derece çarpıcı açıklamalarda bulundu. YPG-YPJ öncülüğünde Kobanê ve Grî Sîpi’de soysuzlar çetesine karşı verilen mücadeleye atıf yaptı. Kürtleri ‘güvenilir ’ ve ‘etkili partner’ olarak niteledi. Konuşmasının hiçbir yerinde PYD’ye veya Kürtlere dönüp ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ demedi. Demesi için bir nedende yok. Ve demez de.

Hâlbuki Kürtler ve Kürdistan sorunu söz konusu olduğunda Kürt bireylerinden, siyasi partilere, Kürt sivil toplum örgütlerinden dünyanın şu veya bu yerinde Kürtlere ilişkin bir çalışma yürüten herkese ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ önermesinin patenti ABD ve İngiltere’ye aittir.

 

PATEN ABD’YE AİT

 

PKK 15 Ağustos 1984’te NATO’nun güney kanadının bekçiliğini yapan Türk ordusuna kafa tuttuğu zaman ilk önce ABD, İngiltere ve daha sonra Almanya tarafından ‘terör örgütü’ olarak nitelendirildi. Elbette ki bu keyfi, Kürtlere duyulan antipatinin bir sonucu değil, Türkiye ile olan çok yönlü ilişkinin bir sonucuydu.

O günün koşullarında ‘iki kutuplu dünyada’ ABD’nin başını çektiği ‘batı dünyasının’ çıkarları bunu gerektiriyordu. Pekâlâ, ABD ve NATO’nun diğer güçlü üyeleri PKK’nin bir ‘terör örgütü’ olmadığını çok iyi biliyorlardı. Ancak soğuk savaş yıllarında Sovyetler Birliği’nin başını çektiği Sosyalist Blok’a karşı bir anlamda buna mecburdular.

Öte yandan Türkiye’nin yumuşak karnının Kürt ve Kürdistan sorunu olduğunun farkındaydılar. Türk devletini bölünme korkusu, kendi geleceğini mahkûm ettiği ret ve inkâr politikası batılı güçlere dar bir alanda oyun kurma imkânı veriyordu.

Bu manada Türk devletinin hoşuna gidecek, ensesini okşayacak bir iki söz dahi yetiyordu. ABD, İngiltere, Almanya bir taraftan 12 Eylül askeri cuntasını desteklemiş, hoşgörüyle karşıladılar. Diğer taraftan Türkiye’yi daha bağımlı bir hala getirmek için Kürtlere karşı yürütülen savaşa açık destek oldular ve yer yer ise bu savaşın patronu haline geldiler.

‘Batı dünyasının’ Türk devletine verdiği destek sadece askeri değildi. Ekonomik, siyasi desteğin yanında Kürtlere karşı yürütülen özel savaşta hayli bir yer tutuyordu. PKK ve Kürtlerin ‘terör’ ile aynı cümleler içinde kullanılması, bunun bir sonucu olarak itibarsızlaştırma Türkiye’nin tek başına becerebileceği bir iş değildi.

 

 

KÜRT DOSTU KÜRTLERE KARŞI KULLANILMAK İSTENDİ

 

Akıl hocalarına ihtiyaç duyuyordu. Örneğin PKK’nin bir terör örgüt olduğu ve mutlaka izole edilmesi, herkesin bu ‘bela’ ile arasına ‘geniş ve görünür bir mesafe’ koyması ve sonuçta düşmanlık yapması gerektiği batı’nın kirli laboratuarlarında üretildi. Türkiye’ye satıldı.

Barış yanlısı ve Kürt dostu İsveç başbakanı Olof Palme 28 Şubat 1986’da bir suikast sonucu katledildiğinde bu merkez hemen harekete geçti. PKK ve Kürtlerle olayın hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen bir ’PKK bağlantısı’ yaratılmaya çalışıldı. O dönem Avrupa ülkelerinde giderekten artan Kürt ve PKK sempatisine ağır bir darbe vuruldu. Kürtler ve PKK mağdur edildi.

 

MESAFE KOYMAYAN BİNLERCE İNSAN İNFAZ EDİLDİ

 

Özellikle Kürtlere karşı kirli savaşın tavan yaptığı 90’lı yılların başında Batının PKK’yi tecrit etme politikası Ankara’da oturanların ağızlarını kulaklarına götürüyordu. Çiller-Güreş-Ağar ekibi bu ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ fikrini fiili infaz şeklinde uyguluyorlardı. Mesafe koymayan binlerce insan infaz edildi. 4000 köy yakıldı. Varın gerisini siz düşünün.

ABD merkezli bu ‘PKK’yi tasfiye etme’ politikası 15 Şubat 1999 fiili bir saldır ile zirve yaptı. Bizzat ABD’nin organize ettiği uluslararası bir operasyonla PKK lideri Abdullah Öcalan Kenya’nın başkenti Nairobi’den kaçırıldı ve Türk devletine teslim edildi. Bu öylesine büyük bir komluydu ki, Türk tarafı bile şaşkındı. O dönem başbakan olan Bülent Ecevit yıllar sonra ‘ABD Öcalan’ı bize neden teslim etti hala anlamış’ değilim diyecekti.

ABD’nin ‘Öcalan’a komplo’ gibi açıktan PKK düşmanlığına rağmen, Kürtlerin bu merkezlerdeki tepkisi hep demokratik sınırlar içinde kaldı. PKK hiçbir dönemde şiddet yoluyla ABD ve batılı güçlerden intikam alma yolunu benimsemedi. Buna gücü yetmediği için değil, doğru bulmadığı için bu yola sapmadı. Doğru olanı yaptı.

Ancak buna rağmen hep dıştalandı. ‘Terör örgütü’ olarak damgalandı. Taraftarları kavuşturmaya uğradı. Her Kürt adeta ‘PKK ile organik ilişki’ içinde görülerek baskı altına alındı. ‘PKK ile arasına mesafe koymayan Kürtler ‘tehlikeli’ ve ‘siyah’ Kürtler olarak damgalandı.

 

‘ORTAK DÜŞMAN’ İLAN EDİLMESİ BİLE İŞE YARAMADI

 

En son ABD Başkanı George W. Bush, Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile 5 Kasım 2007 günü yaptığı görüşmede ‘PKK’yi ortak düşman’ ilan etti. Bu aslında PKK öncülüklü Özgürlük Hareketi’ne karşı son 40 yılda Türkiye’ye verilmiş en büyük destekti.

Çünkü bununla birlikte PKK ve onun çeperindeki bütün Kürtler ‘düşman’ ilan edildi. Artık son dönemlerde Avrupa Parlamentosu’nda Muhafazakar, Sosyal Demokrat, Yeşil hatta yer yere Sol grup üyelerinin her Kürde dönüp ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ moda söylemi bile bu son ‘ortak düşman’ çıkışı karşın da masum kaldı.

Erdoğan’ının bu ‘ortak düşman’ çıkışına karşı ne pazarladığını elbette ki kamuoyu bilmiyor. Bu tür işlerin bedava olmadığını, ABD’nin babasını hayrına böyle çıkışlar yapmadığını herkes çok iyi bilir.

 

‘PKK HALKTIR, HALK BURADA’

 

Ancak 80’li yıların ortalarında başlayan, patenti ABD ve diğer NATO üyesi devletlere ait olan PKK’nin ‘terör örgüt’ olduğu iddiası çöktü. Kitleler PKK ile aralarına mesafe koymadılar. Aksi gelişmeler yaşandı. Sanki kitleler ‘aranıza mesafe koyun’ çağrıların inat var olan mesafeyi de kaldırıp attılar. ‘PKK halktır, halk burada’ dediler. PKK ortak düşman ilan edildiğinde de aynı tepki ortaya koydular.

Öte yandan Kürdistan, Ortadoğu ve dünya değişti. Berlin duvarının yıkılışı, 11 Eylül 2001 saldırıları, Afganistan ve Irak savaşları derken ‘Arap Baharı’ ile birlikte Ortadoğu’da deyim yerindeyse kıyamet koptu. Herkes, ABD’den PKK’ye kadar, ama herkes yeni duruma ilişkin yeni politikalar üretmeye çalıştı.

Bunu beceremeyenlerin hali ortada: Sovyetler Birliği çöktü. Ülkeler parçalandı ve yeni devletler doğdu. Yugoslavya örneğinde olduğu gibi kanlı boğazlaşmalara kadar vardı. Ukrayna’da bu boğazlaşmanın artçıları devam ediyor. Saddam bir kuyudan çıkarıldı ve idam edildi. Baba Esad’ın yerine büyük umutlarla gelen Beşar Esad Şam’a hapsoldu. Çünkü onlar halen 20. Yüzyılda yaşamaya ve davranmaya çalıştılar. Değişen dünyayı doğru okuyamadılar.

 

PKK’NİN FARKI

 

İşte PKK’nin farkı da burada ortaya çıkıyor. O, 20. Yüzyılda kurulmuş olmasına rağmen, NATO’nun ikinci büyük ordusuna karşı savaşmasına rağmen, ABD, İngiltere, Almanya ve İsrail gibi süper güçlerin Türk devletini desteklemesine rağmen, lideri bir komplo sunucu esir düşmesine rağmen tasfiye olmadı. Aksine gelişip, güçlendi.

Bunun birçok nedeni olabilir.

Ancak en önemli iki nedeninin altını çizmekte yarar var: Birincisi PKK, Öcalan’ın liderliğinde 21. Yüzyılı doğru okudu ve buna uygun yeni paradigma değişikliğine gitti. İkincisi ise bir halk hareketi olmayı müthiş şekilde başardı. Sadece Kürdistan’ın bütün parçalarında ve Kürtlerin olduğu her yerde değil, son DAİŞ karşıtı direniş ve mücadele ile bütün insanlığın vicdanında haklı bir yer buldu. Kendisini sadece dünya kamuoyuna değil, bizzat onu ‘terör örgütü’ diye nitelendiren süper güçlere de kabul ettirdi. Bu nedenle bu gün Washington, Moskova, Berlin, Paris, Kudüs, Pretoria, Brüksel, Pekin veya başa bir merkezde PKK’nin adı geçtiğinde karşıtları bile saygıyla bahsetmeleri tesadüfü değildir.

 

ERDOĞAN ESKİ DÜNYANIN VE ÇİLLER’İN YOLUNDA

 

Ancak bütün bu gelişmeleri doğru okumayan ve ders çıkarmayan birileri var hale: Erdoğan ve adamları.

Israrla kaybettikleri ve sonuçta mutlak şekilde kaybedecekleri bir savaşı sürdürmek istiyorlar. Bunun için bula bula posası çıkmış, artık hiç kimsenin itibar etmediği, tümüyle soğuk savaş dönemine ait bir görüşe sarılmış durumdalar. Son günlerde hangisi konuşsa tıpkı o Çiller-Güreş-Ağar üçlüsünün ‘bin operasyon’ yaptıkları günlerdeki gibi HDP’ye, bütün Kürtlere, hatta Kürt sorununun şu veya bu şekilde kansız ve barışçıl yollarla çözümünü isteyen herkese ‘PKK ile aranız mesafe koyun’ diyorlar. Herkesi eski bir sopayla tehdit ediyorlar.

Erdoğan bayram namazı çıkışında, normalde hayırlara vesile olması gereken bir günde, HDP’yi onun eş başkanı Selahattin Demirtaş’ı tehdit ederek ‘organik olmasa da inorganik bağ var’ diyor.

Gerçekten mi…?

Milyonlarca insanın ‘PKK halktır, halk burada’ dediği bir yerde organik veya inorganik bağ mı olur Allah aşkına.

Yapmayın etmeyin… Dünya alemi kendinize güldürtmeyin. Kürdistan’a, Ortadoğu’ya, değişen dünyaya bir bakın…

Birde kendinize şöyle bir soru sorun:

Hakikaten sabahtan akşam kadar PKK ile arasına mesafe koymayan milyonları tehdit eden, JİTEM gibi ölüm mangalarına iş başı yaptırtan Çiller ne oldu? ABD, İngiltere ve Almaya gibi güçlerin desteğine rağmen başara bildi mi?

Peki, siz paten sahibi ABD ve NATO devletlerinin terk ettiği, kaç tane başbakan, genelkurmay başkanı, içişleri bakanı, cumhurbaşkanı eskiten bu ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ çıkışınızla ne yapacaksınız?

PKK ile ‘organik ve inorganik bağı’ olan kaç Kürt öldürmeyi, kaçını cezaevine atmayı, kaç yuva yıkmayı, kaç köy boşaltmayı, kaç dernek kapatmayı düşünüyorsunuz? Velhasıl bu konudaki hasılat raporunuz nedir, açıkça söyleyin de kamuoyu bilsin?

Ha şu mesafeye gelince, mesafe kalmadı artık.


ANF

 

 KURDİSTAN -DÜNYA SON DAKİKA HABER ve GELİŞMELERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

 

KURDİSTAN -DÜNYA SON DAKİKA HABER ve GELİŞMELERİ İÇİN TIKLAYINIZ...

ETİKETLER : Çiller’de ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ demişti- Cahit Mervan- ‘PKK ile aranıza mesafe koyun’ önermesinin patenti ABD ve İngiltere’ye aittir.
Diğer DKM-Analiz haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA