ÇİNİK “PARTİ ÖRGÜTÜNE İNANIYOR VE GÜVENİYORUM”

CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Süreyya Cinik, ön seçimde parti üyelerinin, kimin aday olacağı konusunda en doğru kararı vereceğinden hiç şüphesi olmadığını söyledi
Bu haber 2015-03-26 10:01:18 eklenmiş ve 567 kez görüntülenmiştir.

ÇİNİK “PARTİ ÖRGÜTÜNE İNANIYOR VE GÜVENİYORUM”

 

CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Süreyya Cinik, ön seçimde parti üyelerinin, kimin aday olacağı konusunda en doğru kararı vereceğinden hiç şüphesi olmadığını söyledi

ÇİNİK “PARTİ ÖGÜTÜME İNANIYOR VE GÜVENİYORUM”

Uzun yıllar sivil toplum örgütlerinde görev yapıp, siyasette de önemli tecrübe ve birikim sahibi olan Süreyya Cinik, CHP’den milletvekili adayı olmak için gireceği ön seçimden en doğru kararın çıkacağını belirtip, sonuç ne olursa olsun herkesin de buna saygı duyması ve kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Kent Yaşam Gazetesi Haber Müdürü Tuncay Dağlı’ya siyaset yapma nedenini ve amacını anlatırken, Türkiye’nin içinde bulunduğu konumu değerlendiren Cinik, kendi kendine CHP’ye yeni kuşakların kazandırılması konusunda bir görev verdiğini de söyledi. Cinik düşünce ve görüşlerini şöyle ifade etti:

“HERKES KENDİNE BENZEYENİ SEÇER”

“Ön seçim olayı parti örgütüne bir sinerji getirdi. Seçimde örgütümün gereğini yapacağına inanıyorum. Sonuç ne olursa olsun herkesin de sandıktan çıkana katlanması ve kabul etmesi gerekir. Örgütümün iradesinin de sandıktan aynen çıkacağına inanıyorum. Çünkü herkes kendine benzeyeni seçer. Parti üyesi kendini temsil edecek olana vekalet veriyor. Nasıl ki ameliyat olacağımız bir doktoru bulabilmek için on kişiden fikir alıyor, davamızı takip edecek avukatı iyice araştırıyorsak, milletvekili olacak, bizi temsil edecek kişiye de hayatımızı teslim ediyoruz. Bu nedenle onların da çok iyi incelenip, araştırılıp, kim bu göreve layıksa onun meclise gönderilmesi gerekir. Bu nedenle bu örgütün çok doğru karar vereceğine inanıyorum. Vermeli ve takibini de yapmalıdır.”

“PARTİLİLERİM KARŞILARINDA TUTARLI, VEFALI, ULAŞILABİLİR BİR SİYASETÇİ OLDUĞUNU BİLSİN”

“Çevremdeki insanlar beni mert, dürüst, sözünün eri olarak bilirler. Siyaseti de bu ilkeler doğrultusunda tutarlı bir şekilde yürütüyorum. Ayrıca parti içinde deneyimim, emeğim, tutarlılığım var, konuşabilirliliğim var. Örgütü iyi bilen biriyim. Yaşam tarzı olarak da sosyal demokrat çizgiden hiç sapmadım. Bana oy verecek parti üyesi arkadaşlarımın, karşılarında tutarlı, ulaşılabilir, kadirbilir, sevgi ve saygıya önem veren bir siyasetçi olduğunu bilmelerini isterim. Benim için emek en yüce değerdir. Partide üyenin haklarını çiğnersen emek en yüce değer olmaz. Bu nedenle partiye emek verenin kıymetini bilmemiz, üyelere yönelik çalışmalar yapmamız, öncelikle kendi evimizin önünü temizlememiz gerekir. Ben milletvekili olursam bu anlamda tüm duyarlılıklarımı kullanacağım. Çünkü insan emeğini gözardı ederseniz, hiçe sayarsanız toplum bozguna uğrar, karmaşa ve kaos yaşanır.”

“CHP’NİN STK’LARI GÜÇLENDİRMESİ GEREKİYOR”

“Aklı başında her insanın yaşadığı yerin, toprağında havasında suyunda söz hakkı vardır. Bu hakkını kullanması gerekir. Petrol çok önemlidir ama hava, su, toprak kaybedilirse yaşamsal değerler kaybedilmiş olur. Dünya global bir köy oldu. Benim havam, benim suyum, benim toprağım diyemiyorsunuz. Bu nedenle kendi değerlerimizi korumak zorundayız. Ben bu düşünce doğrultusunda siyaset yapıyorum. Aslında bu söylediklerim STK’larda görev üstlenerek de yapılabilir. Ancak ülkemizde 1980’den sonra STK ve sendikaların toplum üzerindeki etkisi azaltıldı, neredeyse yok oldular. Şimdi STK’ların yerini almaya çalışan yerel dernekler var ama bunlar da STK kadar istenilenleri yapamıyor. Sosyal demokrat bir siyasi partinin, özellikle de CHP’nin öncelikle STK’ları güçlendirmesi gerekiyor ki baskı grubu oluşturabilsinler. Çünkü Türkiye’de siyasi partiler tek başına yeterli olmuyor.

Benim siyasete girmemdeki temel amaç da STK’ların güçlendirilmesi içindir. Çünkü STK’nın gelip tıkandığı yer de, yolunun açılacağı yer de siyasi partilerdir. Ben son 5 yılımı Kars- Ardahan- Iğdır Sanayici ve İş Adamları Derneği  (KAISİAD yaparak geçirdim. STK’ların önemini bu görevi yaparken daha iyi kavradım. Kendi hakkımı korumak, ezilenin hakkının hakça paylaşımının sağlanmasına katkıda bulunmak için siyasete girdim. Yaşam tarzım da sosyal demokrat bir anlayış doğrultusundadır. CHP’de görev yapmaktan da mutluyum. Partim bana milletvekilliği görevini verirse, STK’larla ilgili köklü çalışmalar yapmak istiyorum. Çünkü bu konuda alandan çekilmiş durumdayız ve yeniden girişimlerde bulunup, halka sosyal demokrat görüşte, CHP üyesi ve hatta milletvekili olarak STK’ların önemini anlatmamız, buralarda görev almalarını teşvik etmemiz gerekir.”

“ÜLKEMİN BU KOŞULLARINDA AKLI BAŞINDA HER İNSANIN SİYASET YAPMASI GEREKİR”

“Bana göre milletvekilinin kendine has projeleri olmaz, olmamalı. Çünkü CHP’nin zaten kendi parti programı var. Milletvekili olursam eğer benim ve diğer arkadaşlarımın yapacağı iş, bu sosyal demokrat programların sıkı takipçisi ve uygulayıcısı olmaktır. İkinci olarak halkın bütün ihtiyaçlarına açık olmak zorundayız. Burası İstanbul, İsviçre değil, burası Türkiye, Londra da değil, Avrupa sosyal demokrat birlikleri ise hiç değil. Orada hangi parti iktidara gelirse gelsin insan hak ve özgürlükleri güvencededir. Burada ise mahkemeye düşen kişi kendini kurtarmak için bir tanıdık arıyor, işe girmek isteyenler torpil peşinde koşuyor. Bu nedenle sosyal demokrasi adına yapmamız gereken çok iş var. İktidara gelen siyasi partiye göre, Türkiye gündemini, çizgisini değiştiriyorsa, ülkemizin kırmızı çizgileri yoksa, aklı başında her insanın siyaset yapması, ondan öte mutlaka bir siyasi partiye üye olması gerekir. Hatta parti üyelerinin de en az iki STK’ya üye olması, bunu partinin de teşvik etmesi lazım.”

“PARTİME YENİ KUŞAKLAR KAZANDIRMAK İÇİN KÖPRÜ OLACAĞIM”

“Kendimi, benden sonraki kuşakları da partime kazandırmak için bir köprü olarak görüyor, bu vazifeyi kendi kendime vermiş bulunuyorum . İnsan üretmenin, siyasete kadro kazandırmanın görevim olduğunu düşünüyorum. Alttan gelenler, partinin üst yöneticilerini tanımıyorsa, önceki kuşaklar yeni gelenlere köprü görevi görmemiş demektir. Partimizde bu kültürün kurumsallaşması gerekir. Avrupa sosyal demokrat partilerindeki her yönetim kademesindeki kişinin yerine daha sonra kimin geleceği bellidir. Bu nedenle gelecek o kişinin zaman içinde neler yapabileceği, yetenekleri takip edilir ve ona göre görev verilir.”

“TECRÜBELİ KADROLARIMIZ ESKİ DEĞİL ÇINARLARIMIZDIR”

“Benden öncekilere asla eski demiyorum. Onlar benim için birer çınardır. Zaten partimizin logosunda da 90 yıllık çınarın yanında bir de filiz var. Ancak çınar çınarlığını, filiz de ondan beslenmesini bilmeli. Bizler, partimizin tecrübeli kadrolarını eski diye nitelendirirsek, birbirimize olan saygıyı kaybederiz. Bizim ‘eskiler gitsin’ mantığını bırakmamız lazım. Tecrübeye değer vermemiz, kıymetini bilmemiz gerekir. Eski, yeni ayrımı olmamalı. Ancak yaşlanan, belli bir tecrübe edinen siyasetçilerin de yerlerini alacak yeni nesillerin yetişmesini sağlaması gerekir. Onlara köprü olmaları gerekir. Eski denilen tecrübeli, bilgili ve birikimli çınarlarımıza yönelik eleştiride bulunanların da, yalnızca dışarıdan eleştiri yapmayıp, gelip partiye üye olmaları, eleştiri yaparken, öneri de getirmeleri, dahası ellerini taşın altına koymaları gerekir. Aksi takdirde hiç kimse sorumluluk almak için adım atmayana ‘gel şuraya otur’ demez. Ben de bu durumdan kendime görev çıkardım ve siyasete girdim. Eğer parti üyelerim ön seçimde beni aday gösterir, milletvekili de seçilirsem, üstleneceğim görevi en iyi şekilde yapacağımın bilinmesini isterim.”

“KADINLARIN SİYASETTE YER EDİNMEK İÇİN MÜCADELE VERMESİ GEREKİR”

“Sağda kadın siyasetçi, sözü dinlenen siyasi kadın kimliği var ama solda kadın siyasetçi yok. Neden yok? Bunu parti örgütünün çok iyi düşünmesi gerekir. Bunun sorumlusu eski siyasetçiler değil. Yalnızca onları suçlamak doğru olmaz. Kadınların da bunun için mücadele vermesi, o koltuğu elde etmek için çaba harcaması gerekir. Siyasetçi iddia sahibi, bu işi ben yaparım diyen kişidir. Bu nedenle hiç bir siyasetçi bulunduğu konumu kimseye devretmez. O görevin hak edilerek devralınması lazım. Siyasi partiler de böyledir. Hedefledikleri iktidarı elde etmek için çabalarlar. Bu kapsamda partinin üyesi olan, değişik kademelerinde görev yapan kişiler de kendilerine belli hedefler edinip, o kadroları elde etmek için uğraşmalıdır. Bir kimseye ‘her defasında aday oluyorsun’ demek yerine, onların ve daha başkalarının aday olmasından ve aday sayısının fazla olmasından memnunluk duyulmalıdır. Ben de bir siyasi hedefim olduğu için, amaçlarım doğrultusunda siyaset yapıyorum ve bunun için aday oldum.”

“HALKIMIZA CHP’NİN İLKELERİNİ İYİ ANLATMAMIZ GEREKİR”

“Bu arada partimizin ilkelerini, savunulan fikirleri de halkımıza çok iyi anlatmamız gerekiyor. CHP en çok ulusalcılık konusunda eleştiriliyor. Çünkü biz ulusalcılığın ne olduğunu vatandaşımıza tam olarak anlatamıyoruz. CHP’nin 6 okundan biri devletçiliği sembolize eder ama bizim bunun altını doldurmamız, devletçiliğin ne olduğunu halkımıza anlatmamız gerekir. Halka bağırmadan, otobüsün dışına konuşuyor gibi değil, düzgün düzgün anlatmalıyız. İnsanların anladığını sanıyoruz ama anlamıyorlar. Onların anlayabileceği dilden konuşmalıyız. Ben ‘ilçe sekreteyim’ dediğim de ‘kaç para alıyorsun’ diye soruyorlardı.

İşadamlarımız gidip Çin’e yatırım yapıyor ama Kars’a, Ardahan’a yatırım yapan yok. Devlet, kişiyi sübvanse ediyor, teşvik veriyor ama yatırım yapılmıyor. İşadamı peşin krediyi alıp cebine koyuyor ama Kars’a değil, gidip Çin’e fabrika açıyor. Çünkü devletçiliğin ne olduğunu, devletinin menfaatlerini koruması gerektiğini kavrayamıyor. Öncelikle kendi menfaatini düşünüyor.

Bu nedenle CHP’nin her milletvekili adayının, milletvekilinin partimizin ilkelerini çok iyi özümsemesi ve halka anlatması gerekir. İnsanı seven, insanın acı çekmesini istemeyen, hümanist olan her kişinin mutlaka sosyal demokrat olması gerekir. Zaten bir gün gelecek yeryüzündeki herkes sosyal demokrat olacak.”

SÜREYYA CİNİK KİMDİR?

1961’de Kars’ta doğdu. Fatih Kız Lisesi’nden mezun oldu. Avusturya-Geothe Enstitüsü-ober stuffe, Marmara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölümü mezunu.

1988’de Sosyal Demokrat Halkçı Parti üyesi olarak Sarıyer’de siyasete başladı. 9 Eylül 1992’de CHP Sarıyer İlçe Başkanlığı kurucu yönetim kurulu üyesi ve ilk kadın ilçe  sekreteri oldu. 1994’te Sarıyer Belediye Başkan Adayı oldu. CHP-SHP birleşmesine kadar örgütlenmeden sorumlu ilçe başkan yardımcılığı ve ilçe başkanlığı yaptı. 1995’te 13. sıra milletvekili adayı oldu.

Sarıyer Kars-Ardahan-Iğdır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanlığı, KAISAİD (Kars-Ardahan-Iğdır Sanayici ve İşadamları Derneği) kurucu başkanlığı yaptı, bu görevini 5 yıl başarıyla sürdürdü.

 

Halen Sarıyer Kadın Dayanışma ve Çevre Platformu’nun başkanlığını yürütüyor. Aile şirketinde yöneticilik yaptı. Bekar. İngilizce ve Almanca biliyor.

ETİKETLER :
Diğer SİYASET haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA