Şêrko Bêkes Stockholm’de anıldı

Şêrko Bêkes Stockholm’de anıldı
Bu haber 2014-11-17 17:56:50 eklenmiş ve 732 kez görüntülenmiştir.

Şêrko Bêkes Stockholm’de anıldı

“Beni Süleymaniye’de Azadi Parkına, 1983 şehitleri için kurulan anıtın yanına gömün. Orada nefesim kesilmez. Genç kadın, erkek ve sevgililer misafirim olur” diyen modern Kürt şiirinin öncülerinden Şêrko Bêkes, yaşamını yitirdiği İsveç’in başkenti Stockholm’de düzenlenen bir törende anıldı. Bu Haber 2014-11-17 17:34:46 Eklenmistir ve Her Hakki Saklidir. Haberler Kaynak Gosterilmeden Yayinlanamaz. Şêrko Bêkes’in 1988 yılında İşçi Eğitim Merkezi’nde ‘Tucholsky Ödülü’nü dönemin İsveç Başbakanı Ingmar Karlsson’un elinden aldığı salonda düzenlenen anma töreni, dört parçadan Kürdistanlıları bir araya getirdi. Şêrko Bêkes’in yaşamını ve eserlerini tanıtan yarım saatlik filmin gösteriminin ardından Bêkes’in yakın arkadaşlarından Ömer Şehymus, Bekes’in Kürt kültürü için taşıdığı önemin yanı sıra Kürt Halkının birliği ve siyasal mücadelesi için taşıdığı önemi ele alan bir konuşma yaptı. İsveç PEN’in Alman Yazar Kurt Tucholski anısına 1985 yılında ödül vermeye başladığına ve 29 yıl içinde üç Kürt yazarın Tucholski Ödülü’nü aldığına dikkat çeken Şeyhmus, ilk ödülün 1988 yılında Şêrko Bekês’e, 2000 yılında Salim Barakat’a ve bu yıl da Muharrem Erbey’e verilmesinin Kürtler açısından gurur verici olduğunu söyledi. Bir tek İran Kürdistan’ından Kürt yazarların ödül almadıklarını söyleyen Şeyhmus, “Ben İran’daki Kürt yazarlara bu ödülün verilmemesini umuyorum. Çünkü ben İran’ın özgür olmasını ve İslami rejimin yıkılmasını ve Kürdistan’daki yazarlara ödül vermeye gerek kalmamasını arzu ediyorum” şeklinde konuştu.

 

KÜRT ŞİİRİNDE RÖNESANS GERÇEKLEŞTİREN İLK KÜRT ŞAİRİ

Bêkes’in ilk kez kendisine 1969 yılında okuması ve düşücelerini belirtmesi için bir kitabını gönderdiğini ve kitapla başlayan dostluklarının şair yaşamını yitirene kadar sürdüğünü belirten Şeyhmus, Bêkes’in Kürt şiirinde rönesans gerçekleştiren ilk Kürt şairi olduğunu söyledi. Daha önceleri Kürt şairlerinin ya dini ya da Kürt sorununu ele alan şiirler yazarlarken Bêkes’in mücadele ve direniş şiirlerinin yanı sıra hayvan ve doğa sevgisi ile aşkı konu alan şiirler kaleme aldığına dikkat çekti. Bêkes’in son derece temiz ve basit bir Kürtçe ile yazdığı edebi eserlerinin her kesim tarafından kolayca anlaşıldığını ifade etti. Ülkesini ve topraklarını çok seven Bêkes’in İsveç’te rahat edemediğini, ülkesine geri döndüğünde politika yapmak istediğini, entellektüel, düşünce ve ifade özgürlüğünden yana bir edebiyatçı olduğu için siyaset yapmayı başaramadığını söyledi. Şeyhmus, Kürt Federal Bölge yönetiminin PKK’ye yakınlığı ile bilinen Azadi adlı dergiyi kapatma kararı alması üzerine Bekês’in Talabani ile tartıştığını ve derginin kapatılmasına karşı çıktığını hatırlattı. Kürt Federal Bölge yöneticilerinin itirazlarına kulaklarını tıkayıp dergiyi kapatması üzerine protesto amacıyla Kültür Bakanlığı görevinden istifa ettiğini söyledi. Pek çok insan gibi kendisinin de Bekês’in ilkeli tutumdan gurur duyduğunu söyleyen Şeyhmus, Bekês’in aynı zamanda Kürdistan’ın dört parçasındaki değerlere ve şehitlere sahip çıkan tutumunun örnek alınması gerektiğini dile getirdi.

 

Şêrko Bêkes: O bir asiydi

 

 

 

Şêrko Bêkes’in şiirleri bir yandan toplumsal ve ulusal olanı önde tutarken bir yandan bireysel olanı ve kırgın aşkları işler. Şiirleriyle çaresiz kalmış halkın ve aşkın sesi olmaya çalışmış ve bunun için çabalamıştır.

 

Şêrko Bêkes: O bir asiydi

 

Kürtçe edebiyatın önemli temsilcilerinden ve şiirin ustalarından Şêrko Bêkes Pazar günü İsveç’in başkenti Stockholm’de vefat etti.

 

Ne yazık ki aynı gün Türkçe şiirin ustalarından Ahmet Erhan da Ankara’da şiiri geride bırakıp usulca gitmişti. Ruhları şad olsun.

 

SADDAM DİKTATÖRÜNÜN ÖDÜLÜNÜ KABUL ETMEDİ SÜRGÜN EDİLDİ

 

Şêrko Bêkes (Şerko Bekes değil, zira genelde yanlış yazılır), Türkiye’de çok bilinmese de çok üretken ve önemli bir şairdi. 41 kitabı yayımlanmıştı. Şiirleri İngilizce, Fransızca, Almanca, Arapça ve Türkçeye çevrildi. Türkçede ise son olarak Belge Yayınları’ndan Güneyden Şiir Yağmuru adıyla bir seçkisi yayımlandı. Şiirlerinden seçkiler bazı ülkelerde ders kitaplarına girdi ve önemli ödüller aldı. İlginç olan ona ilk ödülünü Saddam Hüseyin’in vermeye çalışmasıdır. Çünkü Saddam da onun şiirlerinden etkilenmiştir. Ondan hem kendisini öven bir destan yazmasını istemiş hem de ödül vermeye çalışmıştır.

 

Ancak Şêrko Bêkes ikisini de reddedince sürgün edilir ve İsveç’e mülteci olarak yerleşir. Bu anlamda ilk ödülü İsveç’tendi. 1987 yılında Tucholsky Ödülü’ne layık görüldü. Özellikle Irak Kürdistanı’nda şiirleri dilden dile dolaştı, ulusal manalar kazandı. Irak rejimiyle baş etmeye çalışan Kürt grupları arasında Ebdula Peşêw’le birlikte ulusal şair olarak anıldı. Orada da Pîremêrd Ödülü’ne layık görüldü.

 

Şêrko Bêkes’in şiirleri bir yandan toplumsal ve ulusal olanı önde tutarken bir yandan bireysel olanı ve kırgın aşkları işler. Şiirleriyle çaresiz kalmış halkın ve aşkın sesi olmaya çalışmış ve bunun için çabalamıştır. O yüzdendir ki “ülkem yüreğimdedir” der. Acının, sızının, sürgünlüğün, ülke özleminin ve doğanın şairidir Bêkes. Dostlar hep gider ama geri dönmezler, aşklar kırgın ve kırıktır. O yüzden giden aşkın yerini başka hiçbir şey dolduramaz. Ülke yürekte taşınacak kadar korunmaya, şefkate muhtaçtır. Onun şiirlerinde her şeyin yeri doldurulabilir bir şekilde ama aşkın yerini ne başka bir şey ne de başka birinin/birilerinin aşkı doldurabilir. Belki de tam bu yüzden vasiyetnamesinde şöyle demiştir: “Beni Süleymaniye’deki Azadî Parkı’na, 1983 şehitleri için kurulan anıtın yanına gömün. Orada nefesim kesilmez. Genç kadınlar, erkekler, sevgililer misafirim olur.”

 

Şairinin birçok şiirinde onun geçmişini de yakalarız. Bêkes’in geçmişine dönüp baktığımızda ise çoğunlukla yoksunlukları ve yalnızlığı, arafta kalmayı, ülkesine ve insanlarına olan özlemin nedenini görürüz. Şêrko Bêkes, 1940 yılında Süleymaniye’de dünyaya geldi. Aslında şiiri babasından devralmış bir şairdir Bêkes. Babası Faik Bêkes de önemli bir şairdi. Ancak babasını daha çocukluk yaşlarında yitirdi. Bir süre Süleymaniye’de okuduktan sonra Bağdat’ta okumaya devam etti. Daha o zamanlarda modern Kürt şiirine merak saldı ve ilk şiirini on yedi yaşındayken yazıp, yayımladı. O dönemde etkilendiği Kürt şairler ise Goran ve Herdî’ydi.

 

Ekim Devrimi’nden etkilenen şair, Kürt ulusal meseleleriyle de daha çok ilgilenmeye başladı. Zaten o dönemde Irak rejimine karşı bir ayaklanma ve direniş de söz konusuydu. Kısa sürede bu evrimle sürecin içinde buldu kendisini. Şiirlerinin ana temasını ülke, pêşmergeler ve özgürlük duyguları oluşturdu. Ancak 1965 yılına gelindiğinde Irak rejimi onu tutuklamaya kalkınca çareyi dağlara çıkmakta buldu. Direniş örgütlerine katıldı ve Kürt Özgürlük Direnişi Radyosu’nda çalışmaya başladı. Bir söyleşisinde bu olayların onu çok etkilediğini ve şiirinin omurgasını oluşturduğunu söyler. On yedi yaşından beri şiir yazmasına ve yayımlamasına rağmen ilk şiir kitabı Telîfeyî Helbest adıyla 1967 yılında basıldı. Hemen ertesi sene de ikinci şiir kitabı yayımlandı.

 

Yakın zamanda Türkçede yayınlanan Güneyden Şiir Yağmuru’nu ise üç çevirmen üstlenmiş: Sîrwan Rehîm, Azad Dilwar ve Baker Schwani.

ETİKETLER :
Diğer Kultur-Sanat-Yasam haberleri
Köşe Yazarları
 ‹ 
 › 
Arşiv Arama
- -
Doğu Haber-Doğu Medya-Doğu Kültür Gazetesi
© Copyright 2013 Dogu Medya -Dogukultur. Tüm hakları saklıdır. Dkm Medya
DKM MEDYA GROUP -1
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
DKM MEDYA GROUP-2
TÜRKİYE-BÖLGE, FİRMALAR- İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA
SERHAT HABERLER
BAĞLANTILARIMIZ
STK-İŞ DÜNYASI MESAJLAR
STK-DERNEKLER
FİRMALAR-İŞ DÜNYASI
DOĞU KÜLTÜR MEDYA