Murat GÖLE: “Derdo Dede”yi Öyküleştirdi...

Murat GÖLE: “Derdo Dede”yi Öyküleştirerek Edebiyart Alanında Önemli bir başarıya, önemli bir kültürel hizmete imza atdı...
Bu haber 2015-02-27 08:48:33 eklenmiş ve 616 kez görüntülenmiştir.

İHTİYAR  DİLENCİ; "DERDO DEDE"

            Pastırma yazı dedikleri, kışın ortasında sıcakların yaşandığı bir gündü. En işlek caddenin tam köşe başında oturan, altmış beş, yetmiş yaşlarında, saçları ve sakalları bembeyaz olan ihtiyar elini açmış dileniyordu.

            İhtiyarın yanına genç simalı, giyiminden hali vakti yerinde olduğu belli olan biri yaklaştı. Ona:

---Babalık niye dileniyorsun ? Bak maşallah aslan gibi adam-sın. Gidip bir yerlerde çalışsana ! dedi.

İhtiyar başını kaldırdı, adama baktı. Hiçbir şey söylemedi. Onun bu çıkışına, cevap verme lüzumu görmedi; ancak adam konuşmasına devam etti:

---Bak, biliyor musun sizin gibiler yüzünden bu memleket batıyor. Çalışmıyorsunuz kardeşim, çalışmıyorsunuz! Üstelik, ortalığı kirletiyorsunuz, dedi.

Bu söylemlerine devam ediyor, bir yandan  konuşuyor, bir yandan da ağzındaki sigarayı derin derin çekiyordu. Bir hamleyle, cepinden çıkardığı çok az bir miktar parayı yere, ihtiyarın önüne doğru attı. İhtiyar öne doğru eğdiği  başını kaldırdı ve  toplum fedaisi kesilen, davranışlarındaki yılışık-lıkla beraber, insani yanının pek zayıf olduğunu hissettiği bu adama yok olan bir koluyla, bacağını göstermeyi ve ona " Ben bu kolla bu bacağı sizler için kaybettim" demeyi  bir an aklın-dan geçirdi; ama sustu. Yutkundu ve bir şey söylemeden, tekrar başını önüne eğdi. Adam gitmişti. Varlığı bir anda yok olmuştu. Ancak İhtiyarın  içindeki yara, onun toplumuna duyduğu kırgınlık hiçbir zaman yok olmayacaktı.

Bir anda yıllar öncesine döndü. Çalıştığı fabrikada, el üstünde tutulduğu günleri hatırladı. Toplumuna faydalı olmak, onurluca yaşamak için,  gece gündüz  demeden  koşturduğu  o

yılları anımsadı. Yaşadığı o korkunç kazayı aklından geçirdi; ama ne olmuştu. O, geçirdiği iş kazasından sonra yalnız bırakılmış, bir köşeye atılmıştı. Kimse sahiplenmemiş, eşi dahil olmak üzere, en yakınları bile onu terk etmişti.

            İhtiyar yerinden kalkmaya çalıştı. Altına aldığı bastonu, eline aldı. Bir ayağının ve bir kolunu olmayışı, yerden kalkmasını zorlaştırıyor; ancak kimseden yardım istemiyordu.

   Zor da olsa yerinden kalkan İhtiyar, yavaş yavaş gece kondu bölgesinde olan kulübesine doğru yürüdü. Yolda yürürken yanına birkaç genç sokuldu.

---Ne haber  Derdo Dede nasıl gidiyor ?

---İyidir evlat sürünüyoruz. Allah hayırlı bir ölüm nasip eylesin de  göçüp gidelim, dedi.

   Gençlerden birisi :

---Allah sakınsın Derdo Dede Nasıl konuşuyorsun öyle, dedi.     Bu gençler, üniversite öğrencileriydi. Derdo Dede'yi her zaman ziyaret ediyorlar, halını hatırını soruyorlar, hatta Derdo Dede'den, borç para bile alıyorlar; ama her defasında da aldıkları borç parayı getiriyor, İhtiyarın güvenine de layık oluyorlardı. Birlikte yürüyerek İhtiyarın kulübesine kadar gel-diler. İhtiyar, bu gencecik insanların ondan ne istediğini biliyordu.

----Ee çocuklar ! Ne kadar lazım, diye sordu.

            Bu üniversiteli gençler her ne kadar aldıkları borç paraları kuruşuna kadar, geri verseler de yine de içlerinde İhtiyara karşı bir mahcubiyetlik oluşmasına engel olamıyorlardı. İçlerinden biri 

---Derdo Dede ayıp ettin. Biz sadece ihtiyacımız olduğunda mı yanına geliyoruz, dedi.

   İhtiyar, onların bu mahcup hallerini iyi anlıyor ve ona göre davranıyordu. Yanına gelenleri de hiç üstelemedi. O gün topladığı ne kadar  para varsa hepsini onlara verdi. Gençler borç olarak aldıkları bu parayı alıp gittiler.

            İhtiyar, kendisi gibi harap, dağınık olan kulübesinde yalnız kalmıştı. Bir an aklına kendi gençliği geldi. Gözleri buğulandı. Kaybettiklerini düşündü. Yüreği sızladı…

O bölgede öğrenci olup da, Derde Dede'yi tanımayan kimse yoktu. Parası biten herkes Derdo dedenin yanına gider, ondan borç alır ve genelde geri öderlerdi. Para alıp da geri gelmeyen-lere Derdo dede hiç kızmaz, borçlarını getirmeyenleri de kimseye söylemezdi. Bu yanıyla, özellikle üniversite öğrencileri tarafından çok sevilmiş ve tanınmıştı. Onun küçücük kulübesine gelen gidenin sayısı belli değildi. Çok fazla konuşmayı sevmemesi, içli bir halinin olması, öğrencilerin ona Derdo Dede adını koymalarına sebep olmuştu.

Hatta bir gün üniversite öğrencileri, İhtiyarı üniversiteye götürmek, onun yaşam öyküsünü kullanarak bitirme tezi hazırlamak istemişler ancak bu istekleri İhtiyar tarafından reddedilmişti.

Akşam, soğuğuyla birlikte bastırmıştı. İhtiyar, kulübesinde eski bir battaniyeye sarılmış, kendini ısıtmaya çalışıyordu. Eski, eski olduğu kadar da delik deşik olan teneke sobasına, attığı birkaç tane tahta parçasıyla, isli demliğindeki çay suyunun kaynamasını bekliyordu. O gün hiç kendiyle barışık olamıyor, durmadan geçmişiyle ve de kendisiyle muhasebe içine giriyordu. Acaba böyle bir yaşam sürmesi onun kaderi miydi ? Yoksa, her şeyin sebebi, onu sırf kolunu ve bacağını kaybettiği için terk edip  giden ve böylesi bir sonu kendisine hediye eden karısı mıydı?

            Öyle ya,  "Muhasebe  vicdanla   karışırsa yalanın  boşa düşeceğini" biliyordu. Acaba, hata kendisinde miydi? Bütün bu duygularla kendisini saran battaniyeye daha sıkı sarıldı. Sarıldığı battaniyesinden, uzun zamandır hissetmediği sıcacık bir insan hissi alıyor, aldıkça da mayışıyordu.

Dilenen ve para toplayan bu İhtiyarın, beşkuruşu yoktu. Çünkü   topladıklarını, hep başkalarına veriyor, onlara kendince yardım etmeye çalışıyordu. Hele üniversite öğrencilerine olduğu ekonomik desteği, kendisi için yaşama sarılmasına tek neden sayıyordu. İşte bütün bu düşüncelerle  birlikte, kulübesindeki yanan ve ortamı ısıtan sobanın da etkisiyle, uykuya daldı.

İhtiyar'ın yaktığı sobanın hemen yanında, İhtiyarın kuruması için koyduğu eski paltosu vardı. Sobadan sıçrayan kor parçacıkları, paltonun bir anda alevlenmesine, kısa zaman-da, kulübenin tutuşmasına sebep oldu. İhtiyarın kulübesi yangın yerine döndü.

Üniversite öğrencilerinin Derdo Dede' si, yaşamının son anında da kara talihine yenilmiş, yanan kulübede alevlerin içinde kalmıştı. Cayır cayır yanan kulübe bir anda insanların dikkatini çekti. Herkes İhtiyarın kulübesini söndürmeye koştu. Kulübenin bir köşesini kırarak, içeriye girdiler ve İhtiyarı dışarıya çıkarttılar. İhtiyarda hiç can yoktu. Bin bir türlü dü-şünceyle ve içini ılıtan insan sıcaklığı niyetine sarılarak uyuduğu battaniyesinin ona kefen olacağını, daldığı bu uykudan hiç uyanmayacağını  nereden bilebilirdi ki !

 İhtiyar, son bir gayretle gözlerini araladı. Etrafına bakmaya çalıştı. Ama yapamadı; çünkü her tarafı sızılıyor, bedenini hissetmiyordu. Bağıran çağıran, telaşla sağa sola kaçışan insanların sesini duyuyordu.

            "Vah vah, yazık oldu adamcağıza, ne de iyi adamdı" gibi derinden gelen seslere takılıyor, bir anlam veremiyordu. Onlar değil miydi ki, yazık olan ve de iyi olan, yıllardır yanı başla-rında yaşayan, çile yüklü bu insanı göremeyenler…

  İhtiyarın son duydukları bunlar oldu. Gözleri kapandı. Bütün acılarıyla birlikte derin bir sessizliğe gömüldü.

 İhtiyarın yanan kulübesi söndürülmüş; ama ne yazık ki İhti-yar ölmüştü. Bu ölümden kısa zamanda üniversite öğrencileri-nin haberi oldu. Onu ne kadar tanıyan varsa akın akın İhtiyarın öldüğü kulübenin yanına geldiler. Bir anda mahşeri bir kalabalık oluştu. Bütün mahalleli, bu kalabalığa bir anlam veremiyor, olayları seyretmekle yetiniyordu.

Yardım ettiği bütün öğrenciler, Derdo Dede'lerini yalnız bırakmıyor hatta bu ölümün acısını yüreğinin derinliklerinde duyuyordular. Onun yaşam içindeki makus talihine inat ölümüne sahip çıkıyor, kendi elleriyle toprağa verdikleri Derdo Dede'lerine, belki de hiçbir zaman ödeyemeyecekleri borçlarını  ödemeye çalışıyordular.

Öğrenciler  İhtiyarın mezar taşına şunları yazdılar:

Adı…………......Derdo Dede

Doğum yeri…….Dünya

Doğum Tarihi….1938

Ölüm Tarihi…....O, hiç ölmeyecek.  

 

Murat GÖLE/Edebiyatçı yazar  



ETİKETLER :
Diğer Kultur-Sanat-Yasam haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA