FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ

Türkiye 40-50 yıldır devlete sızan, devleti derinden işgal eden FETÖ Terör Örgütünü deşifre ederek harekete geçti...
Bu haber 2015-04-11 11:23:48 eklenmiş ve 613 kez görüntülenmiştir.

FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜ

 

Türkiye 40-50 yıldır devlete sızan, devleti derinden işgal eden FETÖ Terör Örgütünü deşifre ederek harekete geçti...

 

Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği 7 sanıklı iddianamede örgütün paralel bir "cemaat devleti" kurup, kumpaslarla devleti itibarsızlaştırarak egemenliğini ele geçirmeye çalıştığı belirtildi

 

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Buçlar Bürosu tarafından Paralel Yapı'ya yönelik hazırlanan iddianame Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, sanıklar Seyyit Akşit, Cihan Tümbül, Durak Yiğit, Ömer Aydın, Kadir İnan, İbrahim Şimşek ve Nebil Ark "Fethullahçı Terör Örgütü üyesi" olarak gösterildi. Böylece Paralel Yapı'nın adı da konmuş oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü Terör Daire Başkanlığı'nın "Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FTÖ/PDY)" isimli raporuna atıf yapılarak, örgütlenmenin, cebir ve şiddet faaliyeti dikkate alınarak terör örgütü olarak nitelendirilebileceğini kaydedildi. İddianamede sanıkların "mensup oldukları örgütün devlet içinden pasifize ve tasfiye edilmesini engellemek, devleti Paralel Yapı'nın mensuplarına mahkum ve muhtaç göstermek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu ispatlamak, hükümetten intikam almak, yeni atanan kamu görevlilerinin suç örgütleri karşısında yeterli mücadele veremeyeceğini ortaya koymak" amacıyla atılı suçları işledikleri kaydedildi. İddianamede hükümeti devirmek üzere işlenen suçlarr organize, sistematik, dış destekli olarak nitelendi. Sanıklardan Turgut Özal Üniversitesinde kulak burun boğaz uzmanı olan Ark'ın aynı zamanda "ağabey" ve örgütün lideri olduğu, Akşit, Tümbül, Aydın ve Şimşek'in polis olduğu, Yiğit'in geçen yıl Emniyet'ten ihraç edildiği, İnan'ın ise uyuşturucu satıcısı, suç örgütü lideri olduğu belirtildi. Akşit'in kurumdaki bir çok belgeyi çalarak İnan'a verip soruşturmaların başarısızlıkla sonuçlanmasının sağlandığı kaydedelen iddianamede sanıkların işledikleri suçlar şöyle sıralandı:

 

POLİS ARACI ÇALDILAR:

Sanıklar Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne ait sivil plakalı aracı 16 Temmuz 2014'te çaldı. Otomobilde çelik yelek, çelik levhalar, polis yeleği, şapkası, biber gazı, araç içi kamera ve hafıza kartı, navigasyon cihazı gibi malzemeler bulunuyordu. Organize Suçlarla Mücadele Şube'ye ait, suç örgütleriyle ilgili gizli belgeleri, kuruma ait telsizlerin kodlarını, personel bilgilerini, resmi ekip aracını çalarak, kurum dışındaki suç örgütlerine "siyasi gayeler elde etmek maksadıyla" verdiler. operasbyonları sızdırırak suçluların yakalanmasını engellediler. Bu fiiller terör saikiyle işlendi. Suçun, Paralel Devlet Yapılanması Terör Örgütü namına işlendiğine dair deliller ve tespitler var. Sanık Akşit sorgusunda polis aracını terör amaçlı çaldıklarını ve suçların siyasi amaçlı işlendiğini kabul etti.

 

SERVER'LARI PATLATACAKTI:

Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'nin bilgisayar server'larının patlatılmasını da tasarladılar. Ancak patlayıcı bulma işini ihale ettikleri Kadir İnan, görevi reddedince hayata geçiremediler. Sanık Kadir İnan ifadesinde Akşit'in, kendisinden uzaktan kumandalı bomba temin etmesini istediğini, devlete ait bir birimde server odasını patlatacağını, odadaki bilgilerin kimsenin eline geçmemesi gerektiğini söylediğini belirtti.

 

SORGULARINDA BİRBİRLERİNİ SATTILAR...

İddianameye göre, sanıklar sorguları sırasında örgüt üyeleriyle ilgili önemli bilgiler verdi. Sanıklardan Kadir İnan, sanık polis Seyyit Akşit'i suçlayarak "Cemaatin her yerde bulunması ve cemaat mensuplarının zarar görmemesi için her türlü mücadelenin içinde olmamız gerekir" dediğini belirtti. Sanık Dilekli de Akşit'in "Elimdeki arşiv ve belgelerle, şube müdürü ve amirleri zor duruma sokacağım, bu olmazsa gayrimeşru yöntemlerle müdür ve amirleri görevden aldıracağım" dediğini söyledi. Akşit'in teknik büroda çalışırken bazı suç örgütlerinin dinleme tapelerini 70 bin lira karşılığında sildiği ortaya çıktı. Akşit uyuşturucu satıcısı İnan'a neden polis telsizi, çelik yelek ve bazı belgeler sağladığına ilişkin soruya, "Ailemi tehdit ettiler, kabul etmek zorunda kaldım" diye yanıt verdi.

 

ÖNCE İTİRAF ETTİ SONRA İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ

Seyyit Akşit çeşitli itiraflarda da bulundu. Akşit, İnan'ın bağlantısı olan Aydın ve Yiğit'in Paralel Yapı içinde hiyerarşik bir biçimde yer aldıklarını söyledi. Şubenin ağabeyinin "abilerin abisi" lakaplı Fatih Üniversitesi doktoru "Nebi" adlı kişi olduğunu ve talimatlarının tüm birimlerin yetkililerince uygulandığını söyleyen Akşit, Yasin Öztürk adlı kişinin amir ve memurlardan "himmet" adı altında sürekli olarak 200-500 lira topladığını belirtti. Ankara Emniyeti'nin "polis ağabeyinin" Arif Canlı olduğunu, Adem Yalçınkaya'nın da bu yapı sayesinde Organize Şubeye geldiğini iddia etti. Akşit daha sonra can güvenliğinden endişe eden Akşit bu ifadelerini değiştirdi.

 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 

FETÖ’den adaleti karartma divanı

 

Fetullahçı Terör Örgütü iddianamesinde, şüpheli polis Seyit Akşit’in itiraflarını etkisizleştirmek için paralel bir soruşturma açıldığı, FETÖ soruşturmasını yürüten polislerin suçlandığı, örgüt üyesi polislerin sızdırdığı bilgi ve belgelerle 10 soruşturmayı akamete uğrattıkları belirtildi.

 

 

Fetullahçı Terör Örgütü iddianamesinde ilginç detaylar yer aldı. İddianamede şüpheli polis memuru Seyit Akşit'in itiraflarını etkisiz kılmak için örgütün paralel bir soruşturma açtığı belirtildi. Olay yeri Ankara olmasına rağmen, Sincan adliyesinde açılan soruşturmada FETÖ soruşturmasını yürüten polisler suçlandı. Öte yandan, örgüt üyesi polislerin suç şebekelerine sızdırdıkları bilgi ve belgelerle 10 soruşturmayı akamete uğrattığı da iddianamede yer aldı.

 

 

Fetullahçı Terör Örgütü tanımının ilk kez yer aldığı ve Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da kabul edilen iddianamede, örgütün başvurduğu akıl almaz yöntemler bir bir anlatıldı. İddianameye göre; verdiği ifadeyle Fetullahçı Terör Örgütü'nün faaliyetlerini deşifre eden polis memuru Seyit Akşit'in beyanlarından rahatsız olanlar,suç yeri Ankara olduğu halde Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı'na (Sincan) şikayet dilekçeleri verdi. Seyit Akşit'in ifadesini alan ve soruşturmada görev alan Ankara Organize Şube müdürü E.E, M.Ç ve Ö.F.D'ri hukuka aykırı ifade almak ve örgüt mensuplarına “iftira atmakla” suçlandı. Oysa Akşit'in verdiği ifadeler avukatının da hazır bulunduğu ortamlarda alındı. İddianamede konuyla ilgili şu değerlendirme yapıldı:

 

 

Sincan'daki örgütlü yapı

 

 

“Ankara Batı Adliyesinde örgütlü olarak başlatılan paralel soruşturmaların amacının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen asıl soruşturmayı boşa çıkarmak, sonuçsuz ve amaçsız hale düşürmektir. Şüpheli Seyit Akşit'in itiraflarını hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmediğinin tespit edilmesi üzerine bu defa Akşit'in psikolojik sorunları olduğuna dair daha önce hiçbir görüş belirtilmemesine rağmen, itirafları etkisizleştirmek için ikinci bir gerekçe oluşturulmaya çalışıldı. ” Örgütün yapısını deşifre eden Seyit Akşit ise ifadesinde, “Emniyetin Organize Şubesinin cemaat abisi'abilerin abisi' lakaplı Fatih Üniversitesinde KBB doktoru Nebi (Nebil Ark) isimli şahıstır. Bu kişinin talimatları tüm birimlerin yetkilerince uygulanıyordu.”

 

 

10 SORUŞTURMA AKAMETE UĞRATILDI

 

Terör örgütü mensuplarının Ankara'da faaliyet gösteren suç şebekelerine yönelik soruşturmaları akamete uğratmak için bilgi ve belge sızdırdıkları da iddianamede yer aldı. Akamete uğratılan soruşturmaların bazıları:

 

-2014/93060 sayılı soruşturma: Şüpheli Kadir İnan'ın kurduğu suç örgütüne yönelik soruşturmayla ilgili bilgi ve belgeler sızdırıldı. Soruşturmadan bir sonuç alınamadı.

 

-2014/93577 sayılı soruşturma: silahlı suç örgütü kurmakla suçlanan Şahin Turgut ve ekibine yönelik teknik takip boşa çıkarıldı.

 

-2014/98614 sayılı soruşturma: Bülent Aramaz'ın kurduğu silahlı suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında dinleme ve teknik takip yapıldı. Aramaz polisle girdiği silahlı çatışmada öldürüldü. Seyit Akşit'in bu örgüte bilgi sızdırması nedeniyle soruşturmadan sonuç alınamadı.

 

-2013/169124 sayılı soruşturma: Menderes Yağmuz ve grubuyla ilgili teknik takip ve dinleme kararları alındı. Seyit Akşitin haber vermesi nedeniyle bu soruşturmadan da sonuç elde edilemedi.

 

9 BAŞLIKTA TERÖR BAĞLANTISI

 

İddianamenin “Olayların Oluş Şekli ve Değerlendirmesi” başlıklı bölümünde Fetullahçı örgütün terör ilişkisi 9 başlıkta anlatıldı. Bunların bazıları özetle şöyle:

 

-İçişleri Bakanlığı'na yazılan yazıya verilen 52 sayfalık yanıtta örgütün kuruluşu, amacı, yönetim modeli, haberleşme ağı, uyguladığı siyasi ve terör baskısının bu yapının terör örgütü olduğunu gösteriyor.

 

-Örgüt Türkiye Cumhuriyeti Devletine paralel bir “Cemaat Devleti” oluşturmak ve devletin egemenliğini ele geçirmek için gizli faaliyet yürütüyor.

 

-Fetullahçı Terör Örgütünün hükümeti devirmek için giriştiği organize, sistematik, dış destekli, yargı ve emniyet üzerinden yürütülen operasyonların hedefi olan 61.hükümet, paralel yapının kadrolarını pasifize etti.

 

-Örgüt mensuplarının pasifize edilmesini engellemek, yeni atanan kadroların başarısız olduğunu göstermek için ayrıca hükümetten intikam almak için harekete geçti.

 

-Şüpheli Nebil Ark'ın başkanlığında (ağabeyliğinde) şüpheliler hiyararşik ilişki ve emir komuta zincirinde, devletin emniyet gücünü çökertmek için planlama yaptı. Bu planlamaya uygun olarak önce şüpheli Seyit Akşit kuruma ait belgeleri çalıp suç örgütüne verdi. Bu yolla bir çok soruşturmanın başarısız kalması sağlandı. Akşit, devletin telsizi ve telsiz kodlarını suç örgütüne vererek, suç örgütlerinin emniyetin konuşmalarını dinlemesini sağladı. Böylece suç örgütleri operasyonlara karşı tedbir geliştirdi.

 

-Bu amaçla emniyete ait bir otoyu çalarak, bir ara patlayıcı madde bulup Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şubesindeki bilgisayar server'larını patlatmayı hedefledi. Ancak bunu gerçekleştiremediler.

 

-Şüpheli Seyit Akşit, emniyete ait aracın terör amaçlı çalındığını itiraf etti.

 

-Şüpheli Kadir İnan da ifadesinde terör amaçlı hırsızlık suçunun işlendiğini itiraf etti.

 

xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx

 

 

 

MİT TIR'ları Soruşturmasında Tutuklanan Binbaşı: TIR Açılırsa Hükümet Düşer

 

Selam Tevhid soruşturması kapsamında Tutuklanan Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Mehmet Fırat, ifadesinde MİT'çilerin kendisine "Bu TIR açılırsa hükümet düşer" dediğini aktardı.

 

Adana'da MİT TIR'larının durdurulmasıyla ilgili 17 asker tutuklandı. Mahkeme, sanıkların TIR'lardaki malzemeleri ifşa etmeye çalıştıklarını, böylece hükümeti zor duruma düşürmeyi hedeflediklerini iddia etti.

 

Selam Tevhid soruşturması kapsamında Adana'da MİT TIR'larını durdurduğu tespit edilen 34 muvazzaf asker geçten hafta gözaltına alınmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından yürütülen soruşturmada 32 şüpheli ''terör örgütü üyesi olmak, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'' suçlarından mahkemeye sevk edildi. 2 şüpheli ise serbest bırakıldı. İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne çıkarılan askerlerden aralarında bir yarbay, iki binbaşı ile bir yüzbaşının da bulunduğu 17'si 'Silahlı terör örgütüne üye olma ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlarından tutuklandı.

 

"MİT'İN OLDUĞUNU BİLİYORLARDI"

 

Kararda, şüphelilerin bölgelerinde MİT faaliyetlerinin olduğunu bildikleri halde bu TIR'ları durdurarak aramaya çalıştıkları, TIR'larda bulunan malzemelerin ifşası için yoğun çaba harcayarak hükümeti zor duruma düşürmeyi hedefledikleri dile getirildi. Şüpheliler hakkında kuvvetli delil bulunduğu belirtilirken, uzun süre dinleyip takip ettikleri kişilerin MİT mensubu olduklarını bilmedikleri yönündeki savunmalarının hayatın olağan akışına ters düştüğü belirtildi. Mahkeme 10 asker hakkında yurt dışına çıkış yasağı ve karakola imza atmaları gibi adli kontrol tedbiri uygulayarak 15 şüphelinin serbest bırakılmasına karar verdi.

 

"TIR AÇILIRSA HÜKÜMET DÜŞER"

 

Tutuklanan Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Mehmet Fırat, ifadesinde şunları anlattı: "Olay yerinde Deniz olarak tanıdığım ve Semih olarak bildiğim MİT'çileri de gördüm. Onlar bana, 'Bu TIR ağzına kadar silah dolu eğer açılırsa yarın hükümet düşer. Yer yerinden oynar dünya ayağa kalkar. Altında kalırsınız açmayın' dediler. O bölgede MİT'in silah deposu olduğunu biliyordum. Bunları Deniz ve Semih isimli MİT'çilerden duyuyordum. Buralardan Suriyeli muhaliflere silah sevkiyatı yapıldığını bize anlatırdı. Hatta çok ağır silahlar gönderdiklerini ve Esat rejiminin düşmek üzere olduğunu da bize söylemişlerdi."

 

"ÇATIŞMA PAHASINA..."

 

Mahkeme sorgusunun ardından serbest bırakılan Üsteğmen Gökhan Bakışkan TIR'lar durdurulduktan 1.5 saat sonra olay yerine vardığını söyledi: "Olay yerinde Deniz Ateş isimli emekli Binbaşı olup Reyhanlı MİT depolarından sorumlu kişiyi gördüm. Kendisi bana daha Suriye'deki bazı silahlı unsurlara silah, mühimmat desteği verdiklerini, bunun yönetiminin sınırdaki askerleri arayıp Bükülmez, sınırdan çekilmesini sağlayarak yaptıklarını söylemişti. Bu nedenle TIR'ları aramamamız gerektiğini söyledi. Olay sırasında MİT personeli de üstlerinden talimatlar aldıklarını çatışma pahasına TIR'ları açtırmayacaklarını söyledi."

 

"MÜHİMMAT GÖRDÜM"

 

Tutuklanan üsteğmen Önder Kır: "İhbar haber merkezimize düşünce şube müdürümüzün emri ile tekrar savcı beyle görüştüm. Yaptığımız görüşmede El Kaide bağlantılı terör örgütüne silah ve mühimmat sağlama konulu bir arama talebi düzenlememizi istedi. TIR'ların kapaklarını açarak içinde çeşitli sayı ve ebatlarda mühimmat olduğunu gördüğüm. Bu arama ve görüntüleme olayı MİT mensubu kimliklerini görmeden önceydi. Öğrendikten sonra herhangi bir kayıt işlemi yapmadık."

 

"KOMUTANA SÖYLEMEDİM"

 

Ankara İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube'de görevli tutuklanan Astsubay Gültekin Menge, 7 Ocak 2014'te komutanı Yüzbaşı Hakan Gencer'in uyuşturucu konulu dinleme yapması yönünde talimat verdiğini söyledi: "18 Ocak'ta iki ayrı numaranın konuşmalarının şüpheli olduğunu düşündüm. Bu TIR'lardaki malzemelerin uyuşturucu olmayacağını, batıdan doğuya sevkiyat olması sebebi ile ve dorselerdeki kasaların çelik olması nedeniyle silah olabileceğini değerlendirerek bu durumu Adana İl Jandarma Komutanlığı'na ihbar etmeyi tasarladım. Ancak komutanıma söylemedim."

 

 

ETİKETLER :
Diğer Genel-Güncel haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA